YÜCEL ÖZDEMİR / Köln
1937/38’de gerçekleşen Dersim Tertelesinde hayatını kaybedenler cumartesi günü Almanya’nın Köln kentinde yapılan bir miting ve konferansla anıldı. Yapılan konuşmalarda Dersin’de 87 yıl önce yapılanların uluslararası düzeyde bir soykırım olarak tanınması çağrısı yapıldı.
Almanya’da faaliyet sürdüren Dersim dernekleri ve Alevi kurumları tarafından tarihi Dom kilisesinin yanındaki Roncalli alanında düzenlenen mitingde Dersim’deki soykırımdan sonra Elazığ’a görürülerek idam edilen başta Seyit Rıza olmak üzere dönemin önderlerinin fotoğraflarının yanı sıra döviz ve pankartlar taşındı. Yaklaşık 1500 kişinin katıldığı mitingde pankart ve dövizlerde ise Dersim’de soykırım yapıldığının kabul edilmesi çağrısı yapıldı. Kurumlar adına Kürtçe, Zazaca ve Türkçe açıklamalar okundu. Sol Parti Avrupa Parlamentosu Milletvekili Özlem Alev Demirel de mitinge katılarak bir konuşma yaptı. Türkiye’de Kürtlere, Alevilere ve işçi sınıfına karşı yıllardır baskı, sindirme ve yok etme politikası izlendiğini belirten Demirel, buna rağmen her alanda buna karşı direnişin devam ettiğini belirterek, konuşmasını Seyit Rıza’nın idam edilmeden önceki son sözleri olan “Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu; ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun” ile bitirdi. Mitingde sanatçılar Ali Ali Baran, Beser Şahin ve Grup Domane Dersim sahne aldı.
DERSİM TERTELESİ KONFERANSI
Akşam saatlerinde ise Alte Feuerwache’de Türkiye-Almanya İnsan Hakları Derneği (TÜDAY), Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) ve Dersim Dernekleri Federasyonu (FDG) tarafından bir konferans düzenlendi. Rejisör Ayşe Kalmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı konfrensa Prof. Dr. Hans Lukas Keiser, Araştırmacı-Yazar Kazım Gündoğan, Dr. Hüseyin Çelik ve Prof. Dr. Jan İlhan Kızılhan konuşmacı olarak katıldı.
Yapılan değerlendirmelerde dünyanın başka ülkelerinde yapılan benzer katliamlarla kıyaslamalar yapılarak bunların bir kısmının BM sözleşme ve tanımlamaları kapsamında soykırım olarak kabul edildiğine işaret edildi.
Prof. Kieser Dersim Katliamı’nın geç Osmanlı döneminden itibaren başlayan Türkleştirme politikasının bir parçası olarak cumhuriyet döneminde izlenen tek ulus yaratma politikasına dikkat çekti. Araştırmacı-Yazar Gündoğan ise Erdoğan’ın 2011’de yaptığı Dersim konuşmasında belgelerle 13 bin 806 kişinin katledildiğini kabul ettiğini belirterek, “Farklı araştırmalar ve saha çalışmaları ise öldürülenlerin en az bu sayının üç katı olduğunu ortaya” dedi.
Dr. Çelik ise uluslararası düzeyde kabul edilen en önemli soykurumın Holokost olduğunu ifade ederek, Dersim’deki katliamla Bosna-Hersek’teki Srebrenica katliamı arasında paralellikler kurdu. Katliamı yapanların Uluslarasrası Ceza Mahkemesi’nde yargılandığına vurgu yaptı.
Katliam ve soykırımlar yarattığı travmalar üzerine çalışmaları bulunan Prof. Kılılhan ise Dersim Katliamının etkilerinin katliamı bizzat yaşamayan sonraki kuşaklarda görülmeye devam ettiğini ettiğine dikkat çekerek Dersim katliamının “İnsanlığa karşı işlenen suçlar” kapsamında ele alınması gerektiğini ifade etti.
Konferansın ardından Aslı Zelal, Djancate Janet & Aykut ve Beser Şahin soykırım yaşamış halkların türkülerini söylediler.