Written by 10:28 HABERLER

Göçmen Kadınlar Birliği kongresini yaptı: Gelecek ellerimizde, birlikte değiştirelim

DİLAN BARAN

Almanya Göçmen Kadınlar Birliği (GKB) Almanya’nın çeşitli şehirlerindeki dernek ve gruplardan kadınlarla 10-12 Kasım tarihlerinde Kassel’de kongresini gerçekleştirdi. 10-11 Kasım tarihlerinde güncel gelişmeler, ırkçılık, barış ve çalışma hayatı konularında oturumlar düzenlendi ve çeşitli çalışma gruplarında tartışmalar yapıldı. Kadınlar tartışmalara aktif olarak katıldı, gündemdeki sorunlara birlikte çözümler aradı. Gün boyu değişik tartışmalara katılan kadınlar, akşamları ise şarkılar söyleyerek, dans ederek eğlendiler. Göçmen Kadınlar Birliği olağan kongresi ise 12 Kasım Pazar günü gerçekleşti.

Göçmen Kadınlar Birliği Başkanı Ceyda Tutan kongrede yaptığı açılış konuşmasında, güncel gelişmelere değindi: „Ukrayna’daki savaş ve Ortadoğu’daki çatışma, büyük güçlerin güç ve nüfuz için nasıl rekabet ettiğini gösteriyor. Halk sosyal kesintilerden etkilenirken, silahlanmaya milyarlarca dolar yatırılıyor“. Ayrıca hükümetin bölücü politikasının ırkçılığı giderek daha fazla körüklediğine ve AfD’nin yükselişine neden olduğuna dikkat çekti. Konuşmasında Avrupa iltica sistemi reformunu eleştirdi ve insan haklarının baltalanmasından söz etti. Federal hükümetin özellikle eşit ücret, şiddete karşı korunma, cinsel özerklik ve aile politikası konularında belirlediği hedefleri de hatırlatan Tutan, ancak bunların birçoğunun şu ana kadar boş vaatler olarak kaldığına ya da tam tersine dönüştüğüne vurgu yaptı.. Konuşmasının sonunda tüm delegeleri, iyi kararlar alabilmek ve bunları kendi bölgelerine taşıyabilmek için tartışmalara aktif olarak katılmaya çağırdı.

GKB Yönetim Kurulu üyesi Sevinç Sönmez Almanya’da yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği sunumda, „Kadınlar ve özellikle de göçmen kadınlar artan eşitsizlikten orantısız bir şekilde etkileniyor. Yoksulluk artıyor, evsizlik yükseliyor. Kamu hizmetleri giderek daha fazla kesintiye uğruyor, savaşlar silah tedarikiyle körükleniyor ve tüm bunlar olurken kadına yönelik şiddet ölçülemez bir şekilde artıyor“ diye konuştu.

Berlin’den bir delege „Sosyal ve kamu hizmetleri söz konusu olduğunda her yerde tasarruf yapılması gerekiyor, ancak büyük şirketler her zamankinden daha fazla kâr elde ediyor“ derken, bir başka delege de 30 yıldır aynı hastanede çalıştığını, 400 kişinin çalıştığı hastanede şimdi 15 kişi kaldıklarını belirterek, “180 kişi de bütün haklardan mahrum taşeron işçi olarak çalışıyor. İşimiz eskisinden daha zor. Haklarımız budanıyor. Çalıştığımız alanlar artırılıyor” sözleriyle yaşadıkları sorunları dile getirdiler.

Çalışma yaşamında yaşanan sorun ve taleplere ilişkin örnekler ardı ardına geldi. Metal, eğitim, sağlık, bakım ya da perakende alanında çalışan kadınların ortaklaştıkları konu, çalışma koşullarının ağırlaşması, daha az işçiyle daha fazla iş yapmak zorunda kalmaları ve sendikaların son dönem birçok meseleye duyarsız kalması idi. Bu sorunlar karşısında neler yapılabileceğinin konuşulduğu tartışma esnasında “bahsedilen sorunlar yarın bitmeyecek ama bulunduğumuz her yerde sesimizi yükseltmek zorundayız” denildi.

Son iki yıl içinde İran’daki kadın hareketi ve depremin ardından Türkiye’de Kızkardeşlik Köprüsü ile uluslararası dayanışmadan bahseden kadınlar, okuma grupları, atölye çalışmaları ve konserlerin yanı sıra 8 Mart, 25 Kasım gibi mücadele günlerinde çeşitli kentlerde yaptıkları etkinlikleri de anlattılar.

