Susan BONATH
Junge Welt
Alman Sendikalar Birliği DGB, pandemi yılıyla ilgili bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Buna göre eşitsizlikler arttı. Ücretler düştü, süper zenginler daha da zenginleşti. Korona salgını ve alınan siyasi önlemler herkesi eşit şekilde etkilemiyor. Özellikle Almanya’da. Geçen hafta basına tanıtılan “dağılım raporu”na bağlı olarak Alman Sendikalar Birliği (DGB) Yönetim Kurulu üyelerinden Stefan Körzell, “Almanya uluslararası karşılaştırmaya göre şu anda eşitsizlik açısından çok kötü durumda” açıklamasını yaptı. 2020’ye dönüp bakıldığında süper zenginlerin zenginliklerini koronaya rağmen ya da daha doğrusu korona sayesinde artırabildikleri belirlendi.
Özellikle yüksek gelirli insanlar büyük ölçüde kârlı çıktı. Körzell, “Yoksul haneler büyük ölçüde yalnız ve eli boş bırakılıyor” dedi.
DGB, araştırmada istatistik dairelerinden ve uluslararası kuruluşlardan gelen verileri kullandı. Araştırmanın başlangıcında milli gelirin içinde ücret payının bir yıl içinde yüzde 72’den yüzde 74’e yükselmesi övüldü. Ücret payındaki bu artış, temel olarak, küçük şirketlerin gelirlerindeki, krize bağlı, düşüşten kaynaklanırken, ücret gelirlerinin çoğu “sabit” kalmıştı. Ücret payı açısından, Almanya şu anda uluslararası arenada orta sahada yer alıyor. Brüt ücretler 2019’da nominal olarak yüzde 3, reel olarak yüzde 1.5 oranında artacaktı. 2020’nin ilk yarısında hafif bir nominal büyüme oldu. Yaşam maliyetine göre ölçülen gerçek ücretler ise yüzde iki düştü. Pandeminin ilk yılında, sendikalar birliği “Müzakere edilmiş ücretlerin daha yüksek, ancak etkin ücretlerin daha düşük olduğu oldukça güçlü bir negatif ücret sapması”ndan söz etti. Araştırmacılara göre, bu nominal artışlar alt gelir gruplarında meydana geldi. Ancak büyük ölçüde asgari ücretin 2019’da saat başına 9.19 avro iken geçen yıl 9.34 avroya çıkmasından kaynaklandı.
Araştırma şöyle devam ediyor: “Bununla birlikte, alt grupların göreli gelir durumu uzun vadede kötüleşiyor. Çalışmaya rağmen yoksulluk marjinal bir fenomen değil, sosyal bir sorun”. Her altı çalışandan biri şu anda yoksul olarak kabul ediliyor. Bu, çoğunlukla kadınları, genç işçileri ve artan sayıda yaşlı işçiyi içeriyor. Kadınlarla erkeklerin gelirleri arasında hâlâ yüzde 20 civarında bir uçurum var. Bu, uluslararası bir karşılaştırmada bile çok yüksek. Kadınlar şu anda ortalama yüzde 37 daha az emekli maaşı alıyor. Doğu ve Batı Almanya’daki ücret farklılıkları değişmedi. Araştırma, “Ortalama olarak, ülkenin doğu kesimindeki bir çalışan Batı Almanya seviyesinin yüzde 85’ini kazandı” diye belirtiyor. Ve dahası: “Doğu-batı uyumu 20 yıldır fiilen donduruldu”. En büyük ücret farkı imalat sanayiinde, en küçüğü ise eğitim ve bilim alanında. DGB araştırmasının yazarları, doğuda TİS görüşmelerinin azlığını ücretlerin hâlâ düşük olmasının ana nedeni olarak görüyorlar. İkincisi, “Sosyal sigortalardan elde edilen gelirin azalması, gelir vergisi ve çalışanlar için satın alma gücü kaybı nedeniyle” yılda 75 milyar avroya mal oluyor. Birçok küçük işletme iflasla karşı karşıya kalırken süper zenginlerin kasaları doluyor.
Almanya’da en zengin yüzde 1, toplam servetin üçte birine yani diğer Alman vatandaşlarının yüzde 87’si kadar servete sahip. Hanelerin yarısının hiç tasarrufu yok ya da borçlu. Pandemi, uçurumu derinleştiriyor. Dünya çapında milyarderlerin serveti on trilyon ABD doları (8.2 trilyon avro) iken Almanya’da koronaya rağmen ya da korona sayesinde 600 milyar ABD doları ile “tüm zamanların en yüksek seviyesine” tırmanmış durumda. Alt orta tabakaya kadar yoksullar, düşen gelir ve siparişlerden, artan kiralardan ve yetersiz tıbbi bakımdan muzdarip.
(Çeviren: Semra Çelik)