Written by 12:00 HABERLER

Barış eylemleri devam edecek

5 Aralık günü Almanya’nın birçok kentinde ’silahlanma yerine sağlık ve sosyal haklara yatırım‘ sloganıyla barış eylemleri yapıldı. Eylemlerin hedefi, Almanya’da barış hareketinin talepleri ve önümüzdeki dönemle ilgili planlar üzerine “Hamburg Halkların Dostluğu ve Dünya Çapında Silahsızlanma Forumu”ndan Markus Gunkel’le görüştük.

TAYLAN ÇİFTÇİ

5 Aralık’ta bütçenin silahlanmaya değil, sağlık ve sosyal alanlara harcanmasını talep eden eylemler gerçekleştirildi. Önümüzdeki günlerde bu talebe yönelik yeni kampanyalar ve etkinlikler olacak mı? Nasıl devam edecek?

Hazırladığımız bir sonraki büyük eylem gelecek mart ayındaki Paskalya Yürüyüşü. Orada da “sosyal kesintiler yerine silahsızlanma” talebi önemli bir rol oynayacak. Bu etkinliğin büyük bir eyleme dönüşmesi için herkes birşey yapabilir.

Dahil olduğumuz başka girişimler, inisiyatifler de var. Şu anda Hamburg Limanı üzerinden silah ihracatına karşı bir halk girişimi hazırlanıyor. Ve Almanya’nın nükleer silah yasağı sözleşmesine katılmasına yönelik eylemler var. Bu sözleşme 22 Ocak’ta yürürlüğe giriyor. Bu olayı kutlamak için bir miting hazırlıyoruz.

Silahlanma çılgınlığına karşı yapılan tüm bu eylemlerde, her zaman öldürücü araçlara harcanan paranın anlamlı yerlere kullanılması talebi bulunuyor.

Korona salgını gibi tehlikeli bir durum bile, federal hükümetin önceki politikalarını ve silahlanma isteğini terk etmesine neden olmadı. Bu nasıl garanti edilebilir. Hükümetin politikasını değiştirmesi nasıl mümkün kılınabilir?

Federal hükümetin neoliberal politikası, koronanın sağlık sistemini çöküşün eşiğine getirmesine yol açtı. Her ne kadar tıbbi bakım giderek yetersiz hale gelmekte ve kliniklerdeki çalışanların durumu giderek dayanılmaz hal alsa da, özelleştirme ve sağlık sistemindeki durum devam edecek görünüyor.

Bizim açımızdan hükümet, askeri harcamaları artırmaya devam ettirerek sorumsuz davranıyor. Bu değerlendirmede yalnız değiliz. Bir süredir ülke çapında “silahlanma yerine silahsızlanma” inisiyatifi var; biz de bir politika değişikliği için inisiyatife katılıyor ve imza topluyoruz.

Federal hükümeti silahlanma rotasından caydırmak için geniş toplumsal ittifaklar gereklidir. Sendikaların barış hareketine yeniden katılmaya başlaması sevindirici. 5 Aralık’taki mitingimizde ver.di eyalet yöneticisi Berthold Bose de konuştu. Sendika üyelerini barış girişimlerine katılmaya çağırdı.

SIPRI’nin verdiği bilgiye göre, silahlanma harcamaları bu yıl yine muazzam bir artış gösterdi. Pek çok ülkede ve bölgede çatışmalar var. Dünya çapında içinde bulduğumuz durumu ve gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şu anda neoliberal politik ve ekonomik seçkinlerin küresel bir başarısızlığını yaşıyoruz. Küresel sorunların çözümüne katkıda bulunacak durumda değiler. Örnek olarak, küresel ısınmayı sınırlandırmak ve türlerin neslinin tükenmesini engellemek için sürdürülen kesinlikle yetersiz politikaları düşünelim. Veya BM’de kararlaştırılan ’sürdürülebilir kalkınma‘ hedefleri.

