Semra Çelik / Hamburg
Yeşiller Partisi’nin kuruluş ilkelerine sadık kalan tek ve parti yönetimine rağmen doğrudan seçilen ilk milletvekili olan Hans-Christian Stroebele 83 yaşında öldü.
Avukatı Johannes Eisenberg Çarşamba günü Stroebele’nin uzun bir hastalıktan sonra kendi iradesiylesadece hayatta kalmasına yetecek müdahaleden yana tavır aldığını, hastalığıyla ilgili ilaç ve tedaviden vazgeçtiğini ve buna bağlı olarak 29 Ağustos’ta öldüğünü bildirdi.
Bir hukukçu ve kimyagerin oğlu olan Stroebele, ilk olarak 1970 yılında, hedeflerine yönelik çok sayıda siyasi amaçlı saldırı gerçekleştiren „Baader-Meinhof çetesi“ olarak da bilinen Kızıl Ordu Fraksiyonu-RAF militan grubunun üyeleri için hareket eden üç avukattan biri olarak öne çıktı. Diğer avukat Horst Mahler daha sonra aşırı sağa dönerek NPD üyesi olurken, diğeri olan Otto Schily, SPD’den milletvekili seçildkten sonra içiileri bakanı oldu ve NSU cinayetleri sırasında Nazileri değil öldürülenleri şaibe altında bırakmıştı.
Stroebele, 1980’lerden itibaren Alman siyasetinde rol oynayan ve kuruluşunda barış ve sosyal adalet ideallerini savunan bir parti olan Yeşiller’in Berlin bölümünün kurulmasına yardımcı oldu.
Yeşiller orta tabakanın haklarını savunan bir savaş partisi haline gelmesine rağmen Stroebele partinin sol kanadında tek başına da olsa kaldı. Almanya’nın yurtdışındaki askeri müdahalesine karşı çıktı, Almanya’daki ABD üslerine karşı kampanya yürüttü.
2002’de, kendisine listelerde yer vermeyen Yeşillerin ılımlı liderliğini hedef alarak Berlin’de direkt milletvekilliği için kampanya yürüttü ve Friedrichshain-Kreuzberg ilçesinden doğrudan seçilmeyi başaran ilk Yeşil siyasetçi oldu. 2017 yılına kadar bu başarısını sürdürdü.
2013’te Stroebele, ABD istihbarat örgütü NSA çalışanı Edward Snowden’ın Moskova’daki sürgününden Berlin’e getirilmesi ve Almanya’da gizlice dinlenen ABD istihbaratına yönelik bir meclis soruşturması öncesinde ifade vermesi için güvenli geçiş sağlamaya çalıştı. Ancak Alman hükümeti Snowden’e siyasi sığınma hakkı vermeyi reddetti.
Ströbele, ölünceye kadar savaş karşıtlığı, adalet ve yoksulların haklarını savunmaktan vazgeçmedi.
