SİNAN ÖZBOLAT / HAMBURG
Hamburg’da 23 Şubat’da yapılacak eyalet parlamento seçimleri için geri sayım başladı. Geçen 5 yıl kentte işçi ve emekçilerin değişik taleplerle kitlesel bir şekilde sokağa çıktığı, talepleri için mücadele ettiği yıllar oldu.
Hamburg eyalet parlamentosu için yapılacak seçim yaklaştıkça parti ve adaylar da propaganda çalışmalarını yoğunlaştırıyor.
Hamburg’da 2011’de yapılan Hamburg eyalet seçimlerinde yüzde 48,4 oy alarak tek başına iktidar olan SPD, 2015’de yapılan eyalet seçimlerinde 1,4 oy kayıp ederek oyların yüzde 47’sini aldı. Eyalet 2015 yılında beri SPD – Yeşiller koalisyonu ile yönetiliyor.
SPD ve Yeşiller kim birinci parti olacak diye adeta birbirleri ile yarışıyorlar. Bu iki partinin aslında ufak tefek farklılıkları bir yana bırakırsak aslında pek de birbirlerinden farkları bulunmuyor: İkisi de tekelleri destekliyor. yoksulluğu, işsizliği, gelir adaletsizliğini gözardı ediyor.
SOSYAL SORUNLAR DAHA DA ARTTI
SPD sosyal adaleti savunarak, ‚konut sorununu çözeceğim‘ vaadiyle seçmenden oy almıştı. Ancak 2011’den beri 96 bin olan sosyal konut sayısı 80 bine düştü. Daha çok emlak sektörü ve konut tekelleri için Hamburg’u şantiyeye çevirerek konut yapıldı. Uygun kiralı konut sorunu yakıcılığını koruyor. Kira artışı enflasyonun oldukça üzerine çıkarak yüzde 21!e ulaşmış bulunuyor. Kentteki bir başka dikkat çeken sosyal sorun ise, zengin ile yoksul arasındaki uçurumun daha da derinleşmiş olması.
‚Çevreci‘ Yeşiller’in tutumu da ortağından farklı değil. Hamburg Almanya’da toplu taşımanın en pahalı olduğu kentlerden biri; mevcut hükümet döneminde toplu taşıma araçlarının bilet fiyatları aşırı bir artış gösterdi.
SPD – Yeşiller hükümeti hastanelere daha fazla personelin alınması ve iş koşullarının düzeltilmesi için hastane çalışanlarının oluşturduğu inisiyatifin referanduma gitme hakkını yargı yolu ile engelleyerek emekçilere karşı sermayeden taraf olduğunu bir kez daha gösterdi. Aynı zamanda demokratik bir hakkın kullanılmasını da engellemiş oldu.
Hamburg Eyalet Eski Başbakanı ve şimdinin Federal hükümetin maliye bakanı Olaf Scholz, başkaban olduğu dönem kamu işyerlerinde asgari ücretin 12 Euro olması çağrısında bulundu. Ancak bunun üzerine Sol Parti’nin yoğun çabaları sonucu eyalet parlementosunda karar alınmasına rağmen halen eyalette SPD/yeşiller hükümeti bunu uygulamıyor.
Geçen dönemin unutulmazlarından biri de, 2017’de Hamburg’da yapılan G20 zirvesi sırasında polisin aşırı şiddet kullanmasına göz yumulmasıydı. Bir çok insan suçlu damgası vurularak soruşturmaya tabi tutuldu. Hatta eyalet hükümeti mahkemelere talimat vererek bazı kişilere ceza verilmesini sağladı. Ayrıca polise daha geniş yetki veren ve bir çok demokratik hakkı kısıtlayan yasal değişiklikler yapılarak katı bir güvenlik politikası izlendi.
Parlamentoda bulunan diğer partilerden CDU ise daha da sert politikalar talep etti. FDP daha piyasacı, neoliberal politikaları savunurken, AfD bir yandan neoliberal politikaları savundu, diğer yandan her seferinde göçmenleri mecliste konu ederek ırkçı ve şoven tutumuyla dikkat çekti.
