Almanya’nın üçüncü büyük silah şirketi Krauss-Maffei Wegmann’ın (KMW) devlet şirketi olan Fransız rakibi Nexter ile birleşme planları Alman hükümetini harekete geçirdi. Paris’te yapılan açıklama da bütün çalışmaların tamamlandığını ve 2015 yılına kadar birleşme sürecinin tamamlanacağını bildiren KMW ve Nexter yetkilileri, “Bu birleşme silah sanayisinde yakın geçmişte gerçekleşecek en büyük birleşme olacak” dediler.
HÜKÜMET ONAYI GEREKİYOR
Açıklamanın yapılması ardından KMW sahiplerinden Manfred Bode ile görüşen Federal Ekonomi ve Enerji Bakanı Sigmar Gabriel, görüşme ardından sadece bilgi aldığını ve yasalar çerçevesinde birleşmelerin de mümkün olduğunu bildirdi. Gabriel, birleşme için hükümete resmi bir başvurunun olmadığını da sözlerine ekledi.
Bilindiği gibi hükümet, ulusal çıkarları ve güvenliği ileri sürerek Alman silah şirketlerinin yabancı bir şirketle birleşmesini veya yüzde 25’den fazlasını engelleyebiliyor.
Önümüzdeki aylarda hükümet yetkilileri şirket yöneticileriyle birlikte KMW ve Nexter’in birleşmesinin avantaj ve dezavantajlarını inceleyecekler. Böyle bir ortaklık Alman şirketlerinin daha rahat silah satmasını sağlayacağını belirterek “avantajı” öne çıkaranlara Airbus Grubu (EADS) ortaklığından yaşanan sorunlar, karar aşamasının çok uzun olması ve ortak devletlerin öncelikle kendi çıkarlarını gözetmeleri dezavantaj olarak gösteriliyor.
“BİR ALMAN TEKELİ KURULABİLİR”
Gabriel’in Bode ile görüşmesinden sonra açıklama yapan KMW’nin şefi Frank Haun, “Berlin bize metres muamelesi yapıyor. Bizi istiyorlar fakat dışarıda bizimle görünmek istemiyorlar. En azından Paris’te bizim gibi metreslere daha rahat bir yaklaşım var” dedi. Haun’un bu sözlerini, “hükümete ültimatom verdi” şeklinde yorumlayan bazı gazeteler, “Bu durum Gabriel’e büyük bir Alman silah tekeli kurma fikrini gerçekleştirme olanağı sunuyor” diye değerlendirdiler.
Gabriel’in, Rheinmetall’in öncülüğünde ağırlıklı olarak deniz ve kara silahları üreten bir tekel favorize ettiğini yazan Die Welt gazetesinde (15.09.2014), “Rheinmetall’in adı böyle bir birlik için daha önce de gündemdeydi. Eski Başbakan Gerhard Schröder bu yönde bir expertis hazırlatmıştı. Rheinmetall’in öncülüğünde Thyssen-Krupp Marine Systems (TKMS) ve Airbus Grubu’nun deniz bölümünü Atlas Elektronik’in yer aldığı güçlü bir alternatif olabilir. Almanya günün sonunda silah teknolojisinde ABD, Rusya ve Çin’den geri kalmayı kabullenemez” görüşünü savunuldu.
“SÖZ SAHİBİ OLMAK İSTİYORSANIZ..”
SPD Savunma Politikaları Sözcüsü Rainer Arnold, daha önce Spiegel Online sitesine (12.09.2014) verdiği bir demeçte, “Eğer uluslararası alanda; askeri ve ticari birliklerde söz sahibi olmak istiyorsanız o zaman ciddi bir ulusal savunma sanayinizin olması gerekli. Eğer Rheinmetall daha geniş bir alanda faaliyet göstermeye niyetliyse ben bunu selamlarım” dedi.
Arnold’un sözleri 2006’da yayınlanan, “Federal Ordunun Beyaz Defteri”ni (“Weißbuch der Bundeswehr”) hatırlatıyor: “Sadece güçlü bir savunma sanayisine sahip uluslar birlik kararlarında ağırlıklarını hissettirebilirler.”
Son 25 yıldır hükümet gelen bütn partiler Almanya’nın güçlü bir ulusal savunma sanayisiyle birlikte ağırlığını hissettirmek istediğini gizlemiyorlar. Ancak şimdiye kadar bunun nasıl gerçekleşeceği üzerine fikir birliği sağlanmış değil.
