Hamburg’da geçen hafta 500 mülteci bir geceyi soğukta, sokaklarda ve garajlarda geçirmek zorunda kaldı. Gönüllü yardımcıların bildirdiğine göre, insanlar ayak üstü karınlarını doyurdu ve soğuk bir geceyi sokakta geçirdi. Şu anda Hamburg’a hergün 400 ile 500 arası mülteci geliyor ve Hamburg Senato’sunun açıklamasına göre yaklaşık 30 bin mülteci daha bekleniyor.
Hamburg Senato’su bu kış için bütçesinden evsizlere ek 850 kişilik yer ayırmıştı. Avrupa Birliği ülkelerinde gelen göçmenlere ise kapılar, barınacak yerlerin sınırlılığı yüzünden kapanmıştı. Mültecilerin barınma sorununu çözmek için Senato, arsa ve alanlar satın alıyor, inşaat firmalarıyla iş bağlıyor ve senede yaklaşık 5 bin yeni sosyal konut inşaatıyla sorunu çözeceğini düşünüyor. Tabi bu arada binaların gürültü ve soğuktan yalıtılmaları gerektiği standardı göz ardı ediliyor. Federal hükümetin mültecilerin barınma sorununu çözme planlarında da, hızlı çözüm için bir çok standardın düşürüldüğü gözleniyor.
Hamburg, Almanya’da özel durumlarda mülkiyetin kamusallaştırılabileceğini öngören yasaya sahip tek eyalet. Yasa, eğer bir bina ya da arsa, boş duruyorsa yani kullanılmıyorsa, yaşamları tehlikede olan insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere kamu malı gibi kullanılabilir diyor. Bu yasanın önümüzdeki günlerde uygulanması bekleniyor. Ancak, kamulaştırma sözü tepkilere yol açtı. İlk tepkilerden biri Anayasa Mahkemesi eski başkanı Hans-Jürgen Papier’den geldi. Papier, “ öngörülemeyen tehlike durumlarında bu yasa yürürlüğe geçebilir, ancak ortada böyle bilinemeyen bir tehlike yok, üstelik, bu uygulama istenmeyen politik sonuçlara da yol açabilir“ dedi.
Hamburg Hukuk Senatörü Till Steffen (Yeşiller) durumu toparlamak için bir açıklama yaptı: „Bu uygulama çok özel durumlar içindir. Özel konut sahipleri zarar görmeyecek, bu sadece kullanılmayan iş alanlarını ve binaları kapsayacak“ dedi. Ancak CDU’lu politikacılar, yasada böyle bir sınırlanmanın olmadığından bahsediyor.
Daha sert bir tepki ise Hamburg konut teşviki girişimcilerinden geldi. Onlar Senato’ya yazdıkları açık mektupta, alınan zorunlu önlemlerin yasal bir çok düzenlemeyi çiğnediğini, örneğin hijyen koşulları gözetmediğini söylediler. Ayrıca, yabancı, dış güçlerin de burnunu sokmasıyla Yakın Doğu ve Afganistan’daki bölgesel savaşların yol açacağı sonuçlardan birisi olan mülteci akınının bilinmesine rağmen, zamanında önlemlerin alınmamasını eleştirdiler.
Almanya’nın hemen her eyaletinde olduğu gibi Hamburg’da da özelleştirme girişimleriyle ve tasarruf planlarıyla, yeni sosyal konutların inşaatı yerine, sosyal konutlar özelleştirildi. Evsizler, dar gelirliler, psikolojik rahatsızlığı olanlar, bağımlılar için insancıl yaşanılır konutlar bulmak imkansız hale getirildi. Bu sorunların üstüne mülteciler ve onlara barınacak yerler ve konut bulmak eklenince, elbette öncelikle özel girişimi destekleyen ve insanların ihtiyacını yok sayan eyalet hükümetlerinin ve politikacıların etekleri tutuştu. Hamburg tek değil. Diğer eyaletler de, kışın yaklaşmasıyla birlikte mültecileri nereye yerleştireceklerini bilemiyor. Bu konuda planların olmaması işi zorlaştırıyor. Zaten mülteciler gelmeden önce de, herkese ödeyebileceği ve insanca yaşayabileceği bir konut meselesi, çözülmüş bir sorun değildi. (YH)