YÜCEL ÖZDEMİR / Köln
Dünya siyasetinde etkili bir güç olmak isteyen Almanya, hafta başında egemenlik mücadelesinin sürdüğü bütün bölgelere bakanlar gönderdi. Ancak büyük bir önem atfedilen Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un Pasifik ziyareti başlamadan bitti. Pazartesi günü Avustralya, Yeni Zelanda ve ada devleti Fiji’yi ziyaret etmek siteyen Baerbock’un uçağı, yakıt almak için iniş yaptığı Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Dubai’den ileriye gidemedi. Alman hükümeti tarafından kullanılan ve daha öncede benzer arızalar gösteren ülkenin ilk başbakanı Konrad Adenauer’in adını taşıyan Airbus A340 uçağı, yapılan bakımın ardından havalandıktan iki saat sonra salı sabaha doğru yeniden Dubai’ye iniş yapmak zorunda kaldı. Bu koşullarda Baerbock’un Pasifik ziyareti yapılamayacağı ifade edilerek, bakan ve beraberindeki heyet normal bir uçakla Almanya’ya dönmek üzere yola çıktı. Özellikle Avustralya ve Yeni Zelanda ile yapılacak görüşmelerin, Almanya’nın Pasifik stratejisi açısından önemli olduğu ifade ediliyor. Özellikle Avustralya’da bölgede Çin’e karşı izlenen politikalarda önemli bir üs haline gelmiş görünüyor. Ziyaretin geçmişte benzer arızalar yaşayan bir uçakla yapılması eleştirilerin başında geliyor.
MALİYE BAKANI KİEV’DE
Baerbock’un ziyaretinin yarıda kaldığı gün Federal Maliye Bakanı Chrisian Lindner ise savaşın başlamasından bu yana ilk kez Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ziyaret etti. Polonya’dan Ukrayna’ya trenle giden Lindner, militarist dış politika ve askeri harcamalar konusunda Baerbock ile adeta yarış halinde. Daha önce Almanya’nın askeri harcamaları için 100 milyar euroluk bir Özel Fon’un kurulmasında rolü bulunan Lindner, Kiev ziyareti sırasında Ukrayna’ya 22 milyar euroluk mali destek sözü verdi. Bakanın verdiği bilgiye göre, askeri harcamalar için ise buna ek olarak 12 milyar euroluk yardım yapılacak.
Almanya’nın Ukrayna’ya ağır silah vermesini sürekli destekleyen Lindner, ziyareti sırasında son günlerde kamuoyunda tartışılan Taurus füze başlıklarının verilmesine de yeşil ışık yaktı. Başbakan Olaf Scholz ise katıldığı bir televizyon programında bu konuda çekimser olduğunu ifade etmişti.
KALKINMA BAKANI BATI AFRİKA’DA
Almanya’dan kriz bölgelerine bir diğer önemli ziyareti ise pazartesi günü Federal Kalkınma Bakanı Svenya Schulze Batı Afrika ülkelerine başlattı. Moritanya’dan başlayan ve dört gün sürecek gezide bakan asıl olarak Almanya’nın bölgedeki çıkarları temelinde mesajlar verecek. Geçtiğimiz temmuz ayında Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer ve Çad’ı uluslararası çapta desteklemek için kurulan “Sahel İttifakı” başkanlığına getirilen Schulze, Nijerya’nın başkentinde de gidecek ve askeri müdahale hazırlığı yapan Batı Afrika Devletleri Ekonomi Topluluğu (ECOWAS) temsilcileriyle de bir araya gelecek.
26 Temmuz’daki darbeden önce Nijer’e 24 milyon euro kalkında yardımı vermeyi kararlaştıran Almanya, darbeden sonra hemen bu yardımı dondurdu.
Alman basınında yer alan haberlerde Bakan Schulze, gezisinin Nijerya durağında görüşeceği ECOWAS temsilcilerine askeri müdahale yerine “diplomatik çözüm” önerecek. Bu nedenle ECOWAS’ın darbecilerle diyaloga geçmesi, devrilen devlet başkanu Muhammed Bauzom’un serbest bırakılması öneriler arasında. “Sahel İttifakı”nın da diplomatik çözümden yana olduğu ifade ediliyor.
Ne var ki, bölgede temaslara başlayan Schulze’nin çok fazla etkili olması beklenmiyor. Zira Almanya’nın başından itibaren ECOWAS’a tam destek vermesi elini zayıflatmış durumda. Keza Rusya ve Çin’in bölgede etkili olması da Almanya’nın girişimlerini zayıflatıyor. Buna rağmen bakan, ziyaret sırasında Almanya’nın bölgede kalmaya niyetli olduğunu, kalkınma yardımlarını sürdürmek istediğini, dolayısıyla diyalogun sürmesinden yana olduğunun mesajını vermeye devam edecek.
Almanya’nın askeri müdahale yerine diyaloğu öne çıkarmasının nedenleri arasında Mali’de bulunan Alman askerlerinin geri çekilme sürecinin tamamlaması bulunuyor. Mali’deki darbeden sonra Alman askerlerinin Nijer’in başkenti Niamey’deki havaalanından çekilmesi planlanıyordu. Ancak, Nijer’deki darbe ile birlikte bu plan şimdilik rafa kaldırılmış durumda. Darbeyi gerçekleştiren askerler arasında ayrıca Alman ordusu tarafından daha önce terörle mücadele kapsamında eğitilenlerin olduğu da belirtiliyor.