Ali Çarman / Stuttgart
Fransa ve İngiltere sonra ise Almanya’da başlayan işçi emekçi hareketi aslında geleceğin ipuçlarını sunuyor. Her ülkenin kendine has özgünlükleri olsa da asıl olarak dikkate alınması gerek hareketin kitleselliği ve coşkusu.
Yaklaşık 2 milyon üyesiyle Almanya’nın ikinci büyük sendikası olan Birleşik Hizmet Sendikası (ver.di) TİS görüşmelerinin ikinci turunda da anlaşma sağlanmaması üzerine uyarı grevlerini genişleterek, taleplerinde ısrar etmeye devam ediyor. Bu çerçevede eyaletler düzeyinde değişik işyerlerinde uyarı grevleri yapılıyor. Özellikle toplu taşıma alanında yapılan uyarı grevleri kentlerde hayatı durdurma noktasına getiriyor.
Hayat pahalılığı ve enflasyon dikkat alınsın
Pandemi süreci ile birlikte kapitalist sistemin kendisinde kaynaklı sorunları ve savaş durumunun neden olduğu bütün sorunları işçi ve emekçilerin, gençlerin üzerine yıkan patronlar her daim karlarını düşündüler.
Ver.di sendikası, kısmen bu durumu dikkate alan talepler ile TİS sürecini başlattı. Geçmiş yıllardaki artan hayat pahalılığı, ev kiralarının korkunç boyutlara varması ve düşük ücretli sözleşmeler gözönüne alındığında; 12 aylık bir dönem için talep edilen yüzde 10,5 zam ya da en az 500 euro talebi fazlasıyla haklı bir taleptir. Ancak işveren durumundaki belediyeler ve eyalet hükümetleri bugüne değin henüz ciddi bir adım atmış değil.
Talepleri gerçekleştirmenin en iyi yolu grev ve mücadeledir. İki gündür Almanya’nın değişik eyaletlerinde başlatılan uyarı grevi dalgasına bu kez Baden-Württemberg eyaleti katıldı.
Sessizliğe bürünen şehir
Normal bir iş gününde Stuttgart şehir merkezinde 600 bin yolcu ordan oraya ve işe yetişmek için taşınıyor. 22 Mart günü tam 24 saat hiçbir toplu taşıma aracı çalışmadı. Uyarı grevine katılım yüzde 100 oldu. Özel arabayla okula veya işe yetişme telaşı tam bir kaos ortamı yarattı.
Waiblingen, Ludwigsburg, Herrenberg, Rems-Murr birçok noktada; hastanelerden, belediye binalarından, iş merkezlerinde, temizlik alanında ve gençlik evlerinde binlerce insan iş bırakarak sabah saat 07.00’den itibaren miting alanına gelmeye başladılar.
Katılım beklenenin çok üstünde olunca, grev kayıtlar için kuralar maslar yemedi. Emekçiler de bazen grev formunu birbirlerinin sırtlarının üstünde doldurdular.
Güle oynaya coşkuyla yola çıkan emekçiler beraberlerinde taleplerini dile getirilen pankartlar taşımayı ihmal etmediler. İş bu pankartlardan bazıları; “Çocukların hamura ihtiyacı var, Bizim de”, “Meslek yerimiz Stuttgart, bunu karşılayabilmeliyiz”, “Hastaneler ve bizler için daha fazla ödenek”….
Kamu emekçileri ise ellerinde olmadan zorunluluktan dolayı yarattıkları bu durumu eylemlerinde anlatmaya çalıştılar.
Stuttgart, Porsche ve Mercedes’ten ibaret değil
Baden-Württemberg eyaleti ver.di Başkanı Martin Gross konuşmasına; Stuttgart, Porsche ve Mercedes’ten ibaret değil. Sürekli bu iki fabrika hakkında haberler basında fazlasıyla yer almakta. Ama sizler olmadan eyalette işlerin yapılması mümkün değil. İşverenlerin teklifi bizlerle alay etmek gibi bir şey. Gross, konuşmasını alkışlar eşliğinde, Grev olmadan bir şey değiştirilmez. Bu gerçeklik sayısız örneklerle dolu sözleriyle tamamladı. Stuttgart merkezindeki miting ve yürüyüşe 7 bin kişi katıldı. Gençlerin ve göçmenlerin yoğun katılımı dikkat çekti. Gençler “Onların kâr savaşlarına karşı geleceğimiz için” pankartı ardında sonuna kadar eyleme coşkularıyla damga vurdu.
Eyaletin diğer şehirleri Karlsruhe, Reutlingen, Friedrichshafen ve Konstanz’da aynı şekilde uyarı grev ve mitingleri gerçekleştirildi. Toplam olarak 16 bin grevci eylemlerde saf tuttu.
Uyarı grevleri devam edecek
Bugün, Freiburg, Heilbronn, Ulm, Esslingen, Hamburg ve diğer birçok şehirde eylemler gerçekleştirilecek. Sendikacılar, kürsüden yaptıkları açıklamalarda hemen her eyleme beklenenin çok üstünde katılımın olduğuna dikkat çekmekteler.
Postane, demiryolları ve diğer alanların hep birlikte hareket ettiği eylemler tartışılmakta. Sadece bu gerçeklik dahi, emekçilerin haklarını almak için kararlı olduklarını göstermekte. Yeterki kapalı kapılar ardında pazarlık yapılmasın!