Hatırlanacağı gibi daha önce TKMS ve Thales (Fransa) şirketlerinin birleşmesi ve en son olarak EADS ve BEA Systems tekellerinin birleşmesi de bizzat Alman devleti tarafından engellenmişti. (YH)
ALMAN SİLAH ŞİRKETLERİ
Airbus Grubu: Önceki adı EADS olan Uzay, havacılık ve silah tekelinin adı bir süredir „Airbus Grubu“ olarak değiştirildi. Alman-Fransız ortaklığı olan tekel savaş araçlarıyla yaptığı ciro 16,36 milyar Euro dolayında. Airbus Grubu Eurofighter savaş uçağı, A400M tipi askeri nakliye uçağı, Tiger tipi savaş helikopterinin yanı sıra çok sayıda savaş aracı daha üretiyor.
Rheinmetall: Almanya’nın en önemli silah tekellerinin başında gelen Rheinmetall cirosunun yarısına yakınını -2,66 milyar Euro- silah ticareti ile elde ediyor. „Fuchs“ isimli küçük boy tankın yanı sıra çok sayıda askeri araç ve mühimmat üreten Rheinmetall asıl olarak rakibi Krauss-Maffei Wegmann (KMW) ile birlikte Leopard tankını üretiyor.
Krauss-Maffei Wegmann (KMW): Almanya’nın en köklü silah üreticisi olan KMW, silah ticaretinden sağladığı ciro 1,59 milyar Euro dolayında. Rakibi Rheinmetall ile birlikte Leopard tankını üreten KMW çok sayıda askeri araç ve mühimmat üretilyor. KMW’de Rheinmetall gibi Alman ordusunun asıl tedarikçilerinden.
Thyssen-Krupp Marine Systems (TKMS): Thyssen-Krupp tekeline bağlı olan TKMS, dünyanın en önde gelen nükleer olmayan denizaltı üreticisidir. TKMS, denizaltıların yanı sıra mayın tarama, firkateyn, korvet, kruvazör ve hücum botları üretmektedir. Resmi açıklamalara göre 1,34 milyar Euro olduğu söylenen şirket cirosunun değişik ortaklıklarla daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.
Diehl: Almanya silah endüstrisinin „incisi“ denebilecek Diehl firmasının ürettiği „havadan havaya ir güdümlü taktik saldırı füzeleriyle“ (IRIS-T) bütün NATO ordularının yanı sıra NATO güdümlü ordularında tedarikçisi konumunda. Eurofighter, Tornad, Saab Gripen ve Amerikan F-16 ve F-18 jetleri birçoğu bu füzeleri kullanmakta. Merkezi Nürnberg’de bulunan ve 1902’den bu yana aile şirketi olarak faaliyet sürdüren Diehl‘in dünyanın birçok ülkesinde oraklıkları, lisan üretimleri bulunmakta. Sekiz farklı füze tipi üretiminin yanı sıra el bombası, değişik sis bombaları, 20 mm – 76 mm arası ve 155 mm özel mermi, hava savunma, radar –sensor sistemleri ve askeri eğitim sistemleri üreten şirketin silah ticaretinden elde ettiği cironun 1,16 milyar Euro olduğu ileri sürülmekte.
MTU Aero Engines: Başta Eurofighter olmak üzere değişik savaş uçaklarına motor üreten MTU ayrıca Airbus 380 tipi sivil uçak içinde motor üretiyor. Şirketin verdiği bilgiye göre savaş uçakları için yapılan üretimden 640 milyon Euro ciro yapılıyor.
Heckler&Koch: Dünyanın en tanınmış silah firmaları arasında gelen Heckler&Koch, tabanca, makineli tüfek ve keskin nişancı tüfeği üretmektedir.
1811’den bu yana değişik isimler altında Almanya’da üretim yapan firma 1945’den (Almanya’nın savaştan yenik çıkmasıyla) itibaren dikiş makinesi vb. üretiyordu. İspanya’nın faşist diktatörü Francisco Franco, 1949 yılında işsiz kalan Alman silah mühendislerini ülkesine davet ederek makineli tüfek tasarımları yapmalarını ve seri üretime geçmelerine olanak sağlar.
Daha sonra Almanya’nın 1955’de NATO’ya üye olmasıyla birlikte Heckler&Koch ülke içinde yeniden silah üretimine başladı. Bugün Heckler&Koch ürettiği silahlar dünyanın 92 ülkesinde polis ve ordu tarafından kullanılmakta. Tahminlere göre 61 ülkede Heckler&Koch silahları lisans üretimi yapılıyor. Şirketin resmi cirosu 250 milyon Euro olarak gösteriliyor.