Written by 18:23 HABERLER

Barış Konferansı: NATO’suz Yaşamak – Barış Üzerine Düşünceler

Taylan Çiftçi/BERLİN

„Barış-Sol“ girişimi, Berlin Humboldt Üniversitesi’nde „NATO’suz Yaşamak – Barış Üzerine Düşünceler“ başlıklı bir konferans düzenledi. Salon doluydu ve konuşmacılar arasında çok sayıda ünlü isim yer almaktaydı. Konferans öncesinde çok sayıda eleştiri yapıldı. Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu başkanı Michael Roth (SPD) konuşmacıları “Putin’i anlayan ve gerçekleri çarpıtan kişiler” olarak nitelendirdi. Jörg Schindler gibi Sol Parti’nin bazı kesimleri bile, kendi partilerinin önde gelen temsilcilerinin konferansa dahil olmasına rağmen, konferansla aralarına mesafe koydular.

Eski Sol Parti başkanı ve eski Federal Maliye Bakanı Oskar Lafontaine, Kuzey Atlantik askeri ittifakını „ABD askeri mekanizması“ olarak nitelendirerek konferansın içeriğini tanıttı. Analizi yalnızca dünyada şu anda ortaya çıkan askeri çatışma hatlarıyla değil, aynı zamanda kapitalist ekonomik sistemde savaşın ve silahlı çatışmaların kaçınılmazlığına ilişkin değerlendirmeler içeriyordu. Son meclis konuşmasında olduğu gibi, Jean Jaures’ten alıntı yaparak; „Kapitalizm, bulutların yağmuru taşıması gibi savaşı kendi içinde taşır“ sözünü aktardı. NATO’nun barışçıl olamayacağını ve belirleyici gücü ABD olan bir oligarşi olduğunu söyledi.

Ancak Lafontaine, yalnızca ABD’nin eleştirisi üzerinde durmadı. Rusya’yı da eleştirdi: „Ukrayna’ya ek olarak, Rusya da bir oligarşidir ve bu şekilde sınıflandırılması geleneksel barış hareketi içindeki ideolojik tartışmanın aşil topuğudur.“

Lafontaine nihayetinde Federal Cumhuriyeti oligarşik olarak tanımlasa da, üç emperyal nükleer güç ABD, Rusya ve Çin’den bağımsız olacak ve Almanya ve Fransa’yı içerecek bir askeri ittifakı savundu: „Süper güçler kendi aralarındaki çatışmayı çözmeli. Avrupa dışarda kalmalı.“

Bilim gazetecisi ve „Die Anstalt“ın uzun süreli çalışanı Ekkehard Sieker, medya haberlerini, bugün talk showlarda etkileyici olarak deneyimlediğimiz gibi savaşın bir parçası olarak, bir „hibrit savaş“ olarak analiz etti. Askeri aygıtın tüm kurumları kendi siyasi ve askeri stratejilerini geliştirmek, kafalarda da savaş sürdürmek için, „gerçeklerin seçici seçimi“ ile uğraşmıştı.

Önde gelen ilahiyatçı Eugen Drewermann, savaşa karşı bir saatlik özgürce sunduğu ve bir vaaz gibi yaptığı konuşmasıyla katılımcıları büyüledi.

Sözlerinin ana motifi, tüm topluma nüfuz eden her yerde bulunan korkuydu. Bu, egemenlerin kendi yeniden silahlanma çabalarını gerçekleştirmek için „kendi güç stratejilerini uygulamak“ için kötüye kullanılıyordu. 81 yaşındaki din adamı şöyle dedi: „Savaş dediğimiz, ordu dediğimiz şey, kültür anlamına gelen her şeyin altını oymaktır.“ Drewermann, sürekli olarak silahsızlanmayı savunarak; „sürekli tırmanışın ölüm döngüsünün bir kez ve herkes için ortadan kaldırıldığını bilmek istiyoruz.“ dedi.

Konferansın başlığına atıfta bulunan Drewermann, NATO’nun kurucu faktörlerine atıfta bulundu. İtalya’da olduğu gibi Avrupa’da komünist hareketleri bastırma işlevine dikkat çekti. Almanya’nın, Sovyetler Birliği’ne karşı bir konuşlanma alanı olarak hizmet vermek üzere 1955’te NATO yapılarına entegre edildiğini dile getirdi. Son olarak, savaşla ekonomik sistem arasında bağlantı kurdu: „İnsanlığa karşı savaş sadece geleneksel anlamda silahlarla yapılmaz. Tahıl borsalarındaki mevcut gıda spekülasyonu, Afrika, Asya ve Latin Amerika’da birçok insanın yoksullaşmasına ve ölümüne yol açıyor. Kapitalizm budur.“ Drewermann, daha önce Lafontaine tarafından ifade edilen bu ekonomik referansın altını şu sözlerle çizdi: „O zaman emperyalizmin sadece bir iktidar hareketi değil, aynı zamanda kapitalizmin bir sonucu olduğunu anlamalıyız.“

Diğer konuklar arasında kamu hukuku fahri profesörü Norman Paech ve NATO’nun uluslararası hukukla ilişkisini inceleyen ünlü uluslararası ilişkiler profesörü Anu Chenoy de vardı. ABD’li barış aktivisti Ann Wright, Washington üzerinden diplomatik bir hamle elde etmek için hükümet ve senato üzerinde şu anda fazla baskı yapamayan ABD’deki barış hareketinin durumunu anlattı. Konferans, yeni bir güvenlik inşasına ilişkin perspektifler hakkında yapılan bir panelle sona erdi.

Close