Egetürk’ün 27 yıldır işletmede çalışan Günden İ.’yi hukuksuz şekilde işten atma planı mahkemeden döndü. Karar aylardır Gülden İ. ile dayanışa içinde olanlar tarafından sevinçle karşılandı. Her türlü baskıya karşı geri adım atmayarak hakkını arayan Gülden İ. “Adalet yerini buldu” dedi.
YÜCEL ÖZDEMİR / KÖLN
Merkezi Köln’de bulunan Avrupa’daki en büyük salam, sucuk ve pastırma fabrikası olan Egetürk’de işyeri işçi temsilciliği başkanı Gülden İ.’nın bu yılın mart ayında süresiz şekilde işten atılması Köln İş Mahkemesi tarafından durduruldu. Aylarca süren duruşmaların ardından 4 Eylül günü görülen ana davada kararını açıklayan mahkeme, Egetürk’e temyiz yolunu da kapattı.
Geçtiğimiz yılın ağustos ayında Egetürk işçilerinin Gıda Sendikası (NGG) ile toplu sözleşme masasına oturulması talebiyle başlattığı iki ayrı uyarı grevinden sonra, işveren, işçi temsilcilerine yönelik değişik planları devreye koyarak, işçilerin toplu sözleşme hakkını yok saymaya başladı. Çoğunluğu Türkiye kökenli olmak üzere 170 kadar işçinin çalıştığı fabrikada ücret artışlarını güvence altına alma ve keyfi uygulamalara son verilmesi talebiyle yapılan uyarı grevlerine katılım yüksek olmuştu.
Eylemleri bastırma, işçilerin birliğini bölmeyi öncelikli plan haline getiren işveren tarafı önce bir işyeri temsilcisini yönetici pozisyonuna getirerek susturdu. Buna rağmen işçilerin mücadelesinin devam etmesi üzerine, eylemlerin yapılmasına önemli bir rolü olan işyeri temsilciliği başkanı Gülden İ. doğrudan hedef haline getirildi.
TÜRKOĞLU’NUN HUKUKSUZ PLANI ÇÖKTÜ
İşletme Müdürü Ahmet Eden tarafından bu yılın mart ayında “iletişim müdürü” olarak işe alınan hukukçu Ercan Türkoğlu’na asıl olarak işyeri temsilciliğini işlevsizleştirme görevi verildi. Türkoğlu, göreve gelir gelmez işyeri temsilciliği seçimlerinin nasıl yapıldığını araştırmaya başladı. Sonuçta 2018’de yapılan işyeri temsilciliği seçimlerinde yedek üye seçilen ancak personel müdürü Merzbach’ın önerisiyle kadın kotası üzerinden asıl üye olan Gülden İ.’nın “seçimlerde yolsuzluk yaptığı” iddiasını ortaya atarak, süresiz işten çıkarıldı.
İşletme Müdürü Ahmet Eden’i de uydurduğu hukuksuz gerekçelere inandıran Türkoğlu, bir süre sonra 127 işçiden işyeri işçi temsilciliği başkanına karşı imza topladı ve bunları mahkemeye sundu. Bu kadar ince hesap yapan Türkoğlu, imzalanan metne kendisinin işçilerin sözcüsü olduğunu gösteren beyanı sunamadığı için isteği reddedildi. İlk duruşmaya “işçilerin sözcüsü” olarak katılan Türkoğlu, daha sonraki duruşmalara bu kez işveren temsilcisi olarak katılmaya başladı. Bu durum hakimler tarafından hemen fark edildi.
Uzlaşma görüşmeleri ve değişik duruşmaların ardından 4 Eylül günü kararı vermek üzere toplanan mahkeme heyeti, 2018’de yapılan işyeri temsilciliği seçimlerine iki yıl sonra itiraz edildiğine dikkat çekerek, bunun arkasında işçilerin uyarı grevlerinin olduğunu belirtti. İşletme Müdürü Merzbach’ın işveren avukatı Hartmut Braunschneider ile birlikte katıldığı karar duruşmasında, mahkeme başkanı kadın kotası için mutlaka belli sayıda çalışanın olmasına gerek olmadığına dikkat çekti.
