Written by 13:30 KÜLTÜR

Frankfurt Kitap Fuarı devam ediyor

Aziz Koçyiğit
Frankfurt

Kapılarını 69. kez açan Frankfurt Kitap Fuarı’na bu yıl 102 ülkeden 7 bin 300 yayınevi katılıyor. 300 bin kişinin ziyaret etmesi beklenen fuar kapsamında 4 bin etkinlik planlanırken, fuarın onur konuğu ise Fransa. Bu nedenle salı günü fuarın açılışını, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa‘nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron birlikte yaptı. Her iki liderin açılış konuşmasında ifade ve basın özgürlüğü öne çıktı.

Konuşmasında “Edebiyat, özgür ruh ve ifade özgürlüğüne siyasi özgürlüğün eşlik ettiği özgür toplumumuzun ruhuna ayna tutuyor” diyen Almanya Başbakanı Merkel, “Dünyanın her yerinde bizim için bir normallik olan bu değerler için mücadele etmenin ne kadar önemli olduğunu hem kendisi hem de Macron’un çok iyi bildiğini” söyledi. Kültürün, değişim içindeki dünyada Avrupa’nın yolunu belirlemesine yardımcı olabileceğini ifade eden Merkel, yazarlara “Güncel ve düşünülebilir gelişmelere fikir veren ve köprüler kuran sismograflar olarak” ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise edebiyatı, insanlar arasında duvar örmek isteyen ve fanatikliği körükleyenlere karşı “en iyi silah” olarak değerlendirdi. Onur konuğu ülkenin Cumhurbaşkanı, iki ülke ilişkilerinin anlamına değindi ve daha fazla Fransızca-Almanca okulun açılmasını istedi.

Fransızca Frankfurt (Francfort en français) sloganı ile kapılarını açan fuara, bu yıl aralarında Michael Houellebecq ve Yasmina Reza’nın da bulunduğu 180 Fransız yazar katılıyor. Fuarın onur konuğu programında sadece Fransa değil, aynı zamanda beş kıtada yaklaşık 274 milyon kişi tarafından konuşulan Fransızca dili de yer alıyor.

TÜRKİYE ÖNEMLİ YER TUTUYOR

Her yıl olduğu gibi bu yıl da yoğun bir programla devam eden Frankfurt Kitap Fuarı’nda Türkiye de önemli bir yer tutuyor. Yayıncılar, yazarlar ve gazetecilerin konuk edildiği ve Türkiye’de basın yayın özgürlüğüne yönelik engellerin ele alındığı çok sayıda toplantı da fuar programında yer alıyor. Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye ulusal standı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Çarşamba günü öğlen saatlerinde açılışı gerçekleştirilen ulusal stantda ağırlıklı olarak, bir kısmı Arapça olan İslami yayınların yer alması gözden kaçacak gibi değil.

Fuar çerçevesinde gerçekleştirilen etkinliklerden biri de, Uluslararası Yayıncılar Birliği, Yayınlama Özgürlüğü Komitesi tarafından düzenlenen ve Komite Başkanı Kristenn Einarsson’un yönettiği toplantı oldu. Birçok ülkeden yayıncı temsilcilerinin katıldığı toplantının birinci bölümünde, dünyada  yayıncılğın durumu ele alındı. İkinci bölümde ise, bu yıl Voltaire Ödülü’ne layık görülen, Evrensel Basım Yayın ve Cumhuriyet Gazetesi Kitap eki editörü gazeteci Turhan Günay üzerinden, Türkiye’deki yayıncılığın sorunları ve düşünce özgürlüğü üzerindeki baskılar konu edildi.

Toplantıya Evrensel Basım Yayın adına Cavit Nacitarhan katılırken Turhan Günay’ın kızı Elif Günay ve  Türkiye Yayıncılar Birliği’ni temsilen de Yonca Cingöz oturumda yer aldı. Turhan Günay ise yurt dışına çıkma yasağı nedeniyle bir video mesajla katıldı. Günay video mesajda, korkmadıklarını ifade ederek kitapların yayınlanmaya devam edeceğini, bunun için mücadelenin süreceğini vurguladı.

