Danimarka’da liberal-muhafazakar azınlık hükümetinin sağcı Halk Partisi’nin desteğiyle parlamentodan geçirdiği “Getto Yasası” 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girdi. Plana göre göçmen nüfusunun yüzde 50’nin üzerinde olduğu semtlerin yapısı 2030 yılına kadar değiştirilecek. Entegrasyonu sağlama ve paralel yaşamı dağıtma adına çıkarılan yasanın arkasında asıl olarak sağ-milliyetçi görüşler bulunuyor.
Avrupa’da yabancılara karşı sert yasaları ilk olarak devreye sokan ülkeler arasında yer alan Danimarka, 1 Ocak’tan itibaren “Getto Yasası’nı yürürlüğe koydu. Sağcı Halk Parti’nin desteğiyle işbaşında olan liberal-muhafazakar azınlık hükümet tarafından yaz aylarında karar altına alınan yasa gereğince, göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı semtlerin dağıtılması amaçlanıyor. İşsizlik, yoksulluk nedeniyle kiraların görece olarak daha ucuz olduğu semtleri hedef haline getiren hükümet buralarda suç olaylarının ve işsizliğin fazla olmasını yasaya dayanık yaptı. Sağcı Halk Partisi’nin desteğiyle güne kadar 100 kadar yasada sertleştirme yapan hükümet, kısa bir süre önce anamuhalefet olan sosyal demokrat partinin desteğiyle Uyum Parası’nda da kesinti yapmıştı. Yapılan yeni sertleştirmede ayrıca iltica başvuruları reddedilen sığınmacılar, 2021 yılından itibaren 7 hektar büyüklüğünde ve Baltık Denizi’nde olan Lindholm adasına gönderilecek. Böylece, ilticası kabul edilmeyen sığınmacılar halktan yalıtılarak “toplama kampı”na yerleştirilecek. Mümkün olduğu takdirde ise geldikleri ülkelere gönderilebilecek.
GETTO YASASI DEVREDE
Başbakan Lars Lokke Rasmussen‘in geçtiğimiz mart ayında ilan ettiği, geçtiğimiz kasım ayında meclis tarafından karar altına alınan ve 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girecek Getto Yasası’nın hedefi ise göçmenlerin yoğun yaşadığı semtleri dağıtmak. 2030 yılına kadar bu semtlerdeki göçmen oranının yüzde 50’nin altında düşürülmesi hedefleniyor. Danimarka’da “paralel topluma” izin vermeyeceklerini söyleyen Rasmussen, hedeflerinin işsizliğin yüzde 40’ı bulduğu ve suç olaylarının ortalamanın üzerinde olduğu bu semtleri dağıtmak olduğunu belirtti. Plana göre, semtlerde batılı olmayan göçmen oranı yüzde 50’nin altına düşürülecek. Ancak göçmenlerin nasıl ve ne gibi tekliflerle yaşadıkları semtlerden başka semtlere taşınmasının sağlanacağı ise belirsiz. Yoksulluk içerisinde yaşayan ya da düşük işlerde çalışan göçmenlerin kiraların yüksek olduğu semtlere taşınması durumunda hayatlarının daha da çekilmez hala geleceği belirtiliyor.
Basında yer alan haberlere göre, yasa yürürlüğe girdikten sonra bu semtlerde yaşayan bütün çocuklara en az 25 saat kreşe gitme zorunluluğu getirilecek. Ayrıca bazı suçlar için verilen cezalar diğer semtlere göre iki kat fazla olacak. Entegrasyon ve paralel yaşamı dağıtma adına çıkarılan yasasının arkasında asıl olarak yabancı düşmanı bir zihniyet olduğu dile getiriliyor. Uzmanlar, yasanın toplumda büyük gerilim ve patlamalara yol açabileceğini belirterek, hükümeti uyarıyor.
Yasada bir semtin getto olarak tanımlanması için şu üç kriter sıralanıyor: İşsizliğin yüzde 40’ın üzerinde olması, kriminal suçların ortalamanın üzerinde olması ve nüfusunun yüzde 50’sinden fazlasının batılı olayan göçmenlerden olması. Bu kriterlerin olduğu semtlerde kentsel dönüşüm planı uygulanacak ve insanlar zorla yıllarca yaşadıkları yerlerden çıkarılacak. Bir çok konut firması ise şimdiden semtlerin değerli bölgelerini satın alarak, yani binalar yapmak için hazırda bekliyor. Yıkılacak binaların yerine sosyal konutların yapılacağı ileri sürülüyor.
İNSANLARIN YAŞAM ŞARTLARI İYİLEŞTİRİLSİN
Hükümetin planına karşı çıkan sivil toplum örgütleri ve göçmen kuruluşları, göçmenlerin kiraların düşük olması nedeniyle zorunlu olarak aynı semtlerde toplandıklarını belirterek, hükümete yaşam şartlarının iyileştirilmesi çağrısında bulundular. Almanya’da yayınlanan Focus dergisinin internet sitesinde yer alan bir haberde görüşü alınan uzmanlar, göçmenlerin sosyal durumu iyileştirilmeden yapılacak kentsel dönüşümünden sonra yeni gettoların kurulmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ediyorlar. Kırmızı Yeşil İttifak Partisi sözcüsü ise yaptığı açıklamada, “Başbakan gettoların dağıtılacağını söylüyor, ancak bu insanların nerede yaşayacağı konusunda ise bir cevabı bulunmuyor” dedi. Uzmanlar ayrıca gettolarla yaşayan ve suç işleyen kişilere daha fazla ceza verilmesinin de kabul edilemez olduğuna dikkat çekiyor.
Plana karşı değişik örgütler tarafından eylemler yapıldı. Yapılan anketlere göre ise halkın yüzde 80’i hükümetin planına destek veriyor. (Köln)
