Ali Çarman/Strasburg
HTŞ ve ona bağlı cihatçı güçlerin Suriye’de yönetimi ele geçirmesinin ardında başta Aleviler olmak üzere azınlıklara yönelik saldırı ve tehditler gündemde düşmüyor. Bu doğrultuda sosyal medyada bir hayli görüntüye ulaşmak çok zor değil.
Alevilere, Kürtlere, Ezidilere, Hiristiyanlara ve ezilen bütün halklara yönelik katliam saldırı ve tehditlerine karşı Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) çağrısıyla 4 Ocak günü Avrupa Parlamentosu önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirildi.
Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu (FUAF), Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) ye bağlı güney bölgesi dernekleri ve demokratik kurumların destek verdiği eyleme yüzlerce kişi katıldı.
Otobüs ve arabalarla sabah yola düşen Aleviler ellerinde bayrak ve dövizleri ile Avrupa Parlamentosu önünde toplandı. Saygı duruşu sonrası Fransızca, Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Almanca konuşmalar yapıldı.
Basın açıklamasında ilk söz ev sahibi Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Mehmet Gündüz’e verildi. Gündüz konuşmasında ‘’Emperyalist ülkeler Ortadoğu ve Suriye’yi yeniden dizayn ediyor. Onlar, yeni bir diktatörlüğün kurulmasına hizmet eder durumdalar. Amaçları belli, yer altı ve yer üstü tüm zenginlikleri ele geçirmek istiyorlar. Birden bire demokrasi ve barış hayranı kesilen Erdoğan ve Bahçeli’ye söyleyeceğimiz dönün kendi tarihinize bakın! Maraş, Çorum, Sivas, Cezaevleri daha nice katliam sıralamakla bitmez. Bizler bu sisteme karşı gerçek demokrasi ve barış için mücadelemizi sürdüreceğiz’’ dedi.
Altı dilde hazırlanmış dövizlerle Suriye’de yaşananlara dikkat çekildi. Sırasıyla yapılan diğer konuşmaların ardında Alevi kurumların talepleri: Yaşam hakkı ve ibadet özgürlüğü, kınama ve yaptırımlar, Kutsal mekanların korunması, BM gözetimi ve garantörlük, Radikal gruplarla ilişkilerin kesilmesi ve Azınlık haklarının korunması başlıkları altında dile getirildi.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfedersyonu Başkanı Hüseyin Mat yaptığı konuşmada, “Bugün burada bir kez daha haykırıyoruz. Suriye halkları yalnız değildir. İnançların ve etnik kimliklerin eşitlik, özgürlük ve barış temelinde bir arada yaşayabileceği bir düzenin inşası için taleplerimizi dile getirdik. Bu çağrımız, sadece Suriye halkları için değil, bölgede ve dünyada barışın, adaletin ve insan haklarının güçlenmesi için bir adımdır. İnsanlık onurunu koruyan, halkların kardeşliğini savunan bir dünya düzeni için mücadelemizi sürdüreceğiz’ diyerek katılımcılara teşekkür etti.
Kitlesel basın açıklaması önümüzde dönemde mücadelemiz ve eylemlerimiz farklı biçimlerde devam edecek çağrısıyla son buldu.