12 Eylül günü Amsterdam’da konut sorununa dikkat çekmek üzere düzenlenen gösteriye 15 binden fazla insan katılması ülkedeki konut sorunun ne denli büyük olduğunu bir kez daha gösterdi. 1980’li yıllardan bu yana konuyla ilgili en kitlesel eyleme katılanların başında ise gençler geliyordu.
NURİ KARABULUT / AMSTERDAM
12 Eylül pazar günü Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da binlerce kişinin katılımıyla büyük konut krizine dikkat çekmek üzere düzenlenen gösteri yerel kiracı birlikleri, çeşitli politik partiler, FNV sendikası, gençlik örgütleri ve konut sorununun çeşitli alanlarına karşı mücadele eden inisiyatiflerden oluşan 200’e yakın örgütün ortaklaşmasıyla gerçekleşti. 15 binden fazla insanın katıldığı bu gösteri, konut sorununa dikkat çekmek üzere 1980’li yıllardan sonra hem bileşimi hem de kitleselliği bakımından konut sorununa dikkat çeken gösterilerin en güçlü geçen gösteriydi.
Gösteriye katılanların ezici çoğunluğunu gençler oluşturdu. Gençlerin organizede yer alması eylemin kitlesel ve başarılı geçmesinin en önemli nedenleri arasında sayılabilir. Konut sorununun en çok etkilediği kesimlerin başında gençler geliyor. Hollanda’da gerçekten de çok ciddi bir konut sorunu ya da konut krizi yaşanıyor. Hükümetler ve yerel yönetimler uzun bir dönemdir sosyal konut politikasından uzaklaşan politikalar izliyor. Bunun en tipik göstergesi ise bir Konut Bakanlığı’nın olmaması.
Ülkede yıldan yıla daha az sayıda sosyal konut inşa edilirken, varolan sosyal konutlarsa özel sektöre ve spekülatörlere peşkeş çekiliyor. Bu uygulamlar sonucu kiralar fahiş düzeyde yükseliyor. Bu sadece gençleri ve dar gelirlileri etkilemiyor, orta gelirlileri de etkiler duruma gelmiş. Evsiz insan sayısı son 10 yıl içerisinde ikiye katlandı. Daha çok insan geçici konutlarda ve geçici sözleşmelerle, güvencesiz ve yüksek kiralar ile yaşamak zorunda bırakılıyor. Yüzbinlerce insan bir konuta sahip olmak için çok uzun yıllar bekleme listelerinde yer alıyor. Zorla evden çıkarmalar yaygınlaşıyor. Rotterdam Yasası örneğinde olduğu gibi kendi gelirlerine sahip olmayan (devlet ayardımı alan) insanlara şehrin bazı bölgelerinde ev verilmiyor. Dolayısıyla bu insanlar yaşadıkları yerlerden sökülüp atılıyor. Üniversite okumak için başka kente giden gençlerin bir oda bulması, bulurlarsa da istenilen kirayı ödemesi giderek zorlaşıyor.
Uzun bir dönem dile getirilen kendi evine sahip olma propagandası da artık tutmuyor. Ev satın almak gençler, düşük ve orta gelir sahibi insanlar için neredeyse mümkün değil. Çünkü ev fiyatları astronomik seviyeye ulaşmıştı.
MÜCADELE YENİ BAŞLAMADI
Yukarıda sıralanan sorunlar birgünde oluşmadı. Buna karşı mücadele de bu gösteriyle başlamadı. Uzun yıllardır konut alanında yaşanan sorunlara karşı özellikle lokal düzeyde mücadeleler veriliyordu. Ancak son bir kaç yılda bu alanda yaşanan sorunlar giderek ağırlaştı ve bunun sonucu lokal düzeyde de olsa mücadele eden kesimleri bir araya getirdi. Artık bu soruna karşı birlikte mücadele etme gereği daha iyi anlaşıldı. Geçtiğimiz Pazar günü yakalanan kitlesellik bu durumun bir dışa vurumuydu.
Oluşan haeeketin temel taleplerini şöyle sıralamak mümkün:
– Yeterli ve ödenebilir konutlar: Düşük ve orta gelirlilerin de ulaşabileceği bir konut politikası garanti altına alınmalı. Sosyal konut sektörünün yok edilmesine son verilmeli, konut vergisi kaldırılmalı, devlet ödenebilir konutlar için yılda 4 milyar euro yatırım yapmalı ve yaşanabilir semtlere ağırlık verilmelidir.
– Yüksek kira ve konut fiyatlarına müdahale edilmeli: Konut sektörünün tamamen pazarın denetimine açılmasına son verilmeli hem sosyal sektörde hem de özel sektörde daha düşük kira fiyatları uygulanmalıdır. Yüksek kira isteyenler cezalandırılmalı.
– Irkçı ve sınıfsal konut ve yıkım politikasına son: Herkese konut alanında eşit haklar tanınmalı. Gelirlerinden dolayı (Rotterdam Yasası) insanlar dışlanmamalı, ayrımcılığa son verilmeli.
– Konut garantisi: Geçici kira sözleşmelerine son verilmeli, kalıcı konut hakkı norm haline getirilmeli. Kiracıların hakları korunmalı ve yasal güvenceye kavuşturulmalı.
– Parazit yatırımcılara karşı önlem: Konut sahipleri ile kiracılar arasındaki eşitsizliğe son verilerek, konut sahibi olanlara sağlanan aşırı imtiyazlardan vazgeçilmeli. Ticari amaç için konut kiraya verenlere gelir vergisi getirilmeli.
EYLEMLER DEVAM EDECEK
Öyle görünüyor ki; Hollanda’da yaşanan konut sorununa karşı eylemler devam edecektir. Barınma haklarının ellerinden alınmasını kabul etmeyeceklerini belirten inisiyatif, kiracı ya da konut sahibi olsun, bu politikalardan zarar gören herkesi dayanışmaya ve birlikte hareket etmeye çağırıyor. Bunun için Amsterdam’dan sonra 17 Ekim’de Rotterdam’da, 13 Kasım’da da Den Haag’da yapılacak gösterilere katılma çağrısı yapılıyor.