Faiza ZEROUALA / Mediapart
Fransa’da 1 Ocak’tan itibaren Aktif Sosyal Yardım Geliri (RSA), haftada en az 15 saatlik, belirsiz sınırlarla tanımlanan bir zorunlu etkinliğe bağlı hale getirildi. RSA, Fransa’da geliri olmayan bireylerin maddi destek alabilmesi için verilen asgari bir yardım. Ulusal İnsan Hakları Danışma Komitesi, reformun iptalini talep ederken, bu durum dernekler ve sendikaları endişelendiriyor.
İnsan Hakları Ulusal Danışma Komitesi (CNCDH) endişelerini çok sert bir şekilde dile getirdi. RSA almaya hak kazanmak için, haftalık en az on beş saatlik bir aktivitede bulunmalarının gerekmesi ‘insan haklarına saldırı’ olarak değerlendiriliyor.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından 2022 seçim kampanyasında savunulan ve 1 Ocak 2025’ten itibaren yürürlüğe giren bu yasa, RSA’dan yararlanan 4 milyondan fazla insanın, iş bulma kurumu France Travail’a kayıt olmasını gerektirecek. Şu anda yalnızca yüzde 40’ı kayıtlı. RSA’dan yararlananlar, sosyal ve profesyonel entegrasyon hedeflerini içeren bir ‘katılım sözleşmesi’ imzalamak zorunda kalacaklar.
CNCDH, üyeleri başbakan tarafından atanan bir kurum olmasına rağmen, bu uygulamanın yasal boyutuna şüpheyle yaklaşıyor. Kurum tarafından 20 Aralık’ta yapılan oylama sonucuna göre, reform, RSA’dan yararlanan insanların 1946 Anayasası’nın önsözünde belirtilen ‘uygun yaşam şartları’nı ve Avrupa Sosyal Şartı’nda yer alan ‘Sosyal ve profesyonel entegrasyon, özgürce tercih etme’ haklarını ihlal ediyor. Kurum, sosyal durumu zayıf olan kişileri ‘durumlarından sorumlu’ gösteren politik ve medya söylemlerini kınıyor, ayrıca ‘İnsan haklarının, sosyal politikaların hazırlanması ve uygulanmasında ekonomik önceliklerin arkasında kabul edilemez bir şekilde geriye itilmesi’ni de eleştiriyor.
CNCDH ayrıca, büyük yoksullukla mücadele politikalarının uzun zamana yayılan tek bir eksene, yani yalnızca ‘işe dönüşe’ dayandırılmasını kınıyor. Kurum, sosyal yardımların ve dayanışma ödeneklerinin arttırılmasının ise eşitsizliklerle mücadelede etkili bir araç olduğunu savunuyor.
Tüm bu nedenlerle, kurum, haftalık mecburi aktivitelerle ilgili hükümleri iptal etmeyi öneriyor. Bunun gerekçesi, ilk etapta 18, ardından 47 ilde yapılan deneyimin tam analizinin kamuya açıklanmamış olması.
Kasım ayında Çalışma Bakanlığı, yalnızca sekiz pilot ilde yapılan denemenin nihai değerlendirme raporunu yayımladı. Analizin çoğunluğu, reformun olumlu olduğunu ve ‘görevlilerin rehberliğinin’, RSA’dan yararlanan kişilerin ‘güvenini’ ve ‘eylem kapasitesini’ güçlendirdiğini vurguluyor.
Fakat, raporda başka olumsuz noktalar da dile getirildi. ‘15-20 saatlik hedef, özellikle tembellik şüphesiyle kendini açıklama zorunluluğu hissi yaratarak olumsuz algılar doğurmaktadır’ gerçeği ortaya konulmuştur. Ayrıca, 15-20 saatin denetimini sağlamak için yapılan idari zorunluluklar RSA’dan yararlananların güven ilişkisini zedeleyebileceği, hatta bazı durumlarda RSA’dan vazgeçilmesine neden olabileceği açıklandı.
SAĞIR EDEN SESSİZLİK
Mediapart’a röportaj veren CFDT Sendikal Konfederasyonu Ulusal Sekreteri ve sosyal entegrasyon ile yoksullukla mücadele politikalarından sorumlu Lydie Nicol, CNCDH’nin görüşünü tamamen desteklediğini ve bu görüşün sendikasının savunduğu çizgide olduğunu belirtiyor. “Geçim için uygun imkanlara sahip olmak, en baştan itibaren savunduğumuz bir şey” diyor: “Bu konuda, İşsizlikle Mücadele Yasası’nın başında, önce işe erişim hakkından bahsedilmesi gerektiğini, hayati asgari gereksinimlerin koşul haline getirilmesinin doğru olmadığını söyledik.”
Sophie Rigard, Secours Catholique’te (Katolik Yardım) görevli ve “Aequitaz” ile “ATD Quart Monde” dernekleriyle birlikte ekim ayında yayımlanan, denemelerle ilgili bir raporun ortak yazarıdır. CNCDH’nin bu konuyu gündeme almasını memnuniyetle karşılıyor ve bu yasal uygulamanın yaygınlaştırılmasının “Son derece gürültüsüz bir şekilde, siyasi istikrarsızlık içinde” başlayacağını belirtiyor. Hükümetin yeni atanmış olduğunu da hatırlatıyor. Ona göre, bu reformun “ideolojik dönüşümü” önemli ve kamu tartışmasında yeterince gündem olmamış durumuna dikkat çekiyor.
Çeviren: Ali Rıza Yıldırım