Written by 11:00 HABERLER

Acının nasıl ortaklaştığını gördük

SELÇUK KOZAN / Bielefeld

Deprem sonrası Almanya’da da büyük bir yardım ve dayanışma seferberliği yaşandığına tanık olduk. İlk günden itibaren, insanların yardımlarını nereye, nasıl yapacağı konusunda şaşkınlık yaşansa da, kısa sürede kitle in başlattığı kampanyalarla, yardımlar kısa sürede toplanmaya başlandı. Bielefeld’de de onlarca yerli örgüt, kurum ve göçmen derneklerinin başlattığı kampanyalara destek hızla büyüdü. Sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar ve şehir merkezlerinde kurulan stantlara ilgi yoğundu. Herkes bir şeyler yapmak istiyordu. Stantlarda sohbet ettiğimiz birçok insan ‚dayanışma için daha fazla çaba göstermeliyiz‘ diyordu. Ayrıca destek istediğimiz esnaflar maddi olarak yardımların yanı sıra stantlarda satılacak yemekler konusunda büyük destek sundular. Sadece biz değil, şehir merkezinde ne kadar stant varsa hepsine yardım ediyorlardı. Günlerce stantlara yiyecek içecek taşıdılar. Stantlar için gerekli elektrik veya araç gereç konusunda tek bir soru sormadan yardımlarını sundular. Örneğin tanımadığımız insanlar stantlarda çalışıp yardım etmek için başvurdular. Özellikle kadınların tutumu ve hava koşulların kötü olmasına rağmen dört gün boyunca stantlarda yardım toplamaları ve çabaları değerliydi. Örneğin bir Rus kökenli kadının, havanın çok soğuk olmasına rağmen iki gün boyunca stantta yardımda bulunması bizi hayli duygulandırmıştı. Kampanyanın ilk günü çağrılarımızı götüren bir arkadaşa Bulgar vatandaşların azımsanmayacak derecede maddi bir destekte bulunmaları da güzel örneklerden biriydi. Kendisine ülkücü diyen birinin, ’Suriye’de insanlar zor durumda ve orayı kimse görmüyor ben yardımımı Kızılay’a yaptım fakat içim rahat etmedi, size de yardım etmek istiyorum” demesi, Türkiyelilerin önemli bir kısmının aslında devlet kurumlarına güvenmediklerinin açık bir ifadesiydi. Uzun süredir ilişkimiz olmayan birçok insanın bu kampanyada yer alması da dikkat çekti.

Bielefeld’de onlarca Alman kurumu da günlerce bu kampanyayı yürüttüler ve yürütmeye devam ediyorlar. Birçok fabrika kampanya başlattı. Okullarda öğrencilerin başlattığı kampanyalar ve stantlara uğrayan çocukların utanarak “çok az paramız var” deyip ceplerindeki harçlıklarını bırakmaları hepimizi duygulandırdı.

Stantlara Alman halkının daha yoğun ilgisi vardı. Dikkat çeken tutumlardan birisi de, bağış karşılığında verdiğimiz yiyeceklerin “biz bir şeyler alarak karşılığında bağış yapmak istemiyoruz, biz gönüllü karşılıksız bağış yapmak istiyoruz” sözleriyle kendini yansıttı. Türkiyeli göçmenlerin çoğunluğu kendilerine yakın hissettikleri kurumlara bağışlarını yapıyor. Stantlarda en çok karşılaştığımız soru ise, bu yardımların depremzedelere ulaştırılması konusundaki endişeleriydi. Devletin yardımları engellediğini ve depremzedelere zamanında ulaşmadığı konusundaki eleştirilerini dile getiriyorlardı. Bazı Alman vatandaşlar da, yardımları yaparken güvenilir kurumlar aradıklarını dile getiriyorlardı. Sol Parti Kreisverband Bielefeld, internet sitesinde DİDF’in kampanyası paylaşıp, yardımların DİDF üzerinden yapılması çağrısında bulundu. Parti yöneticileri, birçok üyelerinin hangi kuruma yardım edeceği konusunda zorlandığını ve bunun üzerine DİDF’e yönlendirdiklerini ifade ettiler.

Bu kampanya sürecinde, Türkiye’de yaşanan bu felaketin acısını buradaki yerli halkın nasıl hissettiğini ve tüm önyargılara rağmen dayanışma duygusunun ne kadar yüksek olduğunu görebildik. Hem Türkiyelilerle hem Alman halkıyla yüz yüze gelmek, dayanışma, önyargılar gibi birçok meseleleri belki de bu kadar tartışmamıştık. Farklı uluslardan insanların yaşanan felaket üzerinden nasıl biraraya geldiklerini ve acının nasıl ortaklaştığını gördük.

Türkiye’deki büyük deprem felaketi, Almanya’da yaşayan her ulustan insanlar için hem büyük üzüntü konusu oldu ama hem de büyük bir dayanışma seferberliğine konu oldu. Devlet ve hükümetlerin uzattığı yardım eli ne kadar halkın işyerlerinde, okullarda, semtlerde gösterdiği dayanışma da her türlü çıkardan uzak, sıcak ve insani bir kucaklama çabası olarak kendini gösterdi. Her kentte, ilçede yaşanan bu dayanışma örneklerinden gazetemize ulaşan bazılarını paylaşalım istedik.


DÜSSELDORF HAVAALANI TEMİZLİK İŞÇİLERİ

Düsseldorf Havaalanında temizlik işi yapan işçiler depremden zarar görenlere destek olmak için aralarında 2040 € topladılar. 520 eurosunu Gaziantepli iş arkadaşlarının ailesine ayıran işçiler, kalanı da DİDF’in yardım kampanyasına ilettiklerini bildirdiler.

