Written by 12:00 HABERLER

Hastaneler kamuya ait ve demokratik yapıda olmalıdır

İMDAT SALMAN

“Köln Sağlık Alanında Daha Fazla Personel Birliği‘ inisiyatifinden Marco Kammholz’la inisiyatifin hedefleri, Köln hastanelerindeki durum, talepler ve mücadeleleri üzerine görüştük.

Birliği tanıyabilir miyiz? Ne için mücadele ediyor? Hangi ihtiyaçlar sonucunda oluştu?

Birliğimizde çok farklı insanlar var: Yaşlılar, hemşireler, doktorlar, hastalar, sendikacılar ve aktivistler. Sağlık hizmetlerinde acilen bir şeylerin değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Korkunç bir personel sıkıntısı, maliyet baskısı, özelleştirme, yatırım tıkanıklığı ve hemşirelik işi için takdir eksikliği hepimizi ilgilendiriyor. Bunu değiştirmek için aşağıdan baskı ve taban girişimleri gerekli. Çok somut hedeflerimiz var: Tanıların fiyatlandırılmasına karşıyız, vaka başına sabit fiyatlardan vazgeçilmesini istiyoruz. Yasal bir personel ölçümü belirlenmesinden yanayız. Perspektif olarak bu, sağlık sisteminin demokratikleşmesi ve toplumsallaşması anlamına geliyor.

Almanya’nın birçok kentinde benzer girişim ve inisiyatifler var, onlarla ilişkiniz ve ortak çalışmalarınız var mı?

Evet birçok kentte bizimki gibi birlikler var. Ücret anlaşmazlıkları, grevler ve başka bir sağlık sistemi gibi konularda toplumun desteğine ihtiyaç olduğu için birlikler çok önemli. Yerel birlikler eyalet ve ülke çapında ağ kurdular. Örneğin, geçen yıl Leipzig’deki Sağlık Bakanları Konferansı’na paralel yapılan eyleme katıldık. Ayrıca başka bir inisiyatife de dikkat çekmek istiyorum: „Fabrika yerine hastane“; aynı zamanda şirketlerden, ittifaklardan ve sendikalardan birçok aktif insanı birbirine bağlıyor.

Birliğin korona salgını patlak verene kadar gündemi nelerdi? Hangi konuları ele aldı, hangi alanlarda farkındalık yaratmaya çalıştı?

Üniversite kliniğindeki toplu sözleşme sürecinde çalışanları destekledik, mitinglere ve gösterilere katıldık. Elbette Dünya Kadınlar Günü’nde de aktiftik. Bir araya gelmeye ve siyasi gelişmeleri tartışmaya çalışıyoruz. Son zamanlarda iki konu üzerinde odaklanmıştık: Biri belediye klinikleri ve üniversite kliniklerini birleştirmeyi hedefleyen planlanmış bir vakıf. İkincisi şehir halkının süreci dikkatli ve eleştirel bir şekilde takip etmesine katkı sunmak. Ticari nedenlerden veya kısmi özelleştirmelerden dolayı hastane kapanmalarına karşı çıkıyoruz. NRW’deki diğer girişimlerle beraber “Sağlıklı Hastaneler Halk Girişimi” konusunda da çaba harcıyoruz. Bu aynı zamanda hastanelerdeki personel ihtiyacının tam olarak karşılanmasını içeriyor.

Birliğiniz hemşireler ve sağlık çalışanları için alkış kampanyası başlattı. Bu politik çevreler de dahil olmak üzere geniş bir kesime ulaştı. Politikacıların da sağlık emekçilerini alkışladığını gördük, bu eylemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu eylem kendiliğinden ortaya çıktı ve farklı gruplar tarafından talep edildi. Covid 19 salgını zamanlarında bile politik eylemlerin gerçekleşmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Alkış ve gürültü bizim açımızdan hem sağlık emekçileri için bir takdir ifadesi hem de siyasi bir protesto tarzı. Hastane ve bakım tesislerindeki koşullar derhal ve sürdürülebilir şekilde iyileştirilmelidir! Birçok hemşire haklı olarak öfkelerini dile getirdi ve kendilerine şu soruyu sordu: Son zamanlarda hastanelerin kapatılmasını isteyen politikacılar tarafından neden alkışlanıyoruz? Neden sadece yaşlılar için ve bakımdaki önemli ve zor işler için „teşekkür ederim“ deniliyor? Bu, sağlık sistemindeki berbat duruma genel bir toplumsal tepkinin gerekli olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Yeterli değil ama zor izolasyon ve karantina dönemlerinde de güzel ve doğru olan bir jest.

Sadece korona dönemine bağlı kalmadan Köln hastanelerindeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir salgın olmadan bile herkes için koşullar zordu. Personel eksikliği ve bu nedenle hastalar için yeterli zaman ayrılması konusunda eksiklikler vardı. Hastanelerin acilen yenilenmesi gerekiyordu. Belediye kliniklerinin çamaşırhanesinde çalışanlar çamaşırhanelerin kapatılıp özel bir tedarikçiye devredilmesinden korkuyorlardı. Şimdiki krizle durum daha da kötüleşti. Hemşireler çalışmaya zorlanabilecek; ekipmanlar eksik ve bu da çalışanları risk altına sokacak. Genel ve yoğun bakım böyle bir kriz için yeterince hazır değil. İstisnai durum olarak sağlık emekçilerine ek ödeme yapılması doğru ama yeterli değil! Çalışanların uzun vadeli rahatlaması ve hastaların ihtiyaca uygun bakım görmesi gerekir.

Mevcut durum göz önüne alındığında, sağlık ve bakım sektöründeki talepler nelerdir ve nasıl bir mücadele olmalıdır?
Yaşadığınız yere yakın iyi, ihtiyaçlara dayalı sağlık hizmetleri hayati önem taşır ve birarada nasıl yaşadığımızı ve birbirimize nasıl muamele ettiğimizi gösterir. Bu görevler piyasanın ilkelerine göre düzenlenmemelidir. Hastaneler kamunun elinde ve demokratik olmalıdırlar. Şimdiki korona krizi döneminde hemşireler ve tüm istihdam grupları derhal kriz ekiplerine dahil edilmelidir. Hayati olmayan operasyonlar ertelenmelidir. Ek ödemeler tüm personeli kapsamalıdır. Ve sonunda hep aynı noktaya geri dönüyoruz: Maliyet baskısının kaldırılması ve sağlık sisteminin daha mantıklı bir şekilde organize edilmesi zorunludur.

Çeviren: Semra Çelik

 

Close