Written by 17:00 ÇALIŞMA YAŞAMI

Audi’de işten atmalar gündemde

VW tekeline ait Audi markasında birkaç tasarruf planı üzerine görüşmeler devam ediyor. Kasım ayından bu yana devam eden görüşmeler sonucu Brüksel’deki Audi fabrikası kapatılmıştı. Şimdi sırada Ingolstadt ve Neckarsulm fabrikaları var. Kadrolu işçi sayısını azaltarak daha fazla kiralık işçi çalıştırmak isteyen şirket yönetimi ayrıca işçilerin ücretlerinin düşmesine neden olacak bir dizi kesinti planlıyorlar. Tekelin hedefi 2030 yılına kadar kâr marjını yüzde 13’e çıkarmak.

SERDAR DERVENTLİ

Volkswagen (VW) tekeli geçtiğimiz yıl eylül ayında başlattığı saldırıları sürdürüyor. Tekelin VW markasında 35 bin işçinin işten çıkarılması, ücretlerin kesilmesiyle sonuçlanan müzakereler kasım ayından bu yana tekelin Audi markasında devam ediyor.

IG Metall Ingolstadt ve Neckarsulm şubelerinin ortak yayınladıkları bir bildiride Audi’de 9 bin civarında emekçinin işten çıkarılacağı bildirildi. Audi yönetiminin planları sendikanın bildirisinde, “dehşet listesi” (“Liste des Grauens”) olarak tanımlanıyor.

Her ne kadar bildiride “planların kabul edilmeyeceği” söylense de işçiler arasında bu söze pek güvenilmiyor. Tekelin VW markasında da aynı şey söylenmesine karşın tekel yönetiminin bütün taleplerinin altına imza atıldığı biliniyor.

BRÜKSEL KAPANIYOR

Audi yönetimi ve Audi Genel İşyeri Temsilciliği (GBR) ve IG Metall arasında birkaç aydır devam eden görüşmelerin ilk sonucu Brüksel’deki Audi fabrikasını kapatma kararı olmuştu. 3 bin Audi işçisinin ve bin 500 yan sanayi işçisinin işlerini kaybetmesine neden olan bu karar Audi işçilerini nelerin beklediğini de gösteriyor aslında.

Brüksel’deki fabrika bu şubat ayının 28’inde kapatılacak. Ve böylece Brüksel’de 75 sene devam eden otomobil üretimi de son verilecek.

Belçikalı emekçiler fabrikanın kapatılmasına ve işyerlerinin yok edilmesine karşı çetin bir mücadele vermelerine karşın Almanya’daki sendikalardan ciddi bir destek görmemişlerdi. Tekelin greve çıkan işçilerin mücadelesini kırmak için çalışanlara da lokavt uygulaması da IG Metall ve GBR tarafından sessiz sedasız sineye çekilmişti.

HEDEF YÜZDE 13 KÂR MARJI!

VW tekeli, Audi Grubu’nun* ortak kâr marjını 2030 yılına kadar yüzde 13’e çıkarmayı hedefliyor. 2023 yılında yüzde 9 olan kâr marjı 2024 yılında (resmî açıklamaya göre) yüzde 2,5 düzeyinde gerçekleşti. Aynı zamanda araçların satışında da yüzde 12 dolayında bir gerileme gerçekleşti. Dolayısıyla söz konusu kâr marjı gerilemesi Audi’nin satışlarındaki düşüş ile ilgili, işçilerin daha az verimli olmalarıyla ilgili değil.

Audi Grubu’nun şimdiye kadar en yüksek kâr marjı 2022 yılında yüzde 12,2 olarak gerçekleşmişti. VW tekelinin hissedarları “ne olursa olsun kâr marjı erimesin” yaklaşımlarıyla hareket ettikleri için VW markasına uyguladıkları “acı reçetenin” bir benzerini Audi Grubu’na uygulamak istiyorlar.

Bunun için 5 bini Ingoldstadt’ta olmak üzere 9 bin Audi işçisi değişik yollardan işten çıkarılması planlanıyor. Mühendislik işlerini tekel bünyesinde yeniden düzenlenmesi kapsamında 3 bin 500 kadar mühendisin de Audi Grubu’ndan ayrılması planlar arasında. Buna ek olarak ise işçi gerektiğinde kadrolu işçi almak yerine kiralık işçiler alınacak.

Açıklanan önlemler arasında TİS dönemlerinde elde edilen ücretlerin düşürülmesi ve gece vardiyaları için ödenek ek ücretlerin iptalinin yanı sıra üretim, lojistik ve idare bölümlerinde dış kaynak kullanımının artırılması da yer alıyor. Bu arada “dış kaynak kullanımı” diye kibarca ifade edilen işlerin başka şirketlere devredilmesi anlamına geliyor. Ayrıca “kârdan pay” adına ödenen yıllık ikramiyelerin düşürülmesi ve 25, 30 gibi yıldönümü ödemelerinin iptal edilmesi isteniyor.

2019 yılında benzeri bir tasarruf planını gündeme getiren Audi yönetimi 9 bin 500 işçiyi işten çıkarmıştı. O günden bu yana Ingolstadt ve Neckarsulm fabrikalarında binlerce kiralık işçi işe alındı ve ihtiyaç duyulmadığında çıkartıldı.

