YÜCEL ÖZDEMİR
Alman sermayesinin son genel seçimlerde yüzde 20’nin üzerinde oy alan aşırı sağcı, ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) partisiyle nasıl ilişki kurulacağı ülkenin en önemli gündemi haline geldi. Orta ölçekli işletmelerin örgütlendiği “Die Famillienunternehmer” (Aile İşletmeleri Birliği) adlı lobi örgütünün başkanının AfD ile ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde yaptığı çağrı hem geniş yankı yarattı hem de tepki topladı.
Aile İşletmeleri Birliği Başkanı Marie-Christine Ostermann, AfD’ye yönelik boykot politikasına son verdiklerini, bu nedenle AfD’li milletvekillerini “Parlamenter Akşam” adı altında Berlin’de düzenledikleri toplantıya davet ettiklerini açıkladı. Ostermann ayrıca, diğer partilerin AfD’ye karşı ilan ettiği “geçilmez duvar” (Brandmauer) politikasının da yanlış olduğunu ve AfD’nin ülkenin gerçeği haline geldiğini sözlerine ekledi. Aile İşletmeleri Birliği, ekim ayında Berlin’deki Deutsche Bank’a ait bir salonda “Parlamenter Akşamı’ toplantısı düzenlediği ve ilk kez AfD temsilcilerini de davet ettiği basında yer aldı. Daha önce Müller Milch başta olmak üzere değişik şirketler AfD’ye yaklaşımı eleştirmişti. Müller Milch’in sahini sahibi Theo Müller AfD eşbaşkanı Alice Weidel ile de bir görüşme yapmıştı. AfD milletvekillerinin de katıldığı Potsdam’daki “geri gönderme” (Remigrasyon) toplantısında da şirket temsilcileri katılmıştı.
Rossmann ve Vorwerk tepki göstererek üyelikten ayrıldı
Ostermann’ın açıklamasına, birliğe üye işletmelerin bir bölümünden tepki geldi. Temizlik malzemeleri satan Rossmann ve ev aletleri üreten Vorwerk, birlikten ayrılmaya karar verdi. Üyeliği donduran Vorwek “Bizim için geçerli olan şey değişmedi. Şirketler her zaman demokratik değerlere dayanmalıdır” açıklaması yaptı. Rossmann ise üyelikten ayrıldığını açıkladı.
Bir bölümü halen Oetker ailesine ait olan Oetker Collection KG tarafından yapılan açıklamada ise “Siyasi konularda yorum yapmayacağı” ifade dildi.
Kahve üreticisi Melitta bu durumda birlik üyeliğini yeniden gözden geçirmeyi düşünüğünü kamu oyuna açıklayarak, yönetiminin değişen tutumu “şaşkınlıkla” karşıladı. Aile İşletmeleri Birliği toplantısının en son 30-31 Ekim’de Melitta’nın ev sahipliğinde yapıldığı, ancak bu toplantıda AfD ile ilişkilerin gündeme alınmadığı da basında yer aldı.
Öte yandan Handelsblatt gazetesinin haberine göre, Deutsche Bank, AfD temsilcilerinin davet edilmesi üzerine, Aile İşletmeleri Birliği ile kira sözleşmesini feshetti. Birlik önümüzdeki yıl Deutsche Bank’ın Berlin temsilciliğinde bir etkinlik gerçekleştirmeyi kararlaştırmıştı.
Gelen tepkiler üzerine “Die Famillienunternehmer” tarafından yapılan yazılı açıklamada, AfD’nin içinde yer aldığı bir hükümet istenmediği ifade edilerek, AfD ile içeriksel bir tartışmanın yapılması talep edildi.
Birliğin yaklaşık 6 bin 500 üyesi var. Üye olmak için kişilerin sahibi olduğu şirketin yıllık cirosunun en az bir milyon euro ve en az 10 çalışanının olması gerekiyor.
İlişkiler aslında devam ediyor
Ostermann basına verdiği demeçlerde AfD milletvekillerinin toplantılara katılabileceğini ifade ederek eyaletler düzeyinde aslında bu yasağın hiç olmadığını da ifade etti. Dolayısıyla, bir süredir eyaletlerde AfD ile girilen ilişki merkezi düzeyde de geliştirilmek isteniyor. Ancak bunu yapmak isteyen sadece Aile İşletmeleri Birliği de değil. Federal Orta Ölçekli İşletmeler Birliği (BVMW) de AfD’nin oylarının yükselmesi nedeniyle politikasını değiştirmeyi gündemine almış durumda.
BVMW Genel Müdür Christoph Ahlhaus, orta ölçekli işletmeler arasında AfD hakkında “canlı” bir tartışma olduğunu, kurumun bu konudan kaçmayacağını ve kısa sürede bir tutum belirleyeceğini söyledi. Ahlhaus da eyaletler düzeyde, AfD temsilcilerinin geçmişte BVMW’nin etkinliklerine katıldıklarını da ifade etti.
Büyük sermaye küresel çıkarları düşünüyor
Alman Sanayi Birliği (BDI) ise AfD konusunda daha temkinli. BDI Başkanı Peter Leibinger, göreve başladıktan kısa bir süre sonra ve son federal seçimlerden önce, aşırı sağcı AfD’nin seçim programına ilişkin olarak “Bu parti, Alman ekonomisi için felaket olur” demişti. İç pazardan beslenen orta ölçekli işletmeler AfD’yi normalleştirmeye çalışırken, AfD’nin güç toplaması durumunda küresel pazar ve dış yatırımların zarar göreceğini düşünen büyük sermaye mesafeyi korumaya devam ediyor. Buna rağmen Alman sermayesinin değişik kesimleri arasında AfD’nin normalleştirilmesi gerektiğini savunanlar da var. AfD’nin ekonomi programının sermaye lehine olması bunda rol oynuyor.
Sendikalar tepki gösterdi
Aile İşletmeleri Birliğinin kapıları AfD’li siyasetçilere açmasına tepki gösteren Birleşik Hizmet Sendikası (ver.di) Genel Başkanı Frank Werneke, “”Tarih, sermayenin aşırı sağcılarla arasına net bir mesafe koymasının ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Bugünkü tartışmalar, 1933 yılında sanayicilerin Hitler’in partisi NSDAP’yi desteklemesiyle tarihsel paralellikler içeriyor. Bu nedenle daha başında savunmaya geçmemiz gerekiyor” dedi.
Alman Sendikalar Birliği (DGB) Yönetim Kurulu üyesi Anja Piel de, aile şirketlerini AfD’ye karşı net bir tavır almaya çağırarak, “AfD’ye yakınlaşmak demokrasiyi, uluslararası itibarı ve ekonomiyi tehlikeye atıyor. AfD’nin izolasyon politikasına son verilmesi, nitelikli işgücünün teminini önemli ölçüde zorlaştıracak” dedi.