DİDF Yönetim Kurulu Üyesi Alev Bahadır, DİDF Gençlik Yönetim Kurulu Üyesi Lorin Aslanboğa, Akademisyen Gaye Yılmaz ve Akademisyen Meral Gezici Yalçın da tartışmalarda yer aldı. Özerk Kadın Sığınakları Merkezi Bilgi Merkezi (Zif), IG Bau Frauen ve Ekmek ve Gül toplantıya dayanışma mesajları göndererek kadınların birlikteliğinin ve eşit haklar için mücadelesinin önemini vurguladı.

Kongre sonunda önümüzdeki döneme ilişkin kararlar alan delegeler 11 kişilik yeni yönetim kurulunu da seçtiler. 


Kongre kararlarından…

Savaşa karşı halkların kardeşliği ve barış için! 

Aktüel olarak dünya genelinde 21 savaş ve 216 silahlı askeri çatışma yaşanıyor. Ukrayna ve Rusya arasında 2022 başından bu yana devam ediyor, “Hamas’ı yok etme” adına İsrail bir aydan fazla süredir Gazze’ye saldırıyor. 

Savaş ve çatışmalarla birlikte dünya genelinde silahlanmaya ayrılan bütçelerde katlanarak artıyor. 

Almanya’nın silahlanmaya ayırdığı bütçe 2022 yılında 55,8 milyar dolar olarak gerçekleşti ve silahlanmayı hızlandırmak için 100 milyar euro (107,16 milyar dolar) hacminde bir “özel servet fonu” oluşturuldu. Bunun karşısında sosyal güvenlik, sağlık, eğitim vb. alanlara ayrılan bütçeler kısıtlanıyor. Öte yandan bu ortamda aşırı milliyetçilik ve ataerkil toplumsal roller, geri ve baskıcı gelenekler, çalışma yaşamındaki adaletsizlikler artıyor. 

Biz Göçmen Kadınlar Birliği (GKB), 9. Kongresi’nde toplanan delegeler olarak savaşa karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunuyoruz. Savaştan en fazla zarar gören kadınların ve çocukların sesi olarak silahlanmaya ve çatışmalar/savaşları şiddetlendirmeye yönelik bütün politikalara son verilmesini, barışa ve çözümlere odaklanılmasını talep ediyoruz ve bunun için mücadele edeceğimizi duyuruyoruz.

Bizler şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da ne Kürt ve Arap düşmanlığına ne de antisemitizme geçit vermeyeceğiz, halkların kardeşliğini ve barışı savunacağız.

Ayrımcılığa ve ırkçılığa HAYIR – Herkese eşit haklar!

Göçmen Kadınlar Birliği (GKB), 9. Kongresi delegeleri olarak Federal Hükümetin, göçmenlere yönelik bir süre önce gönülsüz başlatılan “Hoş geldiniz Kültürü” politikasını (“Willkommenskultur”) tamamen bir yana bırakıp, göçü “sorun”, göçmenleri “entegre olmak istemeyen”, “sosyal yardım kasalarını talan edenler” olarak gösteren bir politikaya dönmesinin kabul etmiyoruz!

Almanya’nın en yüksek tirajlı gazetesi olan “Bild”, “Almanya, bir sorunumuz var” (“Deutschland, wir haben ein Problem!”) başlığı altında önyargıları kışkırtan bir “manifesto” yayınlıyor ve göçmenleri “öncü kültür” mantığıyla hedef haline getiriyor!

Diğer yanda ise uzun yıllardır Almanya’da yaşayan ve yeni gelen göçmenler ucuz işgücü olarak kullanılıyorlar, eşit haklardan mahrum bırakılıyorlar!

Biz bu gerici politikaları reddediyoruz ve Almanya’yı yaşam merkezi olarak seçen herkese eşit haklar tanınmasını talep ediyoruz.

Kadın yoksulluğuna HAYIR

Yoksulluk Almanya’daki bütün kadınlar için ciddi bir sorun olmayı sürdürüyor. Çalışma yaşamındaki kadınların genel olarak erkek meslektaşlarından yüzde 21 düzeyinde daha düşük ücret almaları kadınları, “çalışan yoksullar” konumuna getiriyor. 

Fakat kadınların içinde bulundukları sorun bununla sınırlı değil: Kadınların istihdam edildiği alanların genel olarak düşük ücretli ve yarı zamanlı işler olması kadınların bugün olduğu gibi yaşlılık dönemlerinde de olumsuz olarak etkiliyor. Özellikle toplumsal roller gereği çocuk, hasta ve yaşlı bakımı nedeniyle çalışma biyografilerinde ortaya çıkan “devamsızlıklarla” (“Fehlzeiten”) birlikte neredeyse tüm kadınları yaşlılıkta yoksulluk bekliyor!

Toplumsal ve çalışma yaşamında eşit haklar talep ediyoruz! Bunun için başta çocuk, hasta ve yaşlı bakımının ailenin sorunu olmaktan çıkarılmalı ve toplumsal çözülmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.

Close