KARAR 7 MADDEDE ÖZETLENDİ
Daha sonra mahkeme tarafından yazılı olarak yapılan ve yedi madde halinde sıralanan kararda işverenin süresiz işten atma kararının geçersiz olduğu, Gülden İ.’nın işine dönebileceğine karar verdi. Gülden İ.’nın işine işyeri temsilciliği üyesi olarak dönüp dönmeyeceğine ise başka bir davada karar verilecek. Temyiz yolu kapatılan kararda ayrıca mahkeme masrafı olan 15 bin 285 euronun Egetürk tarafından ödeneceği de belirtildi. Karar gerekçeleriyle yazılı olarak açıklandıktan sonra Gülden İ. Egetürk’te işbaşı yapabilecek. Bunun 3-4 hafta sürebileceği tahmin ediliyor.
GÜLDEN İ: ADALET YERİNİ BULDU
Karar kesin olarak açıklanmadığı halde mahkeme binası önünde toplanan NGG, DİDF ve Work Watch temsilcileri sonuçtan memnun olduklarını ifade ettiler. Aylardır kendisiyle dayanışma içinde olan herkese teşekkür eden Gülden İ., “Hak ve adalet yerini buldu. Mahkemenin doğru bir karar vereceğinden emindim. Hak aramak suç değil. Bu nedenle hiç kimsenin korkmasına gerek yok. Ben bir suç işlemediğimi düşünmüyordum. Eğer ortada bir hata varsa onun tek sorumlusu ben değilim. Normal şekilde işime dönüp çalışmak istiyorum” dedi.
Destek için mahkemeyi izleyen tanınmış yazar Günter Wallraff da yaptığı konuşmada, “İşverene işin bu aşamaya gelmemesi için bir mektup gönderdim ve arabulucu olmak istediğimi söyledim. Ancak benim taraflı davrandığımı söyleyerek reddettiler. Evet ben bir tarafım. Hakkını olanların yanındayım. Bu nedenle de bugün buradayım. Bundan sonra da benzer haksızlıklara karşı birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Başından beri Egetürk işçileriyle dayanışma içinde olan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Genel Başkanı Zeynep Sefariye Ekşi de, “Bugün haksız bir uygulama mahkeme tarafından iptal edildi. İşçilere insan değil kendi emir kulu gibi davrananlar bunun böyle olmadığını görmeli. Egetürk, kendi sermayesini artırmak, daha fazla kar etmek için sürekli işçileri daha fazla sömürmeyi hedefliyor. Buna karşı çıkan işyeri temsilciliği de yok edilmek isteniyor. Buna seyirci kalmamız mümkün değil. Bundan sonra da Egetürk işçilerinin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
NGG sendikası adına yapılan konuşmada ise bu zorlu süreçte Gülden İ. ve sendikayla dayanışma içinde olanlara teşekkür edilerek, “Dayanışma kazandı. Asıl iş şimdi başlıyor. Mücadeleye devam edecek” denildi. NGG tarafından karardan sonra yapılan açıklama, “Türkoğlu hedefini gerçekleştirmedi, planı başarısız oldu. Bay Eden’e sesleniyoruz: Olgun ve tarafsız davranın. Sağduyulu şekilde sorunları görüşerek sorunları çözelim” denildi.
Egetürk’ün işçilerin birliğini bozma, en temel hakların yasalar çerçevesinde uygulanmasını isteyen Gülden İ.’yi işten atarak, çalışma yaşamını kuralsızlaştırma planı şimdilik mahkemeden döndü. Ancak bu işverenin işyeri temsilciliği üzerindeki planlarından vazgeçtiği anlamına gelmiyor. İşverenin bir dediğini iki etmeyen bir temsilcilik kurmak başlıca hedef. Ancak, Egetürk işçileri sendikalaşarak, işverenin emrinde olmayan güçlü bir işçi temsilciliği olduğunda daha fazla hak ve ücret alabileceklerini son yıllarda yaşayarak gördüler.
Her türden baskı ve sindirmeye rağmen geri adım atmayarak, onurlu şekilde dik durmayı başaran Gülden İ.’nin bu tutumu insanca çalışma ve yaşam koşullarını savunan işçilere umut oldu.