Korona salgınıyla birlikte, aşırı yoksulluktan muzdarip insanların sayısı birçok ülkede yeniden keskin bir şekilde arttı. BM’nin küresel yoksulluğu ortadan kaldırma hedefi çok uzak bir hedef haline geldi.

Federal hükümet anti-sosyal ve anti-ekolojik şirketleri kurtarmak için milyarlarca doları israf ediyor. Lufthansa’nın devlet parasıyla varlığını sürdürmesine izin vermek saçma. Hükümet ayrıca, silah şirketlerinin kârını güvence altına almak için devasa silahlanma programlarına para pompalıyor ve bunu korona yardımı olarak lanse ediyor.

Silahlanmaya harcanan milyarlar anlamlı şeyler için kullanılamıyor ve hatta sorunları daha da kötüleştiriyor. Federal Ordu (Bundeswehr) birçok savaşa karıştı. Savaşlar, etkilenen ülkelerde anlamlı toplumsal gelişmeyi imkansız kılıyor.

Aslında Almanya’da güçlü bir temele sahip olan barış hareketinin bu gelişmeler karşısında yeterince güçlü reaksiyon gösteremediği ifadesine katılıyor musunuz? Cevabınız evet veya hayır ise, bunun nedenini açıklayabilir misiniz?

Anketler, halkın büyük çoğunluğunun silah ihracatına karşı veya Almanya’nın nükleer silah yasağı anlaşmasına katılmasından yana olduğunu gösteriyor. Bu durum, silahlanma savunucularının argümanlarının zayıf olduğunu gösteriyor.

Barış hareketi tarafında ise yukarıda bahsedilen sorunları çözmek için iyi argümanlar ve kavramlar var.Ancak silahlanmanın reddedilmesi henüz barış hareketine siyasi katılım anlamına gelmiyor. Hamburg Forumu olarak, barış hareketinin kitlesel bir hareket olduğu 1980’lerde elde edilen deneylerin kaybolmamasına katkıda bulunduk. Günümüzde gençler, özellikle ekolojik kriz ve mülteciler gibi diğer siyasi alanlarda daha fazla çaba gösteriyorlar. Barış konusunda da birlikte çalışmaya çaba harcıyoruz.

Silahsızlanmayı Almanya’da ve dünyadaki toplumsal sorunları çözmenin bir ön koşulu olarak kabul ettirmek uzun nefesli bir iş olacaktır. Herkesi kendini tarihin öznesi olarak görmeye ve karşıtlarımız aşırı güçlü görünse bile aktif olarak harekete dahil olmaya davet ediyoruz.

Almanya ve Türkiye hükümetleri arasındaki ilişkiler zaman zaman gerilse de, silah satışı hızla devam ediyor. Hamburg Forumu bu durumu nasıl değerlendiriyor ve bu konuda herhangi bir talep var mı?

Federal hükümetin Erdoğan’ı silah ve parayla desteklemesi ne yazık ki Avrupa’daki mülteci sayısının az tutulabilmesi amaçlı. Çokça anılan Avrupa değerleri ayaklar altına alınıyor ve bu binlerce insan için ölümcül sonuçlar doğuruyor.

Kendi ülkesinde Kürtlere karşı savaşan, bölgesel güç olarak çatışmaları körükleyen ve uluslararası hukuka aykırı olarak Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’ın bazı kısımlarını işgal eden bir ülkeye destek verilmektedir. Alman hükümeti tüm bunlara sessiz kalıyor ve Türkiye’ye desteğini sürdürüyor.

Türkiye, büyük miktarda Alman silahı ithal eden ülkelerden biridir. Bu silah ihracatının derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Silah ihracatına karşı Hamburg halk girişimini desteklememizin bir başka nedeni de budur.

Biz de Türkiye’deki demokratik muhalefetin yanında yer alıyor ve baskıdan kaçarak Almanya’ya gelen insanlarla dayanışma gösteriyoruz.

Close