Written by 15:00 HABERLER

Eğitime yatırım geleceğe yatırımdır

ZEYEP SEFARİYE EKŞİ / Köln

Yaz tatili Güney Almanya dışında bütün eyaletlerde bitti ve okullar yeni eğitim dönemine başladı. Almanya genelinde ilk ve orta öğretimde okula giden öğrenci sayısı 10,5 milyon. Eğitim sisteminde önceden de var olan sorunlar pandemide daha da artarak derinleşmişti. Öyle ki, ailelerin ve öğretmenlerin beklentisi yaz tatilinde belki bazı sorunların çözülmüş olabileceğiydi. Öyle mi oldu? Tabloyu daha net görebilmek için yaklaşık 2,5 milyon öğrencinin olduğu Almanya’nın en kalabalık eyaleti NRW’de Eğitim ve Bilim Sendikası GEW Başkanı Ayla Çelik ile yaptığımız röportajı sunuyoruz.

Sayın Çelik, yaza kadar öğretmen olarak çalışıyordunuz. GEW-NRW başkanlığına seçildiniz, görevinizde başarılar dileriz. En büyük eyalet olan NRW’deki sendika başkanı olarak aktüel durumu değerlendirişiniz önemli. Korona şartlarında 2021/2022 eğitim yılı nasıl başladı? Yaz tatilinden önceki durumdan mı başladınız yoksa havalandırma sistemi ve hijyenik donanım gibi bazı hazırlıklar var mıydı?

Geçen yıla rağmen bu sene biraz daha ilerdeyiz. Yüzde 90’ın üzerinde öğretmen aşılanmış durumda. Bu büyük bir adım. Aşı Komisyonu’nun (STIKO) 12 yaş üzerindeki çocukların aşılanması önerisi ve seyyar aşı gruplarının hizmete sunulması da çok önemli. Şu anda 12 yaş üzeri her beş gençten biri tam aşılanmış durumda.

Eğitim alanında salgına karşı alınan önlemler Delta varyantı ve dördüncü dalgayı gözönünde bulundurursak saydığım gelişmelere rağmen şu anda olmamız gereken yerde değiliz. Çocuklarımıza ve gençlerimize mümkün olan ve onların sağlık durumlarını koruyacak önlemlerin tümü uygulanmamış durumda. Okullarda halen açılamayan pencereler var. Halen sıhhi tesisatlar kabul edilebilir düzeyde değil. Bu pandemi şartlarında, normal işlevini yerine getiren lavabo bir lüks olamaz! Bize göre sınıfların hepsinde havalandırma sistemi ek bir tedbirdir. NRW’deki aktüel karantina kuralları geri bir adım ve gerçeklikten uzak: Daha fazla güvenli tedbire ihtiyacımız var, daha az değil. Zamanında uygulanmayan önlemlerin ceremesini öğrenciler, aileler ve yine eğitim sektöründe çalışanlar çekiyor. Binlerce öğrenci birkaç gün içinde karantinaya alındı. Bu yaş grubunda bulaşı patladı. Bunları kaygıyla izliyoruz.

SINIFLARIN YÜZDE 30’U DİJİTAL EĞİTİME UYGUN

Hükümet sözcülerinden pek çok vaatler duyulmuştu. Size göre bu sözlerden hangisi yerine getirildi? Beklenen paralar (örneğin dijitalleşme için) ihtiyaç olan yerlere erişti mi?

Dijitalleşmede büyük adımlar atıldı, örneğin bilgisayar donanımı gibi. Elbette şu da görülmeli; bu konuda çok gerideydik. Merkez ve eyaletler tarafından kararlaştırılan dijitalleşme için okullarda zorunlu olan alt yapının oluşturulması pandemiyle hız kazandı. Ama çoktan beri yapılması zorunlu olan dijital alt yapı yatırımı, kronik hale gelmiş olan eğitimdeki para açığını kapatmıyor. Almanya’daki okulların yarısında halen tüm öğrenciler için internet bağlantısı yok. Öğretmelerin sadece yüzde 30’u sınıflarda dijital öğrenme ve öğretmenin mümkün olduğunu söylüyorlar.

