Fabrikalarının kapatılmasını protesto eden işçilere Köln Savcılığı dava açtı. 13 işçiye açılan davada para ve hapis cezası isteniyor. İşçilerin protestosunu polisle bastıran Ford şeflerinin ve temsilciliğin tutumu 1973 grevini hatırlatıyor.
Geçtiğimiz yıl Belçika/Genk’deki fabrikalarının kapatılmasını protesto etmek için Köln’e gelen işçiler hakkında yapılan soruşturma sona erdi. Savcılığın verdiği bilgiye göre 178 işçinin fişlendiği olay sonrasında 23 işçi hakkında soruşturma başlatılmıştı. 8 dosya delil yetersizliğinden kapanırken 2 dosya dava açmaya gerektirmeyecek düzeyde olduğu için kapatıldı. Soruşturmaları sürdüren Köln Başsavcısı Ulf Willuhn, 13 işçi hakkında ise para ve hapis cezaları talebiyle dava açılması için mahkemeye başvurdu.
Buna göre 1 işçiye 10 aya kadar hapis cezası verilmesi istenirken diğer 12 işçiye ise günlüğü 30 Euro üzerinden 15 ila 60 gün arası hapis cezası verilmesini isteniyor. Eğer işçiler para cezasını ödemeyi kabul ederlerse ki bu aynı zamanda suçu kabul etmiş oldukların anlamına geldiği için sicillerine işlenecek.
OLAY NASIL GÜNDEME GELMİŞTİ?
24 Ekim 2012’de Ford patronları Belçika/Genk’deki fabrikayı 2014 sonunda kapatacaklarını ve 4300 işçiyi kapı dışarı edeceklerini ilan etmişti. Bunun üzerine greve çıkan Belçikalı emekçiler, “sorun sadece biz değiliz. Bu fabrika kapandığında bölgede 5 bin işçi daha işini kaybedecek. Bütün bir bölgede işsizlik artacak, gençlerin geleceği ellerinden alınacak” diye herkesi dayanışmaya çağırıyorlardı.
“KÖLN’DEKİ ARKADAŞLARI BİLGİLENDİRELİM”
Belçika genelinde olduğu gibi değişik ülkelerde Ford işçileriyle bir dizi dayanışma etkinlikleri gerçekleştirildi. Tekelin en büyük tesisinin olduğu ve bütün Avrupa’daki işçilerin temsilciliğinin de bulunduğu Köln’de ise hiç ses çıkmaması bir yana, “gelişmelerden bizde yeni haberdar olduk” türünden açıklamalar yapıldı.
Bunun üzerine Felçikalı Ford işçileri, Köln’deki Ford işçilerini bilgilendirmek ve “böyle bir saldırı sizin de başınıza gelebilir” demek için Almanya’ya gitme kararı alırlar.
Hazırlıklar yapılırken, ki bu arada Genk’deki grev de devam ediyordu., Ford Avrupa Denetleme Kurulu’nun 7 Kasım günü Ford Avrupa İşyeri Temsilcileriyle toplanacağı haberi gelir. Bunun üzerine 7 Kasım günü Köln’e gelmeyi planlayan Belçikalılar, hem Köln’dek işçilerle buluşmak hem de toplantıya kendi talepleri sunmak için daha iyi bir fırsat bulamayacaklarını düşünürler.
BİR İŞÇİYE İKİ POLİS!
Yaklaşık 200 işçiyle beş otobüsle Köln’e gelen Belçikalı işçiler, önce, Belçika’da yapılan gösterilerde çok normal olan bir tarzda, üç beş otomobil lastiğini kapının önünde yaktılar. Ardından fabrikaya girerek Ford Avrupa İşyeri Temsilciliği Başkanı Dieter Hinkelmann ile görüştüler.
İşçilere “hoş geldiniz, buyurun” demek yerine “Cumartesi günü biz Genk’e gelip sizinle dayanışacaktık. Şimdi bu eylem nerden çıktı” diyerek işçilerin dışarı çıkmalarını ister. İşçiler Hinkelmann’ı yuhalar ama dışarıya da çıkarlar.
Fakat artık iş başka bir boyuta girmiştir: Ford yönetimi Köln Emniyetini arayarak fabrikanın basıldığını, zarar verildiğini ve kapının önünde ateş yakılarak işgal edildiği suç duyurusunda bulunmuştur bile. Köln Emniyeti ise dört yüz (400) polisi “fabrikayı kurtarmak” için gönderir.
Biraz sonra başlarına gelecekleri bilmeyen işçiler havai fişekler atıp sloganlar eşliğinde Ford patronlarının fabrikalarını kapatma planlarını protesto etmektedirler. Fakat birden etrafları yüzlerce polis tarafından sarılır. Çemberin içinde kalan 178 işçinin fotoğrafları çekilir ve parmak izleri alınır.
DAYANIŞMAYA!
Bu olaylardan sonra kurulan dayanışma komitesi (web: solikreis07nov.wordpress.com) olayın içyüzünü bütün kamuoyuna duyurduğu gibi Belçikalı işçilerle somut dayanışmayı örgütlemeye çalışıyor.
Komite geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Belçikalı işçilerin gösterilerinin Ford tarafından polis gücüyle bastırılmasını, ardından davaların açılmasını 40 yıl önce yaşanan “73 Ford Köln Grevi” ile bağlantısını kurarak, “Ford her zaman devlet desteğini arkasında buldu” diyor.
Ford Köln’den bir işçi
