Written by 15:22 ÇALIŞMA YAŞAMI

Ilımlı ücret politikası son bulmalı

SERDAR DERVENTLİ

Enflasyon reel ücretleri eritiyor. Milyonlarca emekçi geçim sıkıntısı çekerken sermaye ve yandaş medya “ücret-fiyat döngüsü” tehlikesinden söz etmeye başladı. Sendikalara “ılımlı ücret politikasını sürdürmeyi” tavsiye eden sermaye yandaşları, “yoksa enflasyon daha da yükselir” diyorlar. IG Metall ve IG BCE gibi büyük sanayi sendikaları, “enflasyon artışını takip etme ve reel ücret düşmesine engel olma” sözü veriyorlar.

Geçtiğimiz yılda olduğu gibi 2022 yılında da milyonlarca emekçiyi kapsayan toplu iş sözleşme (TİS) görüşmeleri gündemde. DGB’ye bağlı Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü (WSI) tarafından yapılan bir açıklamada değişik işkollarından 10 milyon civarında emekçinin TİS pazarlıklarının (kutuya bkz.) yapılacağı bildirildi.

Bazı işkollarında TİS görüşmelerinin 2021 ortası ve sonunda başlamasına karşın hala sonuçlandırılmadığını da bildiren WSI, birçok sendikanın da taleplerini henüz belirlemediğine dikkat çekti. Enflasyon oranının yükselmesi nedeniyle bu yıl emekçiler arasında reel ücretleri koruma beklentisinin yüksek olduğu bildirilen açıklamada, “birçok sendika ücret talebi belirlerken Avrupa Merkez Bankası AMB’nin enflasyon hedefini gözetecek” denildi.

REEL ÜCRETLER NE KADAR DÜŞTÜ?

Geçtiğimiz yıl mayıs ayından itibaren Almanya’da enflasyon, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) yüzde 2’lik enflasyon hedefini aşmıştı. Yıl sonuna kadar sürekli yükselen ve 2021 aralık ayında yüzde 5,3’e çıkan enflasyon oranı reel ücretlerin de düşmesine neden oldu.

Özellikle temmuz ayından itibaren, enflasyonun hızlı yükseleceğinin kesinleşmesi ardından geniş emekçi kitleleri arasında hoşnutsuzluk artmaya başladı. Bir yanda enflasyon diğer yanda korona nedeniyle gündemde olan kısa çalışma milyonlarca emekçinin alım gücünün hızla düşmesine neden oluyordu.

Yılın ortasında başlayan klasik “hissedilen ve gerçek enflasyon”, “istatistiklerde görünen ve cüzdana yansıyan enflasyon” tartışmaları bu kez çok uzun sürmedi. Özellikle orta ve düşük gelirlilerin günlük tüketimlerine yansıyan enflasyon istatistiklerde görünen “ortalama” enflasyon oranından daha yüksek olduğu biliniyor. Federal İstatistik Dairesi (DESTATİS) verilerine göre gıda, enerji gibi her gün tüketilen mamullerde enflasyon oranı ortalama yüzde 10-19 artmıştı.

Bazı işkollarında ücret artışı elde edilmesine karşın genelde birçok işkolunda ücret zammı yerine bir kereliğe mahsus ödemelerle, yani uzun vadede ücretlere yansımayan “ikramiye” türü ödemelerle 2021 TİS dönemi kapatıldı. Yıl sonunda ise bütün işçi ve emekçilerin alım gücü yüzde 5,3 düştü.

“ORTALAMA ENFLASYON” KİMİ İLGİLENDİRİYOR?

Hükümetin ve sermayenin uzmanlarının “enflasyon yıl sonunda düşüşe geçecek” iddialarının gerçeği yansıtmadığı aralık ayında ortaya çıktı. Bununla birlikte bu kez “yıl genelinde ortalama enflasyon” gündeme sokuldu. Bunun yüzde 3,1 olduğunu belirten uzmanlar, “reel ücretlerin de ortalama yüzde 3,1 düştüğünü” söylemeye başladılar.

Alışverişte, kira ve de elektrik parası öderken hiç kimse faturasını “ortalama enflasyon” artışı üzerinden ödeyemeyeceğine göre bu oranın yüzde 3,1 olması da kimseyi ilgilendirmiyor. DESTATİS ve diğer istatistikçilerin veri tabanı için önemli olan bu oran gerçek hayatta pek bir şey ifade etmiyor. 2020 Aralık ayında 100 Euro’nun alım gücü 2021 Aralık ayında 94,7 Euro’ya düşmüştü – belirleyici olan da bu!

DEVLET YARDIMI MI ÜCRET ARTIŞI MI?

Yılın ilk aylarında küçük işkollarında başlayacak olan TİS görüşmelerinden sonra ilk büyük toplu pazarlık kimya işkolunda yapılacak. Kimya sendikası IG BCE’nin başkanı Michael Vassiliadis ve baş müzakerecisi Ralf Sikorski, “geçmiş dönemin reel ücret kayıpları TİS görüşmeleriyle yok edilemez” (SZ, 17 Ocak 2022) görüşündeler.

Vassiliadis, yükselen enerji fiyatları nedeniyle devletin zaman kaybetmeden bütün hanelere enerji katkısı ödemesini talep ederken, “Bu yıl TİS görüşmelerine somut bir talep belirlemeden gireceğiz. Amacımız önümüzdeki dönemin reel ücretlerini korumak olacak” dedi.

Sendikanın TİS uzmanı Sikorski ise, “Şimdi hiçbir rakam söylemek istemiyoruz. Mart sonunda AMB’nin enflasyon hedefine ve gerçek enflasyona bakarak masaya oturacağız. Reel ücretleri gelecek dönem için korumakta kararlıyız” dedi.

