Written by 11:19 uncategorized

Emekçi kadınların mücadelesi sınırları aşıyor…

Ekmek ve Gül olarak, Göçmen Kadınlar Birliği’nin daveti ile gittiğimiz Almanya’da, 5 farklı kentte Türkiyeli kadınlarla bir araya gelme fırsatı bulduk. Bu heyecan verici yolculukta çok şey biriktirdik. Kadına yönelik şiddeti de konuştuk, IŞİD barbarlığına karşı Kobanê’de süren destansı direnişi de… Neoliberal politikaların sonucu olarak çalışma yaşamında yaşanan dönüşümü de, artan güvencesizliği de…

Stuttgart, Köln, Frankfurt, Hamburg, Berlin… 5 farklı kent, onlarca kadın… Hepsi birbirinden güzel, birbirinden içten. Biz ne kadar uzaksak Almanya’da yaşayan Türkiyeli kadınların yaşamına, onlar o kadar yakınlar bize. Türkiye’de yaşanan gelişmeleri çok yakından takip ediyorlar, memleket diye çarpıyor yürekleri…

GÖÇMEN KADINLAR GÜVENCESİZ ÇALIŞIYOR

Sohbetimiz sırasında Türkiyeli kadınların ve genel olarak göçmen kadınların yaşam ve çalışma koşullarının son derece ağır olduğunu öğreniyoruz. AKP Hükümeti’nin Orta Vadeli Ekonomik Programına da aldığı güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerinin tamamı uygulanıyor Almanya’da. Kiralık işçilik, minijob yani part-time çalışma nicedir göçmen kadınların istihdam biçimi olmuş. Eşit işe, eşit ücretin hala en önemli talep olduğu Almanya’da kadınlar erkeklere göre ortalama yüzde 22 daha düşük ücret alıyor.

Çocuk bakımı hizmetlerine erişimin sınırlı ve pahalı olduğu Almanya’da göçmen kadınlar çoğunlukla ayda 450 Euro’ya adına mini job denilen part-time işlerde çalışıyorlar. Günde iki saat çalışılan part-time işlerle kadınlar çocuk, yaşlı bakımı, ev işleri gibi ‘görevlerini’ de aksatmamış olurken, sağlık ve de işsizlik sigortasından yoksun olarak çalışıyorlar. Üstelik 45 yıllık çalışmanın ardından emekli olabilirlerse aldıkları emekli maaşı 200 Euro seviyesinde oluyor.

Söyleşi sırasında öğreniyoruz ki, toplantıya katılan kadınların neredeyse tamamı minijob’la (mini işlerde) her türlü güvenceden yoksun çalışıyor. Üstelik çoğunlukla yeterli düzeyde Almanca bilmedikleri ve bu tip bir çalışmayla çocuklarının bakımını kendileri yapabildikleri için de göçmen kadınlar bu işleri tercih ediyormuş. Altını çizmeden geçmeyelim; Göçmen Kadınlar Birliği, kurulduğu günden bugüne tam zamanlı, güvenceli işler için mücadele ediyor.

ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri de Almanya’da yaşayan Türkiyeli kadınların mücadele alanlarından. Almanya’nın Kassel kentinde eşinden ayrılarak kızıyla tek başına yaşam mücadelesi veren, sırf ‘yaşam tarzını beğenmedikleri için’ abisi tarafından hunharca katledilen Mehtap Savaşçı davasını takip ediyor göçmen kadınlar da. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi kadın cinayetleri karşısında medyanın takındığı cinsiyetçi tutuma, katili aklama çabasına karşı mücadele ediyorlar.

Almanya ziyaretimizin 3. durağı olan Frankfurt’ta, Offenbach kentinde McDonalds’a ait bir cafenin tuvaletinde tacize uğrayan iki genç kadına yardım ettiği için saldırıya uğrayan ve beyin ölümü gerçekleşen Tuğçe Albayrak’ın 23. doğum gününde yatmakta olduğu hastane önündeki eyleme katıldık göçmen kadınlarla. Hastane önü mahşeri kalabalık, her yaştan ve de her milliyetten insanla doluydu. Özellikle genç kadınların katılımı dikkat çekiciydi. Yüzlerde öfke ve hüzün bir aradaydı.