Cavit Nacitarhan ise kapatılan yayınevi Evrensel Basım Yayın hakkında bilgi vererek başladığı konuşmasında, 30 yıllık yayın hayatında 700 kitap bastıklarını ve yaklaşık üç milyon kitabı okuyucu ile buluşturduklarını söyledi.

Yayınevinin “Milli güvenliği tehdit” adı altında bir cümle ile kapatıldığına dikkat çeken Nacitarhan, “Mevcut durumda yayın özgürlüğünden bahsedemeyiz” dedi. Yayınladıkları kültür-edebiyat dergilerinin dahi kapatıldığını ve tüm taşınır, taşınmaz mal varlıklarına el konulduğunu ifade eden Nacitarhan, kültür dergisinin kapatılmasının dünyada bir ilk olduğunu söyledi.

Nacitarhan, “Dayanışmayla yola devam edeceğiz. Yayıncının işi yayınlamaktır. Uluslararası yayıncıların dayanışmasına ihtiyaç var. Davaların takip edilmesi önemli” dedi.

Türkiye Yayıncılar Birliği adına toplantıya katılan Yonca Cingöz, Türkiye’de yayıncılığın sorunlarına değinirken, Günay Turhan’ı temsilen kızı Elif Günay babasının tutukluluk süreci ve hakkındaki iddialarla ilgili bilgi verdi. Elif Günay, Voltaire Ödülü’nün Turhan Günay’a verilmesinin mutluluk verici olduğunu söyledi. Toplantı, katılımcıların yönelttiği soru ve konuşmacıların verdikleri cevaplarla sona erdi.

Çarşamba günü ise Türkiye Ulusal Standı’nın  açılışı, Ahmet Şık’a Raif Bedevi Cesur Gazetecilik Ödül töreni, Der Spiegel Dergisi’nin düzenlidiği ve Genel Yayın Yönetmeni Klaus Brinkbäumer’in Can Dündar ile yeni kitabı “Vatan Haini” üzerine söyleşisi  ilgi gören etkinlikler oldu.

“Sürgünde yazarlık“ konulu toplantıya Can Dündar, Aslı Erdoğan ve Burhan Sönmez katıldı.

Yine “Kapalı Kapılar Ardında-Edebiyat Ödülü Jürileri Nasıl Çalışıyor?”  başlıklı toplantıya Zeynep Oral, Peter Anderson, Pierre Assouline, Katja Gasser, Edmund Wee konuşmacı olarak katıldı.


‘YALNIZ OLMADIĞIMIZI HİSSETTİK’

Yurt dışı yasağı olduğu için kendisine verilen Voltaire Ödülü’nü almaya gelemeyen Evrensel Basım Yayın ve Cumhuriyet Gazetesi Kitap eki editörü gazeteci Turhan Günay kızı Elif Günay sorularımızı yanıtladı.

Babanızı temsilen buradasınız. Neler söylemek istersiniz?
Bildiğiniz gibi babam, iki buçuk ay önce tahliye oldu ancak, pasaportu iptal edilerek yurtdışı yasağı getirildiği için kendisi ödül törenine ve buraya katılamadı. Cumhuriyet davasının başlaması ile birlikte yurt dışından gelen desteğin çok faydasını gördük. Voltaire Ödülü’nün verilmesi ile bu destek daha da arttı. Konunun uluslararası kamuoyunun gündemine daha fazla girmesini sağladı. En azından yalnız olmadığımızı hissettik.

Ödülün verilmesinin ardından Türkiye ve uluslararası kamuoyundan nasıl tepkiler aldınız?
Türkiye’de sınırlı sayıda basında yer aldı. Muhalif yayın organlarında ve sosyal medyada daha çok çıkıyor. Türkiye’de cezalandırıldıkları bir konuda yurt dışından ödül alınca, ister istemez insanlar neden bu ödülün verildiğini merak ediyorlar. Yurt dışı ise zaten daha duyarlı idi. Bu ödülle birlikte farkındalığın daha arttığını hissedebiliyorum.