IG Metall sendikasının bölge başkanları değişik yayın organlarına verdikleri demeçlerde, “bu yıl reel ücretler ciddi ölçüde artacak, 2022 yılı TİS müzakereleri klasik ücret görüşmeleri olacak” diyorlar. IG Metall NRW Başkanı Knut Giesler, talebin de klasik olarak, enflasyon + üretkenlik artışı gözetilerek belirleneceğini söyledi. Fakat bu sadece “nötr dağılım” (“Verteilungsneutral”) denilen talep. Yani bu formül toplumsal gelirdeki sermayenin kârları ve işçilerin ücretleri arasındaki durumu değiştirmiyor, en iyi ihtimalle aynı kalmasını sağlıyor. Anlaşılan Giesler (ve diğer sendikacılar) sendikaların “klasik talep belirleme formülünü” unutmuşlar.

Formülü hatırlatalım: “Enflasyon + üretkenlik artışı + dağılım payı” (“Inflation + Produktivitätswachstum + Umverteilungskomponente”). Özellikle “dağılım payı” (veya dağılım bileşeni) belirlenirken geçmiş dönem elde edilen işletme kârları ve işçilerin ücret kaybı da gözetiliyor. IG Metall’in “service” sayfalarında (Bkz.: www.igmetall.de/service/arbeitslexikon) bu formül hala duruyor, Giesler ve diğer sendikacıların bakmasında fayda var!

Ayrıca devlet, vatandaşlarına enerji katkısı verecekse versin veya bu talebi değişik siyasi ve sosyal örgütler ileri sürüyorlarsa sürsünler. Ama Vassiliadis gibi bir sendikacının TİS’lerin arifesinde böyle bir talebi ileri sürmesi, “acaba Vassiliadis işverenleri korumak için, işçilerin haklı taleplerinin devlet kasasından karşılanmasını mı istiyor” veya “sermaye için gizli bir sübvansiyon kaynağını mı gündeme getiriyor” sorularını akla getiriyor. Bizce tam da böyle oluyor!

TEVAZU GÖSTERMEK YANLIŞ OLUR

Milyonlarca işçi ve emekçinin iki yıldır korona salgını ve buna bağlı kısa çalışma, ücretlerin düşmesi, enflasyon vb. yaşadıkları zorluklar ortada. Ücretlerin ne kadar düştüğü, yoksulluğun ne kadar arttığı, iki milyona yakın insanın günlük bir öğün sıcak yemek veya besin yardımı için yardım kurumlarının önünde beklemesi, nedeni bilinmeyen bir “fenomen” değil. Bunun nedeni sermaye kesiminin aşırı kâr hırsı ve onun hizmetindeki hükümetin politikalarıdır!

Bugün sermaye yanlısı medyada başlatılan “ücret-fiyat döngüsü tehlikesi” tartışmaları işçi ve emekçileri yoksullaşmaya ikna etmek için yapılmakta. Sendikalara “ılımlı ücret politikasını sürdürmeyi” tavsiye eden sermaye yandaşları, “yoksa enflasyon daha da yükselir” diyerek hem enflasyonun nedenlerini hem de sonuçlarını çarpıtmaya çabalıyorlar.

Bu nedenle tevazu göstermek, ılımlı ücret politikasına onay vermek milyonlarca işçi ve emekçinin daha fazla yoksullaşmasına onay vermek olacaktır. Birçok sendikada ücret talepleri henüz belirlenmedi. Zaman kaybetmeden TİS’lerin gündemde olduğu bütün alanlarda talep tartışmalarını başlatmak, tabanın sesini duyurmak için harekete geçilmeli. Sermayenin sipariş girdileri son derece yüksek ve haklı talepler karşısında fazla ayak direyecek pozisyonda değiller. Bu TİS döneminin nasıl sonuçlanacağını mücadeleci işçilerin ve sendikacıların tutumu belirleyecek.


2022 TİS dönemi*

OCAK 2022:

Sigorta Sektörü, 170 bin

Basım Endüstrisi, 125.000

MART 2022:

Kimya endüstrisi, 581 bin

Ba-Wü’de özel ulaşım sektörü, 95 bin

MAYIS 2022:

Demir çelik endüstrisi, 92 bin

Boya ve badana işkolu, 123 bin

HAZİRAN 2022:

Çatı yapı işkolu, 88 bin

Bavyera plastik işleme endüstrisi, 78 bin

EYLÜL 2022:

Metal ve elektrik endüstrisi, 3,8 milyon

KASIM 2022:

Özel ulaşım Bavyera, 133 bin

Volkswagen AG, 102 bin

ARALIK 2022:

Federal ve Yerel kamu hizmeti, 2,7 milyon

Kiralık/Taşeron işçiler, 835 bin

Özel güvenlik işkolu (çeşitli bölgeler), 152 bin

Deutsche Post AG, 140 bin

*Almanya genelinde toplam 57 farklı işkolu ve branşta TİS görüşmeleri yapılacak. Yer darlığı nedeniyle TİS görüşmelerinin sadece en büyüklerini yayınlıyoruz. Daha geniş bilgi için şu internet adresine bakılabilir (Kaynak): www.wsi.de/de/kundigungstermine-28289.htm


2021 aylara göre enflasyon artışı

Ocak 1%

Şubat 1,3%

Mart 1,7%

Nisan 2%

Mayıs 2,5%

Haziran 2,3%

Temmuz 3,8%

Ağustos 3,9%

Eylül 4,1%

Ekim 4,5%

Kasım 5,2%

Aralık 5,3%

Close