Ekolojik nedenlerle ülkelerini terk etmek zorunda kalanların sayısı önümüzdeki dönemin göçmenleri arasında önemli oranda artacak.
Doğa felaketleri, seller, erozyon, depremler, orman yangınları insanları yaşadıkları yerlerden göç etmeye zorunlu kılıyor. Sigorta firmaları son dönemlerde ödenen tazminatlarda astronomik bir artışın olduğuna dikkat çekerek bunun nedeninin iklim değişiklikleri olduğunu belirtiyorlar. Münih RE sigortası şefi Nikolaus von Bomhard, şu an dünyada 60 milyon kişinin değişik nedenlerle ülkelerinden ayrılmak zorunda kaldığını, ileride bu sayının doğa felaketleri nedeniyle daha da artacağını söyledi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiseri Antonio Guterres, 2009 yılında Kopenhag’ta yapılan İklim Zirvesi’nde iklim değişikliğinin geleceğin en büyük göç nedeni olduğunu öngörmüştü. Greenpeace örgütü de şimdilerde 20 milyon kişinin doğal felaketlerin sonuçları nedeniyle göçe zorlandığını açıkladı. Doğal felaketlere insanın yol açtığını gösteren en güzel örnek ise Suriye; ülkede yıllarca süren savaşta kullanılan ateşli silahlar nedeniyle 2006-2011 yılları arasında son yüz yılın en korkunç kuraklığı yaşandı. Suriyeliler bir yandan savaştan, diğer yandan savaşın yol açtığı iklim değişikliğinden mağdur oldular.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon 2009 yılında, 2050 yılında 50-350 milyon kişinin iklim değişikliği nedeniyle göç edeceğini açıklamıştı. Greenpeace’in açıklamasına göre de önümüzdeki 30 yıl içinde 200 milyon kişi, doğal afetler nedeniyle yollara dökülecek.
Zengin ülkeler sadece sığınmacı akımına karşı değil, doğa felaketlerine karşı da kapılarını kapatmış durumdalar. Hollanda’da hendekler ve tepelerle okyanus dalgalarının ülkeyi zorlamaması için tedbirler alınıyor. Halkın yarısının deniz seviyesinin altında yaşadığı ülkede dalga makineleri için 25 milyon Euro harcandı. 1953’teki yüzyılın sel felaketi sonrası ülkenin denizden korunması için milyarlar harcandı. 2100 yılına kadar bu alana 100 milyar Euro‘luk yatırım yapılacak.
Aynı tehlikeyle karşı karşıya olan Bengaldeş’te ülkenin dalgalardan korunması için bu kadar para ayrılması imkansız.
Paris’teki İklim Zirvesi’nden zengin ülkeleri rahatsız edecek, onlara mali de olsa yük getirecek bir sonuç beklemek saflık olur. Bu nedenle zengin ülkeler, bir yandan saldıkları sera gazları, emisyon gazları, yol açtıkları savaşlarla göçe yol açarlarken diğer yandan da yollara döktükleri göçmenleri ülkelerine sokmamak için önlemlerine de devam edecekler.