Devlet ve hükümet cephesinde nasıl yankı buldu?
Neyle göre suçladıkları, neye göre yargıladıkları konusunu bilemiyorum. Adeta kişisel bir husumet gibi geliyor bana. Bu ödülün verilmesi onları daha mı fazla sinirlendiriyor bilemiyorum.

Yurt dışından ödül almak “vatan hainliği” gibi mi değerlendiriliyor?
Vatan haini olmak Türkiye’de çok kolay biliyorsunuz. Dolar alıyorsunuz vatan haini oluyorsunuz. Ertesi hafta dolar satıyorsunuz yine vatan haini oluyorsunuz. Ancak bizim tarafımızdan bu ödüle bir başvuru filan söz konusu değil zaten. Sonuçta bu insanlar zaten gözlemliyorlar bu ülkede ne olup bittiğini. Bizim ülkemiz dışında herkes farkında galiba.

Sizin için sürpriz oldumu bu ödül?
Sürpriz oluyor tabi ki. Bir de babam mahkemede elleri kelepçeli olduğu halde öğrendi bunu. Birilerinin ödül vermesi elbette güzel bir duygu. Gerçi babamın ilk cümlesi, “Hay allah. Evrensel’e verselerdi keşke. Onlar daha fazla hak etmişlerdi.” oldu. Ben de, “Baba sevinir misin lütfen” diyerek karşıladım. Bu açıdan şaşırdığına eminim. O Evrensel’i bekliyordu muhtemelen.


TÜRKİYE’NİN SORUNLARINA DİKKAT ÇEKİLMESİ VE DAYANIŞMA ÖNEMLİ

Türkiye Yayıncılar Birliği Yurtdışı İlişkiler Koordinatörü Yonca Cingöz ile konuştuk.

Fuar’ı nasıl değerlendiriyorsunuz, izlenimleriniz neler?
Zaman önemli.  Bu yıl Türkiye’ye yönelik birçok etkinlik var. Bu açıdan bizim için bu yılın ayrı bir önemi var.

Türkiye ile ilgili öne çıkan mesajlar neler oldu?
Açılışta Türkiye’deki ifade özgürlüğü ile ilgili kısıtlamalara değinildi. Aslı Erdoğan ve Belge Yayınevi örnekleri verildi. Türkiye’ye yönelik pek çok mesaj içeren bir açılış gerçekleşti. Aynı zamanda fuar kapsamında Türkiye ile ilgili çok sayıda etkinlik var. Bizim için Türkiye’nin sorunlarına dikkat çekilmesi ve dayanışma gösterilmesi önemli ve değerli.

Türkiye bu yıl nasıl katılıyor?
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, Kültür Bakanlığı’nın organizasyonuyla katılım oldu. Özel bir yorum yapamayız sanıyorum. Katılımcı yayıncılar da aşağı yukarı aynı.