Bilgisayar alınması gerçeğin bir yanı. Diğer gerçek şu ki: Öğrencilerin veya öğretmenlerin teknik problemleri olduğunda yardımcı olacak bilgisayar uzmanları eksik. Her yerde öğretmenlere yönelik, dijitalleşmede başarılı olmaları için gerekli olan mesleki eğitim programları eksik.

Aynı zamanda, koronadan öğrenmek demek sonuç alıcı adımları atmaktır. Eğitim sisteminde son on yıllardır yaşanan eksikler ve ihmaller bize çok zamana mal oldu. Daha fazla zaman kaybetmeden okullarımızın yarına kalıcı olarak donatılması, çocuklarımıza ve gençlerimize en iyi eğitimin sağlanması, çalışanlar için daha iyi çalışma şartlarını garanti altına almak için bugünden ‘yapılabilecek her şeyi’ yapmalıyız. Eğitime yatırım benim için geleceğe yatırımdır: Demokrasi ve toplumumuzun geleceği açısından yatırımın bu kadar önemli olduğu başka bir alan tanımıyorum.

KORONA EĞİTİMDEKİ EŞİTSİZLİĞİ DERİNLEŞTİRDİ

Eğitim sistemindeki eşitsizliğin daha da derinleştiğini izliyoruz. Çocukların hangi toplumsal kesimden geldiği onların geleceğini belirliyor. Basından özel dersler ve ders yardımlarının bomba gibi arttığını duyuyoruz. Bunda koronanın da etkisi oldu mu? Eğitimde eşitsizliğe karşı mücadele için çözüm nerede sizce?

Çocuklarının eğitimine önem veren ve çözüm arayan aileleri anlıyorum. Eğitim bizim temel kaynağımız ve yükselme ve katılım şansı herkes için açık olmak zorundadır. Sosyal olarak olanakları olmayan öğrencilerin uzaktan eğitim için koşulları nedeniyle, korona kesinlikle var olan eşitsizliği derinleştirdi. Ders yardımlarının bu kadar artması eğitim alanında yanlış bir gelişme.

Perspektif olarak okullar öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek onların sosyal olanaklarını ve kapasitelerini yönlendirebilecek konuma getirilmeleri şart. Bu ise eğitime yeterli paranın ayrılmasıyla başarılır. Bunun için diyoruz ki: Eğitim okullar da sunulmalı. Öğretmenlerin çocukları ve gençleri bireysel olarak destekleyebilmesi için zamana ve yere ihtiyacı var. Bu nedenle okullarda daha fazla eğiticiye, çok yönlü profesyonel ekiplere ihtiyac var. Ayrıca öğretmenlerin pedagoji ve eğitimle ilgisi olmayan vazifelerden kurtarılması gerekiyor. Örneğin bilgisayarları donatma.

EĞİTİMDE BAŞARI SOSYAL KÖKENE BAĞLI OLMAMALI

En fazla göçmen kökenli nüfus NRW’de. Okullarda bu kadar genel sorunların yanında, okulla ilgili evden yeteri kadar destek alamayan göçmen çocukların özel sorunları neler?

Farklı toplumsal sınıflardan gelen cocukların olanaklarını eşitsizliği önemli bir faktör. Bu eşitsizlik çocukların eğitim kurumlarından yararlanma olanaklarını da eşitsiz etkilemekte. Eğitimde dezavantajlı olan çocuklar yoksul çevrelerden, öğrenim görmemiş ebeveynlerden, göçmen ailelerden ve dil problemi olan kesimlerden geliyor. Eğitim sistemimiz bu eşitsizlikleri giderecek bir sistem değil. Bunun için temel taleplerimizden biri eğitimde eşit şartlar sunmak, çocukların olanakları ve eğitimdeki başarısı ailelerin ekonomi duruma endeksli olmamalı.

Uzun yıllar öğretmen olarak çalıştığım için biliyorum ki, dil hem göçmen çocuklarının okul başarısını belirleyen önemli bir etken olmasının yanısıra ailelerin okulla olan iletişiminin veya katılımının boyutunu etkiler . Pek çok göçmen aile okul ile ilgili konularda kendilerini yetersiz hissediyor ve okuldan yardım istemekten çekiniyor. Okul yaşamının parçası olmak, kurullarda ve karar mekanizmalarında etken olmak okul ve aileler için bir kazanımdır. Okul sadece ‘sorun’ olduğunda ailelerin gittiği yer olmamalı. Aileler, okulu ve öğretmenleri çocuklarına eğitim yolunda eşlik edenler olarak görmelidir.

