Written by 14:04 uncategorized

Hiçbir şey değişmedi mi?

Jann Müller *

Somut taleplerle ve örgütlü olarak hep birlikte yeni eğitim boykotuna!

2008 yılı Kasım ayında Almanya’nın 40’tan fazla şehrinde 100 bin’den fazla öğrenci sokağa çıktı. Çok az öğrencinin gidebildiği elit liseler yerine herkes için tek okul, öğrenci sayısının 20’yi aşmadığı sınıflar ve okullarda ücretsiz öğle yemeği  talep ettiler.

2009 yılında boykot eylemlerine katılan öğrenci sayısı 250 bin’e yükseldi. Böylece okul boykotu hareketi, bölgesel olarak oluşturulan öğrenci temsilcilikleri, gençlik örgütleri, sendika gençliği ve diğer grupların birliğiyle son on yılın en büyük gençlik hareketi haline geldi. Buna rağmen protesto hareketinin önemli ölçüde anlamını yitirdiği görülüyor. Her yarı yılda yapılan boykotun dışına çıkıp öğrencilerin somut taleplerle yerel eylemler yapması sağlanamadı. 17 Kasım’da yeni bir hareket başlatılabilir.

ONLAR ‘TASARUF’ DİYORLAR, BİZ MÜCADELE EDİYORUZ!

Başbakan Merkel, 2009 yılındaki boykota bağlı olarak eğitime milyarlar ayrılacağını açıkladı. Bu, boş bir söz olarak kaldı. Öğrenciler küflenmeye devam ederken bankalar ve tekeller milyarlarca Euro ile kendilerinin yol açtığı krizden ‚kurtarıldılar‘. Federal Hükümet böylece hangi tarafta durduğunu göstermiş oldu.  Eğitimdeki kısıtlamalar hızla devam etti. Federal Hükümet’i örnek alarak eyalet hükümetleri de bütçelerini ‚tamir etmek için‘ borçlanma konusunda frene basacaklar. Aslında banka ve tekellere verdikleri parayı sırtımızdan çıkarmak adına ‚tasarruf‘ yapacaklar. Örneğin Hessen’de eğitim alanında 80 milyon Euro kısıtlamaya gidilecek. Schleswig Holstein Eyaleti’nde Eğitim Bakanlığının verilerine dayanarak açıklama yapan Eğitim ve Bilim sendikası (GEW), 1500 öğretmen açığının olduğunu, daha da öğretmen çıkarılacağını bildirdi. Diğer eyaletlerde de durum farklı değil. Öyleyse boşuna mı mücadele ettik? Hiçbir şey değişmedi mi?

Bu sorunun cevabı bazı şeylerin değiştiği şeklinde. Yüzbinlerce öğrenci eğitimdeki durumdan hoşnut değil ve dayatılanları kabul etmek istemiyor. Boykotlar sayesinde birçok öğrenci mücadele edenin de kaybedebileceğini ama mücadele etmeyenin baştan kaybetmiş olduğunu kavradı. İşte bu temel üzerine binamızı inşaa edebiliriz. Kasım ayına kadar yapılacak çok şey var. Kış uykusuna çekilmiş olan yerel birliklerin yaşama dönmeleri zorunlu. Başarılı bir boykotun ana koşulu bu. Aynı zamanda geçen dönemdeki boykotların hata ve zaaflarından da ders çıkarmak gerekiyor.

Yalnız değiliz çıraklar, öğretmenler ve velilerle birlikte mücadele etmeliyiz.

Viraneye dönmüş okullar, öğretmen açığı nedeniyle boş geçen dersler konusunda çıraklarla birlikte hareket edebiliriz. Daha fazla çıraklık yeri sunulması, çıraklık koşullarının iyileştirilmesi konuları sadece çırakları değil öğrencileri de ilgilendiriyor. Şimdinin öğrencileri belli bir süre sonra çırak olacaklar!

SOMUT TALEPLERLE MÜCADELE

Önceki boykotlarla kısmi de olsa başarılar elde edildi. Başarının nedeni somut sorunlar temelinde taleplerle yerel mücadele edilmesiydi. Örneğin Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde ‚Kafa Notu’nun kaldırılması sağlandı. Tek tek okullardaki somut sorunlar için mücadele etmek sorunu yaşayan öğrencilerin eyleme çekilmesini sağlayacaktır. Bu, merkezi boykot etkinliğinin başarısına da temel oluşturacaktır. Okullardaki öğrenci toplantılarının öğrencileri boykot konusunda bilgilendirmek ve motive etmek konusunda ne kadar yararlı olduğu da geçmişte görüldü. Somut problemleri ve talepleri nedenlerini açıklayarak ortaya koyan konuşmalarla boykotun içi boş bir eğlenceye dönüşmesi önlenebilir.

SADECE BİR SAMAN ALEVİ Mİ?

Eğitim boykotlarının kısmen bir saman alevi gibi parlayıp söndüğünü gördük. Binlerce öğrenci sokağa çıktı, taleplerinin yerine getirilmediğini, birşeyin değişmediğini görerek hayal kırıklığına uğradı. Bu problem, bir yandan hayallerle mücadele edilerek diğer yandan ise hareketi iyi organize edip sağlamlaşmasını sağlayarak çözülebilir. Amacımızın egemenleri aklı başında bir eğitim sistemi konusunda ikna etmek değil. Krizlerinin faturasını bizden çıkarmak isteyenlere, eğitimde kısıtlamaya gidenlere dur demek, baskı yapmak istiyoruz. Bunun için de 17 Kasım’da Almanya’nın her yerinde, her okulda boykot yapacağız!

SDAJ ( Sosyalist Alman İşçi Gençliği) Genel Yönetim Kurulu Üyesi ve Öğrenci Temsilciliği aktivisti

Türkçe’ye çeviren: Semra Çelik

Close