Written by 10:35 POLITIKA

Cesaret Nine

M. SİNAN BİRDAL

Ukrayna politikası Berlin’de koalisyonu sarsıyor. Nitekim, koalisyonu oluşturan sosyal demokratlar, liberaller ve yeşiller göçten emekliliğe ve geçim sıkıntısına neredeyse gündemdeki her politik sorunda kavga etmekteler. Koalisyonun COVID-19 pandemisinde kamu harcamalarını rahatlatabilmek için gevşetilmiş olan borçlanma kapısını aralama girişimi Anayasa Mahkemesi tarafından yüzüne kapatıldı. Alman bürokrasi sistemini utandıracak bir şekilde hükümet güç bela bir bütçe denkleştirebildi, elbette çiftçilerden işçilere emeklilere geniş bir toplumsal kesimi karşısına alarak. Alman ekonomisi -tıpkı Türkiye gibi- ücretleri baskılayarak büyüme stratejisinin sınırına dayanmışken liberaller sosyal bölüşüm hasisliğine son gaz devam etmekte. Liberal FDP’nin ideolojik dogmatizmi kaldırabilecek imkanları var: İcabında rahatlıkla sosyal demokratların yönettiği bir koalisyondan Hristiyan demokratların yönettiği bir koalisyona zıplayabilirler. Butik parti olmanın avantajı ekonomistlerin diliyle “etnik ürün” satabilmesi: Halis sermaye çıkarları.

Yazın başında gerçekleşecek olan Avrupa Birliği seçimleri siyasal nabzı ölçecek önemli bir test olacak. FDP, Hristiyan demokratların adayı ve halihazırdaki AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’a rakip olarak Marie-Agnes Strack-Zimmermann’ı aday olarak ileri sürdü. Strack-Zimmermann soldan, silah üreticisi Rheinmetall şirketinin lobicisi olmakla suçlanıyor. Politikacı bu iddiaları reddetse de Federal Mecliste Ukrayna ve silahlanma konusundaki şahinliği su götürmüyor. FDP Başkanlık Divanı Üyesi ve Grup Başkan Vekili Strack-Zimmermann aynı zamanda Meclis Savunma Komisyonu Başkanı. Geçen hafta Ukrayna’ya Taurus roketleri verilmesini savunan FDP parlamentoda Şansölye Scholz’a zor dakikalar yaşattı. Alman TV haberleri dahi en önemli marka değeri sakinlik ve makulluk olan şansölyenin nasıl sinirlendiğini ve duygusallaştığını haberleştirdi. Kavga hafta sonu iyice kızıştı. Parlamento Başkanı SPD’li Bärbel Bas, Strack-Zimmermann’ı başkanlığını yaptığı Savunma Komisyonundan kamuya bilgi sızdırmakla itham ediyor. Nitekim, iddiaya göre Strack-Zimmermann, Komisyonun gizli toplantısına 105 kişinin katılmasına izin vermiş.

Siyasal sahne yeterince absürtleşmemiş gibi, Strack-Zimmermann’ın Avrupa adaylığı kampanyası politikacıyı Cesaret Nine olarak tanımlayan bir slogan ve Louvre duvarlarını bezeyecek büyüklükte bir portresiyle basına tanıtıldı. Böylece, şahin olup tüm Avrupa semalarında uçmak isteyen FDP’nin kampanyası -boyundan büyük işlere girişen daha nice küçük kuş gibi- tuhaf bir öz-ifşayla başladı. Sloganın atıf yaptığı Cesaret Ana Bertolt Brecht tarafından İsveç’te sürgünde Nazizmin savaş politikalarına karşı yazılmış bir piyes. Lakin, liberallerin sandığı gibi seyircinin empati kurması beklenen bir kahraman değil, tersine bir antikahraman Cesaret Ana. 1624-36 yıllarında arasında Otuz Yıl Savaşları sırasında ordulara lojistik destek sağlayan bir tüccar karakteri. Kampanya sloganı Alman  tiyatrosunun en önemli eserlerinden birine dair bir cehaletin ürünü mü? Yoksa hitap ettiği butik müşterileriyle net bir iletişim kurmaya çalışan bir strateji mi? Yorumcular tartışsın.

https://www.evrensel.net/yazi/94513/cesaret-nine

Close