GEW-NRW ‘Pandemide eğitim’ konulu bir acil program çıkardı. Kısaca, talepleriniz neler?Programın dört ana konusu var: Bulaşıdan korunmayı artırmak, pandeminin etkilerini azaltmak, okul personeline yardımcı olmak ve dijitalleşmeyi geliştirmek. Sadece personel konusu bile çok kapsamlı. NRW’de öğretmen eksikliği kronik bir sorun: Geçen sene ilkokullarda aranan öğretmenlerin yarısı bile atanamadı. Bu sene halen ilkokullarda 1450 öğretmen açığı var. Bunun için üniversitelerin kapasitesinin artırılmasını ve öğretmenliğin çekici hale getirilmesini talep ediyoruz. Bunun anlamı adil olmayan ücret eşitsizliğine son verilmesi ve bütün öğretmenlerin başlangıç maaşının eşit olmasıdır. Yetersiz çalışma ve öğrenme koşullarını, nicelik ve nitelik olarak artan beklentileri ve okulların tamirini gözden kaçırmamalıyız. Öğretmenlerin ve eğitimcilerin kapasiteleri çocukların ve gençlerin yeteneklerinin en iyi şekilde desteklenmesi için değerlendirilmek zorundadır.

Bu programın, en azından bir bölümünün, gerçekleşmesi şansını nasıl görüyorsunuz? Nasıl bir baskı oluşturabilirsiniz?

NRW eyaleti eğitim gören kişi başına diğer eyaletlerin ortalamasından 1.000 EURO daha az harcama yapıyor. Yani en az 2,5 milyar daha fazla harcansa NRW diğerleriyle eşit olabilirdi ve bu miktarla bir çok şey gerçekleştirilebilirdi. NRW Eğitim Bakanı Yvonne Gebauer’in okul açılışı için uygulamaya geçireceği destek programı bizim önerilerimizden bir kaçını kapsıyor. Toplum olarak eğitim ve şans eşitliğini gözden kaçırmamalıyız. Çocukları ve gençleri gelecek korkusu ve perspektif yoksunluğu ile yalnız bırakmak bir seçenek olmamalı ve olamaz.

AİLELER SEÇİMLERDE OYLARINI İYİ BİR EĞİTİM İÇİN KULLANABİLİR

Okul yaşamının bütün bu sorunlarını öğretmenler, çocuklar ve aileler birlikte yaşıyorlar. Ailelere çocuklarının eğitimi için ne yapmalarını önerirsiniz?

İyi, güvenli bir eğitim, sonbahar ve kış aylarında uygulanabilir kurallar, öğrencilerin kişisel desteklenmesi, daha fazla öğretmen-eğitmen için acil şekilde daha fazla yatırıma ihtiyacımız var. Aileler önümüzdeki federal ve eyalet seçimlerinde oylarını iyi bir eğitim için kullanabilirler. Diğer taraftan partilerle ve milletvekilleriyle konuşabilir, okul aile birliklerinde örgütlenebilir, yerel belediyelerde etkili olmaya çalışabilir ve hatta kreşlerden yüksekokula kadar hangi sosyal kökenden gelirse gelsin bütün çocuklar için iyi bir eğitim ve şans eşitliği mücadelesi verdiğimiz NRW-GEW sendikamıza yardımcı olabilirler.


Ayla Çelik kim?

1968 doğumlu Ayla Çelik üniversitede biyoloji ve Almanca okudu. 2001 – 2012 yılları arasında Köln’de Peter-Ustinov-Realschule’de öğretmen ve 2012’den tibaren Carl-von Ossietzky-Gesamtschule’de müdür olarak çalıştı . Çelik, 2016 yılında GEW-NRW’nin okul yönetimi kurullarının başkanlığı görevini üstlendi. 2019 yılı genel kongresinde GEW-NRW’nin başkan yardımcılığına seçildi, 2021 haziran sonunda GEW-NRW Başkanı oldu.

Close