MANNHEIM KENT MERKEZİNDE STANT

11 Şubat’tan itibaren Marktplatz’da depremzedelerle dayanışmak üzere stantlar açılıyor

18 Şubat cumartesi günü hava muhalefetine rağmen iki saat bir zaman diliminde stanta büyük ilgi oldu. Aynı gün akşam yemeği düzenlendi. 60’ın üzerinde insan katıldı. Alman arkadaşların da yoğun katılımı gözlendi.

DARMSTADT’TA ÖĞRENCİLER PORTAKAL SATTI

Darmstadt’ta bir grup öğrenci Türkiye ve Suriye’deki depremden zarar görenlere destek olmak için portakal satışı yaptılar. Gençler ellerinde kasalar, sepetler, torbalarla Darmstadt Luısenplat’a çarşı, pazar dolaşarak, 1 euroya bir portakal satıp gelirini felaket bölgesine gönderdiler.

DORTMUNDLU ÇOCUKLAR ELLERİYLE PİŞİRDİKLERİNİ SATTILAR

Dortmund’ta farklı ulustan öğrenciler ve velileri, depremzedelerle dayanışmak için yeme içme standı kurdular ve elleriyle hazırladıkları yiyecekleri satıp gelirini dayanışma kampanyasına aktardılar.

KÖLN DİDF YARDIM TIRI GÖNDERDİ

Köln Demokratik İşçi Derneği, 7 Şubat’tan itibaren başlattığı dayanışma faaliyetleri kapsamında bölgeye tır çıkarma olanağı çıkar çıkmaz kampanyanın startını verdi. İki gün içinde, DIDF çevresi, üyeleri ve dernek üyesi olmayan onlarca insanın katılımıyla bir TIR yardım malzemesi hazırlandı ve TIR’a yüklendi. Özelikle derneğin bulunduğu semt sakinlerinin ve duyarlı gençlerin, toplamaktan taşımaya kadar yoğun katılımı, halkın dayanışma duygusuna iyi bir örnek oldu. Devam eden günlerde, üç ayrı mahalle de dayanışma stantları açıldı, dernek ofisinde dayanışma kahvaltısı gerçekleşti. Stantlarda dernek kadın grubu hem kadınlara yönelik özgün çalışmasıyla hem de genel çalışma alanlarında aktif rol aldı. DİDF’li gençlerin de üniversitede dört gün boyunca açtıkları dayanışma stantı hayli ilgi gördü. Köln DİDF üyeleri ayrıca başta Ford fabrikası olmak üzere, İG-BAU ve DGB sendikalarında dayanışma kampanyası sürdürdüler.

KAHVALTILAR DAYANIŞMA İÇİN

Birçok kentte DİDF üyesi dernekler 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin ardından geliri depremzedelere iletilmek üzere kahvaltılar hazırladılar. Her zamankinden geniş katılımlı kahvaltılarda dayanışma faaliyetleri üzerine sohbetler edilip neler yapılabileceği de konuşuldu.

ESSEN: Essen DİDF, depremzedelerle dayanışma için birçok etkinlik gerçekleştirdi.
8 Şubat günü, kent merkezinde stant açarak, bildiri dağıttı. Onlarca insana, durum hakkında bilgi vererek yardım topladı. Aynı yerde 10 ve 15 Şubat tarihlerinde de stant açtı. 12 Şubat Pazar günü de dernekte, dayanışma kahvaltısı düzenlendi.

STUTTGART:

Stuttgart Dostluk ve Dayanışma Derneği de ‘şimdi dayanışma zamanı’ çağrısıyla depremzedelerle dayanışmak üzere bir kahvaltı hazırladı.

BERLİN:

Berlin DİDF de dernekte 150 kişinin katıldığı bir kahvaltı hazırladı. Dayanışma için gelenlerin birlikte organize ettiği kahvaltıda toplanan gelir dayanışma kampanyasına iletildi. Berlin DİDF üyeleri kentin farklı noktalarında stantlar açarak hem halkı bilgilendirdi hem de yardım topladılar. DİDF Gençlik de dayanışma kampanyası çerçevesinde Humboldt Üniversitesi önünde bir başka stant açtılar.


SENDIKALAR DA DAYANIŞMA KAMPANYASI BAŞLATTI

Türkiye ve Suriye’de 6 Şubat günü meydana gelen depremin yaralarını sarmak için Almanya’da birçok kitle örgütü dayanışma kampanyaları başlatırken, sendikalar da kapsamı bir çağrı yaptı. Alman Sendikalar Birliği (DGB) ve ona bağlı sendikalar tarafından başlatılan maddi dayanışma çağrısı kapsamında toplanacak para, Türkiye’deki sendikalar üzerinden depremzedelere ulaştırılacak.

“Sendikalar Yardım Ediyor” (Gewerkschaften helfen!) adı altında kurulan bir dernek üzerinden başlatılan maddi destek kampanyasına birçok işçi ve emekçi katılıyor. Yapılan açıklamada, “Bölgede durum gerçekten çok dramatik. Deprem, önce harabeye dönmüş bir bölgeyi etkiledi. Bölgede milyonlarca Suriyeli iç savaş nedeniyle yaşamakta. Her şeyini kaybetmiş ve dondurucu soğuklarda destek bekleyen insanlara hızlı, bürokratik olmayan ve kapsamlı bir yardım sağlanmalıdır. Biz sendikalar olarak pratik dayanışmadan yanayız. Depremden insanların acil ihtiyaçlarının dayanışmayla karşılanması için yardım elimizi uzatalım” denildi.

Close