Parlamentoda bulunan Sol Parti ise bu piyasacı, güvenlikçi, özelleştirmeci, sermaye yanlısı politikalara karşı hem parlamento içinde hem parlamento dışında oluşan halk inisiyatiflerinin mücadelesine destek vererek muhalefet etmeye çalıştı. Daha fazla sosyal konut yapılmasını, konut tekellerinin elinde olan konutların kamulaştırılmasını, kira artışlarının durdurulmasını, hastanelerin, toplu ulaşımın kamulaştırılmasını, eğitimde fırsat eşitliğini savundu. Banka ve tekellerin değil çalışanların ve halkın ihtiyaçlarının gözetilmesini ve bunun bir parçası olarak da kamuda saat ücretinin 14 Euro olmasını savunuyor.
GÖÇMENLERİN DURUMU
Bu seçimlerde de uzun yıllardır Hamburg’da yaşayan bir çok insan Alman pasaportu taşımadığı için seçme ve seçilme hakkını kullanamayacak. Bu nedenle ‚Herkese seçme ve seçilme hakkı‘ talebi önemini koruyor. Ancak bazı lafta söylemleri bir tarafa bırakırsak. Bu talep şimdilik hiç bir partinin gündeminde bulunmuyor.
DİDF Hamburg da semtlerde, işyerlerinde, üniversitelerde seçim çalışmaları yaparak halkı bilgilendirmeye çalışıyor. İşçi ve emekçiler olarak daha iyi bir Hamburg için bu seçimlerde Sol partiden aday olan dernek yönetim kurulu üyesi Deniz Çelik ve Sol Parti‘ye oy verilmesi çağrısında bulunuyor. (Hamburg / YH)
RAKAMLARLA HAMBURG SEÇİMLERİ
Nüfusu 2 milyonu geçen Hamburg’da 1 milyon 400 bin seçmen sandık başına gidecek. 630 bin göçmenin yaşadığı Hamburg’da yaşan 92 bin Türkiye kökenlinin 30 bini Alman vatandaşı olarak oy kullanabilirken, geriye kalan 62 bin kişi oy kullanamayacak. Kentteki diğer göçmen gruplarından Polonyalılar 75 bin 264 kişiyle ikinci sırada. Afganlılar 41 bin 617 kişiyle üçüncü; 33.297 kişi ile Rusya Federasyonundan gelenler de dördüncü sırada bulunuyor.
Seçimlere parlamento içinden ve dışından 15 parti katılıyor. Bu partilerden yüzlerce kişi aday olarak seçimlerde yarışacak.
121 üyeli parlamento için 17 seçim bölgesinde yapılacak seçimlerde, 71 milletvekili tercihli oylarla doğrudan seçilecek. Geriye kalan 50 milletvekili de partilerin aldığı oy oranlarına göre dağıtılacak. Hamburg Eyalet seçimleri için iki oy pusulası verilecek: Sarı oy pusulası partilerin eyalet listeleri için, Pembe oy pusulası ise tercihle seçilecek adaylar için kullanılacak. Her iki oy pusulasında 5 oy kullanma hakkı var. Seçmen eyalet listesi için istediği partiye veya partilere oy verebiliyor veya 5 oyunu istediği adaylara dağıtarak tercih yapabilir. Seçim bölgelerinde ise pembe oyda ise istediği adaya 5 oyunu verebiliyor. Veya istediği değişik adaylara paylaşılabiliyor. Hamburg eyalet seçimlerinde 16 yaşındakiler ve AB’nin değişik ülkelerinden gelen ve Hamburg’da yaşayan 107 bin kişi de oy kullanabilecek.
Seçimlerde yer alan Türkiye kökenli milletvekili adayları ve partileri ise şu şekilde: Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD): Kazım Abacı, Güngör Yılmaz, Ali Şimşek, Barış Öneş Alman Hristiyan Demokrat Birliği (CDU): Ali Ertan Toprak, Bedo (Bülent Kayaturan) Yeşiller: Filiz Demirel, Yusuf Uzundağ, Sina Demirhan Sol Parti: Cansu Özdemir, Deniz Çelik, Mehmet Yıldız, Metin Kaya.
