Doğanın ve iklimin koruması için yıllardır seslerini duyurmaya çalışan gençler, 25 Mart günü dünya genelinde düzenlenen küresel eylem çerçevesinde Almanya’da da sokaklara çıkarak taleplerini bir kez daha tekrarladı.
Başta büyük kentler olmak üzere Almanya’nın yaklaşık 300 yerinde yapılan eylemlere onbinlerce genç katıldı. FFF (Gelecek İçin Cumalar) inisiyatifi tarafından düzenlenen ve Berlin’de 22, Hamburg’da 12, Stuttgart’ta 6, Köln’de 5 bin kişinin katıldığı gösterilerde iklim krizinin önlenebilmesi için fosil yakıt kullanımından vazgeçilmesi istenirken, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi ve hükümetlerin silahlanmaya değil barışın ve doğanın korunmasına yatırım yapması talebi öne çıktı.
Eylemlerde yapılan konuşmlar ve taşınan döviz ve pankartlar, gençlerin doğa, savaş, sosyal eşitsizlik, mültecilik gibi birçok konuda hükümet partilerinden farklı düşündüğü ve sadece çevrenin korunması ile sınırlı olmadıklarını da gösterdi. Örneğin Köln’deki gösteride, ailesi ve akrabaları Ukrayna’da kalan kendisi Almanya’da öğrenim gören Ukraynalı bir genç yaptığı duygusal konuşmada, Alman hükümetini Ukrayna savaşını gerekçe göstererek silahlanmaya 100 milyar euro ayırmasını eleştirdi. Yine birçok konuşma ve pankartta, kara endeksli kapitalist ekonomin iklim krizini ve toplumsal eşitsizliği derinleştirdiğine dikkat çekildi. Ukrayna’dan gelen mülteciler arasında ayrımcılık yapılarak, farklı ten rengi taşıyan savaş mağdurlarına farklı muamele yapılması ve dünyanın farklı bölgelerinden gelen başka mültecilere de Ukraynalılara uygulanan sığınma hakkının tanınması talep edildi. Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artışın bütün toplumun yaşamını daha da zorlaştırdığına dikkat çeken gençlerin, toplu taşımacılığın ücretsiz olması ve yaygınlaştırılması önerisi de dikkat çekti.
Gösterilere katılım önceki eylemlere göre daha az olsa da, çevre ve doğayla ilgili sorunların toplumsal ve ekonomik sistemle ilişkili olduğu yönündeki vurgunun daha güçlü olduğu görüldü.
FFF tarafından yapılan merkezi çağrıda, savaş ve ekonomik adaletsizlik gibi konulara vurgu yapılarak, çevre ve iklimle ilgili taleplerin çözümün toplumsal-politik diğer taleplerle bağlantılar taşıdığının belirtilmesi de bunun bir göstergesi oldu. “Hep birlikte seslerimizi iklim, barış, insan hakları ve demokrasi için yükseltiyoruz” denilen çağrıda Putin hükümeti ile Rus halkının aynı kefeye konması da eleştirildi. (YH)
