Written by 13:00 HABERLER

Barış, dayanışma ve eşit haklar için gücümüzü birleştirelim

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Genel Başkanı Zeynep Sefariye Ekşi, 22-24 Ocak tarihleri arasında yapılacak 19. Genel Kongre öncesinde güncel gelişmeler ve kongre süreci konusunda gazetemizin sorularını yanıtladı. Ekşi, “Kongrelerimiz barış, dayanışma ve eşit haklar için birliğin güçlendirilmesinde önemli bir adım olacaktır” dedi.

DİDF 19. Genel Kongre çerçevesinde bölge kongrelerini yapmaya başladı. Hangi koşullarda genel ve bölge kongrelerine gidiyorsunuz?

Hazırlıklarımıza başlarken dikkat ettiğimiz iki nokta oldu. Birincisi, son kongremizden bu yana dünyada, Avrupa’da ve Almanya’da ekonomik ve politik alanda nelerin öne çıktığı ve bunların önümüzdeki dönemde hangi yönde gelişeceğine dikkat çekmek. İkincisi ise derneklerimiz ve federasyonumuzun geçen dönemde hangi çalışmaları nasıl yaptığının tecrübelerinin süzülmesi ve bunların ışığında önümüzdeki dönem çalışmalarımızın nerelerde yoğunlaşmasını sağlamak.

Politik açıdan meydana gelen gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

En önemlisi, emperyalist devletlerin dünya pazarlarını, enerji kaynaklarını yeniden paylaşmak, birbirlerinin egemenlik alanlarına girmek için yürüttükleri savaşlardır. Son yıllarda Ortadoğu’da, Ukrayna’da ve Afrika’da binlerce insan bu savaşlarda hayatını kaybetti. Savaşların acısını, eziyetini dünya halkları ve emekçiler çekiyor. Yaklaşık 60 milyon insan evinden-yurdundan çıkmış, sığınacak yer arıyor. 2015’te Akdeniz ‘ölüm denizi’ oldu. Avrupa devletleri mültecilere karşı hangi önlemleri alması gerektiğini tartışırken, Avrupa’daki emekçiler örnek bir biçimde hoş geldin kültürünün, dayanışmanın örneklerini gösterdi.

Bunlardan DİDF olarak çıkardığınız sonuçlar ve çalışmalarınıza etkileri nasıl oldu?

2014 ‚ün ikinci yarısından itibaren Ortadoğu’daki gelişmeler nedeniyle savaşa karşı barışı savunmak, bölünmüşlüklere karşı dünya emekçilerinin dayanışmasını ve birliğini sağlamak için mücadele etmek oldukça önem kazandı. Biz de federasyon olarak bu sürede halkların dayanışması için yapılması gerekenleri imkanlarımız ölçüsünde hayata geçirdik. Bu yıl 35. kuruluş yılını dolduran federasyonumuz bu nedenle genel kongreye „35 yıldır barış, dayanışma ve eşit haklar için birlikteyiz!“ sloganıyla hazırlanıyor.

Diğer taraftan, son yıllarda göçmenler hep olumsuz bağlantılar içinde ele alındı. İslam dininden emekçilere yönelik önyargılar derinleştiriliyor. ‘Terörizm’ kelimesi daha çok göçmenlerle yan yana kullanılır oldu. Yıllardır bu ülkede yaşayan göçmenlerin buraya ait olduğu gerçekliği, eşit haklar talebinin en demokratik bir hak olduğundan neredeyse bahseden yok. Bundan vazgeçilemez. Geliştirilmek istenen ırkçı politikaların da panzehiri bu talebin daha yüksek sesle dile getirilmesi ve bunun için ortak mücadelenin örgütlenmesidir. Biz de nedenle önümüzdeki dönem bu konudaki çalışmalarımızı biraz daha yoğunlaştıracağız.

Geride bıraktığınız iki yıllık dönem içinde öne çıkan çalışma ve etkinlikleriniz konusunda neler diyeceksiniz?

2014 yılındaki kongremizdeki önemli gündemlerden biri NSU Davası ve buna bağlı olarak ırkçılıkla mücadeleydi. Davanın başlamasının birinci yılında Münih’e davayı izlemek için gittik. Irkçı PEGIDA ve uzantılarına karşı ortak mücadele ve Türkiyelilere bu gündemlerin taşınması bizim için önemliydi. Aynı zaman diliminde Kobane ile dayanışma çalışmaları yürütüldü. Savaşlara karşı barış mücadelesini yerli kurum ve kuruluşlarla, Alman emekçileriyle birlikte yürütmek başlıca gündemimizdi. Bu çerçevede paneller, toplantılar örgütledik.

Bir diğer önemli gündem ve çalışma da, hak arayışındaki işçi ve emekçilere yönelik destek ve dayanışma oldu.