Türkiye’deki yayıncılığın öne çıkan sorunları neler?
Çok geniş bir soru ve yanıtlaması zor. Benim bu konuda cevap vermem çok doğru olmayabilir. Bu konuyla Yayıncılar Birliği’ni sektör raporu ve bir takım basın açıklamalarına bakılabilir.  Eğitim ve akademik yayıncılıkta çeşitli sekmentlere özgü sorunlarımız da var. Yayıncılığın devlet tarafından desteklenmesine yönelik taleplerimiz sürüyor. Vergilendirme ile ilgili taleplerimiz var. Yeni Fikir ve Sanat Kanunu çıkmak üzere; bunu bekliyoruz. Bunun bizim için olumlu bir gelişme olacağını, daha çağa uygun bir yasa olacağını düşünüyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de okumaya ayrılan zamanın sembolik denecek kadar az olduğunu tesbit eden bir araştırma yayınlandı. Okuma oranları bu kadar düşük mü?
Bu konuda benzer araştırmalar zaman zaman gündeme geliyor. Ancak bu araştırmalar bizim için referans göstereceğimi kaynaklar olma özelliği taşımıyor. Çok rağbet göstermiyoruz işin doğrusu. Bu konuda daha ciddi araştırmalara ihtiyaç var. Biz Yayıncılar Birliği olarak, Türkiye’deki kitap üretimi verilerinden hareket ediyoruz.  Bu da bize düşük bir okuma oranı olduğu işaretini vermiyor. Fakat insanlar ne kadar okuyor, bu başka bir araştırma konusu. Bunun verilerine sahip değiliz maalesef. Kültür Bakanlığı 2011 yılında bir okuma haritası çıkarmıştı. Bunun yenilenmesine şiddetle ihtiyaç var. Bunu biz de bakanlığa öneriyoruz. Biz de bu alandaki çalışmaları destekliyoruz. Konuyla ilgili bir de porjemiz var.


FUAR’IN TÜRKİYE İLE İLGİLİ DİĞER PROGRAMLARI

 

14 EKİM CUMARTESİ

* Diğer Türkiye konulu panelde Aslı Erdoğan, gazeteci Deniz Yücel’in eşi Dilek Mayatürk Yücel, Günter Wallraff, Osman Okkan konuşacaklar.

* Avrupa’da Türk Edebiyatı. Konuşmacılar Yücel Feyzioğlu, Hasan Kayıhan, Orhan Aras.

* Söyleşi: Taşlı Yollar – Podyum Türkiye. Konuşmacı Gerald Kurdoğlu Nitsche (Avusturyalı sanatçı – İstanbul Avusturya Lisesi eski öğretmenlerinden, 1993’te yabancı düşmanlığını protesto amacıyla Kurdoğlu ismini aldı).

* Almancası ‘Nicht einmal das Schweigen gehört uns noch’ adıyla basılan Aslı Erdoğan’ın ‘Artık Sessizlik Bile Senin Değil’ adlı kitabın tanıtımı. Konuşmacılar Regula Venske, Claudia Hülsken.

* Basın Özgürlüğü İçin Bir Saat. Konuşmacılar Dorip Akrap, Ali Çelikkan, Canset İpçınar, Ebru Taşdemir.

* Gallus Tiyatro’da ‘Üstü Kalsın’ adlı oyun Türkçe sahnelenecek. Oyun Almanca üst yazıyla da seyircilere sunulacak. Süpervizör Tamer Levent, yazan ve yöneten Zeynep Yıldız.

15 EKİM PAZAR

* Deniz’i (Yücel) görmek istiyoruz. Deniz Yücel’in kız kardeşi İlkay Yücel konuşacak.

* Basın Özgürlüğü İçin Bir Saat. Dorip Akrap, Ali Çelikkan, Canset İpçınar, Ebru Taşdemir konuşacak.
* Türkiye’den Muhalif Sesler adlı panelde yazar Aslı Erdoğan, hapisteki gazeteci Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık, gazeteci İrfan Aktan, hukukçu ve hukukçu, LGBT aktivisti Levent Pişkin konuşacak

* Krizdeki Türkiye için yeni gazetecilik çözümleri konulu panelde Nurcan Baysal, Burçak Belli, Georg Diez, Maxmilian Popp ve Engin Önder konuşacak

* Yasaklı Kitaplar sergisi. Fuar boyu açık olacak sergide, kitap yasaklamanın özellikle Türkiye’nin 90 yılı ağırlıklı tarihi, örnekleriyle ele alınıyor.

Deniz’e Özgürlük
Fuar boyunca her sabah 09.55’te ‘Deniz’e Özgürlük’ (#FreeDeniz) kampanyası kapsamında bağımsız yayıncıların ortak toplantı alanı Leseinsel’de hapisteki Gazeteci Deniz Yücel’in yayınlanmış yazılarından bölümler okunacak.

Close