SENDİKANIN PLANI NE, GBR NE YAPMAYI PLANLIYOR?

IG Metall sendikasının ve GBR’nin bu saldırılar karşısında neler planladıkları henüz bilinmiyor. Yayınlanan bildirinin dışında ne sendika şubelerinin internet sayfalarında ne de işyeri temsilciliğinden bir bilgi yok.

Audi GBR Başkanı Jörg Schlagbauer, yayınlanan bildiride, tekelin Almanya’daki tesislerde “acımasız bir maliyet düşürme önlemleri” planladığını belirtiyor. Schlagbauer, “Bu teklifler çalışanlara ve mevcut toplu iş sözleşmeleri ile iş sözleşmelerine karşı cepheden bir saldırıdır” sözleri de bildiride yer alırken buna karşı kendilerinin ne yapacağı korusunda somut bir açıklama yok. Audi’deki IG Metall Sendika Temsilciliği (VKL) Başkanı Karola Franke ise, “IG Metall’in üyeleri ve çalışanlarıyla birlikte dört halkanın geleceği için mücadele edeceğini” söyledi.

“Dört halkanın geleceği için” (Audi’nin amblemi) tekelin hissedarları da mücadele ediyorlar. Asıl önemli olan Audi’de çalışan işçilerin geleceği için ne yapılacağı değil mi! Görüldüğü “yardımcı menajerlik” (“Co-Management”) anlayışı Franke gibi sendikacıların adeta genetik yapılarına kadar işlemiş!

ANLAŞMA NEDEN YAPILIR?

Audi yönetimi toplu iş sözleşmelerinde elde edilen hakları kırpmak ve 2029 yılına kadar geçerli olan “işyeri gelecek güvencesi” sözleşmesini ihlal ederek 9 bin işçiyi işten çıkarmak için harekete geçti. Aynı tutumu birkaç ay önce VW tekelinde görülmüştü. Audi’deki tek fark, şirket yönetimi yürürlükte olan sözleşmeleri zamanından önce feshetmedi. Hatırlanacağı gibi VW markasının yönetimi yürürlükte olan dört sözleşmeyi birden feshetmişti.

Audi yönetimi, hissedarların baskısıyla daha önce varılan anlaşmaları yeniden düzenlemek istiyor. Kâr marjını yeterli düzeyde olmadığını düşünen hissedarlar, marjın yükselmesi için anlaşma maddelerinin değiştirilmesini dayatıyorlar.

Şimdi düşünün; Ev sahibin kirasını yüzde 5 yükselttiği veya günlük gıda tüketimi için harcamaların yüzde 15-20 artmış olan bir Audi işçisi, personel büroya giderek, “geçen sene imzaladığımız sözleşmedeki ücret artışı artık bana yetmiyor, bunun pazarlığın yeniden yapalım” derse ne olur? “Kusura bakma, sözleşme hala geçerli” denir. Öyle ki böylesi durumlarda işçilerin harekete geçmemesi için sözleşmeler özel maddeler bile eklenmiş bulunuyor: “Barış döneminde (sözleşmenin geçerli olduğu süre ve iki ay sonrası) ek talepler ileri sürülemez ve bunun için greve yapılamaz” deniyor bu tür maddelerde.

Fakat söz konusu tekelinin hissedarlarının kârları olunca onlar her türlü yasadışılığı yapabiliyorlar, sözleşmeleri ihlal ediyor, anlaşmaları yok sayıyorlar.

GBR Başkanı Schlagbauer geçen yılın sonunda Handelsblatt gazetesiyle yaptığı söyleşide, “Yönetim Kurulu ile bir anlaşmaya varmanın ön koşulu Audi’deki iş güvencesinin uzatılmasıdır. İkinci olarak, Yönetim Kurulu Almanya’daki tesislere yeniden yatırım yapmalı” demişti.

İyi de 2029 sonuna kadar geçerli olan bir sözleşmeyi takmayan ve yeniden masaya oturan yönetim kurulunun birkaç yıl sonra yeniden masaya oturmayacağının güvencesi var mı – tabii ki yok!

2024 yılında işçi çıkarma ve tasarruf planlarını açıklayan bütün tekel ve işletmeler yürürlükte olan sözleşmeleri ihlal ediyorlar. Yani Audi, VW ve Ford’da yaşananlar tekil örnekler değil. Bu duruma dur demek için bütün fabrikalardaki işçiler ve sendika temsilcileri, “imzalanan sözleşmeleri koruyabiliriz” üzerine tartışma başlatarak, işyeri temsilcileri ve sendika yönetimleri üzerinde baskı oluşturmak zorundalar. Aksi takdirde sermaye tarafının önü daha fazla hakkımızı gasp etmek için açılmış olacak.

* VW tekelinde Porsche markası dışında üst sekmen ve lüks arabalar ve motosiklet Audi markasının sorumluluğunda yönetiliyor. Audi’nin yanı sıra “Bentley” ve “Lamborghini” otomobil markaları, “Ducati” motosiklet markası üretiliyor. Ayrıca bütün otomobiller için iç ve dış tasarımı üstlenen “Italdesign” de Audi Grubu’nda yer alıyor.

Close