Written by 10:34 uncategorized

Batman kime karşı?

“Batman“ serisinin son filmi ”Kara Şövalyenin Yükselişi“, tüm dünyada olduğu gibi Almanya’da da son haftaların en çok izlenen yapımlarından oldu… Film, genç yaşlı yüzbinlerce insanı sinema salonlarına çekti çekmesine ama içeriği ve verdiği mesajlar oldukça düşündürücü… Kahraman Batman, yine kötülerle savaşıp dünyayı bir felaketten kurtarıyor ama bu kez düşmanı yoksullar ve kurtardığı da zenginlerin dünyası!

 

TONGUÇ KARAHAN

Bir buçuk ayı aşkın bir süredir gösterimde olan Batman serisinin son filmi ”Kara Şövalyenin Yükselişi“, Almanya’da da beklendiği gibi izleyici rekorları kırdı. Hala sinemalarda gösterimi devam eden filmi, bugüne kadar yaklaşık 3 milyon izledi.
Özellikle çocuk ve genç hayranların ilgiyle izlediği Batman, bu filmde de dünyayı kötülerin elinden kurtaran bir kahraman olarak yine göz dolduruyor… Ama serinin bu bölümünde Batman’ın düşmanının adalet ve eşitlik isteyen yoksul halk olması dikkat çekiyor.
ZENGİN BATMAN YOKSUL HALKA KARŞI
Kendi köşesine çekilmiş, lüks bir hayat yaşayan Batman, kentte yaşanan karışıklık ve huzursuzluk üzerine bir kurtarıcı olarak yeniden görev başı yapmak zorunda kalır. Çünkü adalet ve eşitlik isteyen yoksullar isyana başlamış; Batman’ın da kaymağını yediği zenginlerin düzenini paramparça etmektedir.
Filmin senaryosunu yazanlar, eşitlik ve adalet isteyen halkı, her şeyi yakıp yıkan çapulcular, teröristler olarak gösteriyor.. Bu yüzden de isyancıların lideri, yüzü maskeli acımasız bir psikopat olarak yansıtılıyor…
Polisi etkisiz hale getiren isyancıların, borsayı ele geçirip, kendi mahkemelerini kurmaları ve halkı sömürenleri yargılayan mahkemeler kurması, ‘dünyanın sonu’ olarak lanse ediliyor ve dünyayı, daha doğrusu zenginlerin dünyasını kurtarmak için kendisi de büyük bir kapitalist olan Batman devreye giriyor…
İLGİNÇ BENZERLİK
Gerek ‘Arap Baharı’ yaşayan ülkeler, gerekse Avrupa ve ABD, son birkaç yılda, toplumsal adaletsizliği konu alan ve kapitalizmi eleştiren önemli eylemlere sahne oldu. ABD’de Wall Street’te başlayıp Avrupa’ya da sıçrayan “Occoupy” (İşgal Et) hareketi olsun; Avrupa hükümetlerinin tasarruf paketlerine karşı geniş işçi, öğrenci vb. kesimlerinin sokağa taşan hareketleri olsun bu sosyal kaynaşma, kapitalizme ve büyük sermaye sahiplerine karşı öfke ve eleştirilerin giderek artmasının bir göstergesi oldu. “Batman 3”te şehri ele geçiren asilerin taleplerinin (her ne kadar karikatürleştirilmiş biçimiyle de olsa) bu hareketin talepleriyle büyük benzerlik taşıması elbette bir tesadüf değil. Filmde de isyancılar, bir avuç zenginin iktidarına son vermek üzere borsa ve banka merkezi Wall Street’i ele geçiriyor; kendi polis ve yargısını oluşturuyor…
Her dönem yeni bir düşman tanımı yapıp, alttan alta bunu propaganda etmeyi gelenek haline getiren Hollywood sineması, öyle görünüyor ki bu dönem düşman olarak, kapitalizme karşı çıkıp onu yıkmak isteyenleri görüyor.
Hareketli sahneler, efektler, ilginç kostüm ve silahlarla etkileyici bir hava yaratılan filmde, “Yarasa Adam” Batman da, sonuçta bu ideolojik savaşın bir askeri olarak, sömürüye-eşitsizliğe isyan edenlerin karşısına dikiliyor..
GERÇEK HAYATTA SENARYO FARKLI
Böylece film iki gerçeği ters yüz etmiş oluyor: Birincisi, yoksul halkın zorba-terörist ilan edilerek, zenginlerin yönettiği ve yararlandığı düzenin asıl zorbalık olduğunun üstü örtülüyor. Diğer taraftan, haksızlıkları eleştirip, eşitlik ve adalet için yeni bir dünya isteyenlerin başarısızlığa mahkum olduğu mesajı veriliyor.
Batman ve zenginlerin işi beyazperdede kolaydı, zira sonucu senaristler belirledi. Ama gerçek hayatta senaryolar tek taraflı yazılmıyor; sonucu sınıf mücadelesinin koşulları ve gidişatı belirliyor!

Close