Written by 10:21 AVRUPA

İngiltere: Sığınmacılar mavnalara yerleştirmek zalimliktir

Guardian / 
Başyazı

Zulmümden kaçarak sığınacak bir yer arayan insanların güvenli bir yere ulaşma yöntemleri nedeniyle cezalandırılmamaları, uluslararası hukukun ve ahlaki ilkelerin gereğidir. Sığınma, ülkeye ulaşma yöntemiyle ilgili şartlı bir yargı olarak değil, ihtiyaç temelinde verilir.

Bu nedenle, sığınma talebinde bulunan kişilere, talepleri işleme konulurken tutuklu muamelesi yapılmamalıdır. Bu ilke İngiltere’de uzun süredir uygulamada göz ardı edildiği gibi Başbakan Rishi Sunak’ın Manş Denizi üzerinden gelen göçmen teknelerini durdurma vaadinin bir parçası olarak Yasadışı Göç Yasa Tasarısı ile de resmen reddedilmiştir.

Artık talebin geçerliliğine bakılmaksızın, bu yolla gelenler İngiltere’ye sığınma hakkından otomatik olarak men ediliyor. Oysa mültecilerin Britanya’ya yasal olarak ulaşmaları için pek az yol var ve Britanya’da güvende olmak isteyen binlerce zulüm mağduru “yasadışı” olarak sınıflandırılacak.

Teorik olarak bu insanlar ya geldikleri ülkeye ya da Ruanda’ya sınır dışı edilecekler (Yüksek mahkeme orada güvende olacakları konusunda hükümetle hemfikir olursa). Bu arada 166 bin kadar sığınma başvurusu da sonuçlanmayı bekliyor.

Bu insanların yaşayacak bir yere ihtiyacı var ve bu noktada Dorset bölgesinde demirli bir mavna devreye giriyor. İlk sığınmacılar bu yüzen gözaltı tesisinde yerlerini -daha doğrusu hücrelerini- aldılar. Hükümetin önceliği otellere yerleştirilen sığınmacıları buralara taşımak. Zira diğer konaklama şekillerinden daha maliyetli olmasa da oteller konforu çağrıştırdığı için siyasi açıdan sorunlu görülüyor.

Sunak, ülke içindeki ve dışındaki insanlara Britanya’nın misafirperver bir yer olmadığı mesajını vermek istiyor. Ülke içinde seçmeni, kimsenin sistemle oynamadığı konusunda rahatlatmak, uluslararası izleyicileri ise bu ülkeye gelmekten caydırmak gerekiyor.

Oysa acımasız yasaların mültecileri sığınacak başka bir yer aramaya yönelttiğine dair bir kanıt yok. Giderek artan acımasızlık sadece sistemi daha az işlevsel hale getirir; Bibby Stockholm adlı mavnanın yangın güvenliği ile ilgili endişelerin açıkça ortaya koyduğu gibi, belki de ölümcül bir şekilde. Daha kindar bir bürokrasi, daha verimli bir bürokrasi değildir; bir rejimin sertliğinin reklamını yapmak için tasarlanan politika ise o rejimin başarısızlıklarından en çok zarar gören insanlara karşı halkın düşmanlığını arttırır.

Britanya’nın sığınma sistemi, 13 yıllık Muhafazakar Parti hükümetinin ardından diğer pek çok kamu hizmetinin çöküşe geçmesiyle aynı nedenden dolayı çalışmıyor: Yetersiz bütçe ve kurumsal reformu ele alacak siyasi irade eksikliği.

Sığınmanın siyaseti de idaresi de kolay değildir. Manş Denizi üzerinden yapılan insan trafiği suç teşkil eden bir faaliyettir. Ancak bu suçun asıl kurbanları, sığınacak başka bir yer bulamadıklarını düşünen insanlardır. Hükümetin onları suçlu ilan etme ve güvenlik taleplerini hapsederek karşılama kararlılığı zalimce olduğu kadar aptalcadır da.

Çeviren: Dış Haberler Servisi

Close