Ali Çarman/Plochingen
Göçmen işçiler, geldikleri Almanya’da sadece fabrikalar ve çalışma yerlerinde değil, hayatın bütün alanlarında önemli çalışmalara imza attılar. Süreç içinde toplumun tüm kesimleriyle ilişkiler kurup kendilerinden söz ettirdiler. Kültür ve sanat alanlarında yapılan çalışmalarda uluslararası ödüller kazananlar da oldu.
Edebiyat, sinema, müzikteki gelişmelere son yıllarda tiyatro çalışmaları da katıldı. Bu alandaki çalışmalardan biri de, sınıf edebiyatı perspektifi ile yazmayı kendine prensip edinmiş Mesut Bayraktar’ın kaleme aldığı ‘Misafir İşçi Monologları’ değişik şehirlerde farklı biçimlerde sahnelenmeye devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Stuttgart yakınlarında küçük bir kasaba olan Plochingen’de lise öğrencileri tiyatro çalışmasında göçmen işçiler konusunu ele aldılar. Eğitim ve Bilim Sendikası GEW’in desteğini alan 17-18 yaşlarındaki 9 genç iki ay gibi sürede ‘Gastarbeiter Monologe’ oyununu ortaya çıkararak Stadhalle salonunda sahnelediler.
Akşam saat 18.00’den itibaren izleyiciler salona alınmaya başlandı. Salona girdiğimizde peş peşe; İbrahim Tatlıses, Ali Nurşani ve Sezen Aksu’nun fondan verilen müziklerini duyduğumuzda kendimizi gülmekten alıkoyamadık.
Irkçılığın prim topladığı, göçmenlerin sorumlu gösterildiği bu zamanlarda öğrencilerin böyle politik bir oyunu seçmeleri dahi kendi başına bir olumluluk.
Farklı uluslardan dokuz öğrenci, derslerinden zaman ayırarak belli günlerde biraraya gelerek oyuna hazırlık yapmışlar.
150 kişinin ilgiyle izlediği oyunda öğrenciler, sevgi, heyecan ve coşkuyla kendilerine biçilen rolün/okumanın hakkını verdiler. Dört farklı karakterin dönüşümlü olarak sergilenmesi, Ford grevine, sendikanın tutumuna özel dikkat çekilmesi izleyicilerin alkışını aldı.
Sinevizyondan gösterilen fotoğraflarla oyuna ayrı bir zenginlik katıldı. Doksan dakikaya yakın süren Monologlar sonrası oyun yazarı Mesut Bayraktar sahneye çağrıldı. Oyununun böyle hazırlanmasının kendisi için de sürpriz olduğunu belirten Bayraktar, öğrencilerin ortak ve yaratıcı çabasına vurgu yaptı. Öğrencilerin anlattığı; umut, korku, özlem, kader ve daha iyi bir yaşam sürdürmenin kavgasını verenlerin hikayeleriydi. Kültürel gelişmeye küçük bir katkı sunan ve birlikte yaşamı savunan bu çocuklar için ne söylense az gelir.