10 günlük ziyaretimizde çok şey biriktirdik Almanya’da. Dileğimiz dergimizin bundan sonraki sayılarında Almanya’da yaşayan Türkiyeli kız kardeşlerimizin mücadelesi ile daha da zenginleşelim. İlk tuğlayı bu yazı ile koyup, yapının yükselmesi dileğiyle…

KIZKARDEŞLİK KÖPRÜSÜNÜN HARCI

Irak ve Suriye’de yaşanan IŞID Barbarlığı, barbarlığa karşı Kobanê’de süren destansı direniş de konuşuldu söyleşilerimiz boyunca. Türkiye’de batı illerinde kurulan Kız Kardeşlik Köprüsünü Almanya’da da kurmuştu Göçmen Kadınlar Birliği’nden kadınlar. Türkiyeli kız kardeşleri gibi onlarda işyerlerinde, yaşadıkları mahallelerde kapı kapı gezerek IŞID zulmünden kaçarak ülkemize sığınan Kobanêli kadınlarla dayanışma kampanyaları örgütlemişlerdi. Öyle örnekler vardı ki paylaşmamak olmaz. Ekstra temizlik işlerine giderek kazandığı maaşını destek için getiren kadınlardan tutun da, Kastamonulu bir Türk olarak kendi katkısının yanı sıra komşularından 800 Euro toplayan bir kadın arkadaşa kadar… Kız kardeşlik köprüsünün harcını elleriyle karmıştı göçmen kadınlar tıpkı Türkiyeli kız kardeşleri gibi…

 Arzu ERKAN

 

Deneyimlerimizi paylaştık

Göçmen Kadınlar Birliği Almanya’nın değişik şehirlerinde uluslararası eylem ve mücadele günü 25 Kasım çerçevesinde, „kadına yönelik şiddet ve Ortadoğu’da kadın olmak“ konulu toplantılar düzenledi. Toplantılara Ekmek ve Gül editörlerinden Arzu Erkan konuşmacı olarak katıldı. Bu toplantılardan biri de Köln’de gerçekleştirildi.

Ne çok şey konuştuk, ne çok dertleştik, mücadele deneyimlerimizi aktardık. Taleplerimiz için neler yaptığımızı, neler yapabileceğimizi… Sonra dünyanın bütün ülkelerinde farklılıklar içerse de kadına yönelik şiddetin dur durak tanımadan sürdüğünü, şiddetin kaynaklarını, nereden ve nasıl beslendiğinden bahsettik.

Sevgili Arzu Erkan, Türkiye’de AKP hükümeti döneminde kadınların kadın olarak, işçi olarak hangi saldırılara maruz kaldığını ve bu saldırılara karşı verilen mücadeleleri anlattı. Bugün kadına yönelik şiddetin vahşice sürdüğü Rojava, Kobane ve Şengal’deki gelişmeler ve kadınların direnişine de değindi.

Almanya’da ve Türkiye’de gerçekleştirilen Kobane ile dayanışma eylemlerinden, kadınların dayanışma kampanyalarından da konuşuldu. Kumbaralarını açan çocuklardan, Kobane’yle dayanışmak için ev temizlemeye giden kadınlardan.

Laf temizlikten açılınca es geçmek olmazdı. Zira başta temizlik olmak üzere düşük ücretli güvencesiz işlerde çalışanların çoğu kadınlar, üstelik bu kadınların büyük bir bölümü de göçmen kadınlar.

Normal koşullarda toplantılarımızı çok uzun yapmamaya özen gösteririz.  Çünkü kadınlar toplantıya gelebilmek için bile bir sürü şeyi organize etmek durumunda kalırlar. Kendimize ayırdığımız bir kaç saat bile lükstür bir çoğumuz için.  Çocukları ayarla, evdeki işleri ertele, ertesi gün sabah 5’te işe git derken herkes vakitlice eve dönmek ister. Ama bu toplantı öyle olmadı. Kimse gitmek istemedi. Sorular soruları açtı. Yanıtlar hep birlikte arandı.

Sevgili Arzu, deneyimlerimizi daha fazla ortaklaştırmak için yazma çağrısı yaptı. Biz de bundan sonra arkasını getirmek, yaşadığımız, çalıştığımız koşulları, özlemlerimizi, neler yaptığımızı  paylaşmak istiyoruz.

Sevgilerimizle, Köln Göçmen Kadınlar Derneği Yönetim Kurulu

Close