Türkiye’de ise Gezi direnişiyle başlayan süreç Soma Katliamı, Özgecan cinayeti, Kürt halkına karşı tekrar başlatılan savaşla çok hızlı gelişti. Aynı şekilde metal işçilerinin grevlerinde de görüldüğü gibi sınıf çelişkileri derinleşti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, 7 Haziran ve 1 Kasım’da sandıkların kurulmasıyla Türkiye politikasına da ilgi azımsanmayacak düzeyde oldu. Burada yaşayan Türkiyelilerin bu gelişmelerden nasıl etkilendiği kendi başına bir tartışma konusu. DİDF olarak bu süreçte emek, barış ve demokrasi güçleriyle dayanışmanın gereklerini bütün olanaklarımızla yerine getirmeye çalıştık.

Bölge kongrelerinde öne çıkan hedefleriniz neler?

31 bölge derneğimiz, kongrelerinde bu genel gelişmeler ve bunlara bağlı yaptıklarının yanı sıra, bulundukları şehirlerdeki özgün gelişmeler ve sorunlara ilişkin faaliyetlerini de değerlendirecek. Hem yerel hem de merkezi çalışmalarımızda iki önemli yön var: Birincisi Almanya’daki emek ve barış hareketiyle ırkçılığa karşı mücadelenin gündemlerini Türkiye kökenlilere daha fazla taşıyarak, ortak mücadeleye katkıyı artırmak. Bunun için de kongrelerimizde ve sonrasında örgütlerimizi güçlendirmek. İkincisi Türkiye’deki emek ve barış hareketiyle dayanışmayı sadece Türkiye kökenlilerden ibaret görmeyip, Alman emekçilerinin desteğini almaya özel önem vermek. Geçtiğimiz dönem bu konuda attığımız adımları bundan sonra da güçlendirerek sürdüreceğiz. Bir diğer önemli nokta da yerli ve göçmen emekçilerin sadece sorunları için değil, aynı zamanda kültürel etkinliklerle ve sosyal yaşamda biraraya gelişlerini çoğaltmak.

Kongrelerimiz bunları gerçekleştirmek için önemli tartışmaların yapılıp kolektif kararların alındığı yerler olacak.

19. Genel Kongre’yi öncekilerden ayıran bir özellik olacak mı?

Bu yıl federasyonumuzun kuruluşumuzun 35. yılı. Bunun için federasyon yönetim kurulumuz daha özel bir kongre yapma kararı aldı. 22 Ocak Cuma akşamı Köln’de birlikte mücadele ettiğimiz dostlarımızla, Alman ve Türkiyeli kurum kuruluşların temsilcileriyle, barış ve sosyal hareketin temsilcileri, sendikacılar, yazarlar, parti temsilcileri, kültürel alanından çalışmalar yapan kurum ve şahsiyetlerin aramızda olacağı bir davetimiz olacak. Konukların yukarıda değindiğimiz konularda düşünce alışverişinde bulunması, böyle bir ortamın bizim tarafımızdan sağlanması önemli.

23 – 24 Ocak’ta ise dernek kongrelerimizde seçilerek gelen 150’ye yakın delege arkadaşımız merkezi kongremize katılacak. Delegelerin bileşiminde gençlerin, kadınların ve işçilerin temsil edilmesine önem veriyoruz. Yapılacak tartışmaların ardından yeni dönemin çalışmaları için alınan kararları hayata geçirecek yönetim kurulumuzu seçeceğiz. Bu süreçten federasyonumuz güçlenerek çıkması başlıca hedefimiz. (YH)


DİDF NRW ve Hessen bölge toplantıları yapıldı

Kuzey Ren Vestfalya ve Hessen eyaletinde bulunan DİDF’e bağlı dernekler yaptıkları bölge toplantılarında güncel gelişmeler ve kongre süreci ele alındı. DİDF NRW Yönetim Kurulları, 22 Kasım’da Essen’de toplandı. Genel Başkan Zeynep Sefariye Ekşi’nin de katıldığı toplantıda dünya ve Almanya’daki aktüel politik ve ekonomik gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda, önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalar tartışıldı.

Yerel kongrelerin hazırlık çalışmalarının konuşulduğu toplantıda; kongrelerin örgütsel çalışmadaki eksiklik ve zaafları ortadan kaldırılmasına hizmet etmesi gerektiği vurgulandı. „Yaralarımızı Birlikte Saralım“ kampanyasının da gündeme alındığı toplantıda, Ocak ayında yapılacak olan merkezi kongrenin hazırlıkları konuşuldu. Ayrıca 10. Kuruluş yıldönümünde Göçmen Kadınlar Birliği’nin 28 Kasım’da Köln’de düzenleyeceği şenliği destekleme çağrısı yapılarak, bilet ve katılımın arttırılması için çalışma yapılması kararlaştırıldı.

Hessen bölge toplantısı ise 15 Kasım’da Frankfurt’ta yapıldı. Frankfurt’un yanı sıra Hanau, Darmstadt, Rüsselsheim derneklerinin yanı sıra Marburg’dan katılım oldu. Bölge derneklerinin geçmiş dönemde yaptığı çalışmaların ele alındığı toplantıda, kongre süreci planlandı. (YH)

Close