Written by 14:56 HABERLER

İşçiler sakin bir güne hasret

15 Temmuz darbe girişimi, öncesi ve sonrası ile Almanya’da yaşayan işçi ve emekçiler arasında da etkisini gösterdi ve yalnızca Türkiyeli işçiler arasında değil, başta Almanlar olmak üzere her ulustan işçiler arasında da değişik düzeylerde tartışıldı ve halen de tartışılıyor. Aslında Türkiye üzerine bu tartışmalar yalnızca 15 Temmuz ile başlayıp bitmedi. Öncesinde de farklı şehirlerdeki bombalamalar, PKK ile barış sürecinin sonlandırılması, Suriyeli göçmenlerin Almanya’ya gelip gelmemeleri… vb. konular da işyerlerinde tartışıldı. İşyerlerinde son dönemlerde Türkiye hep kötü yönleri ile konu oldu dersek yanlış olmaz sanırız.

İşte biz Stuttgart ve çevresinde özellikle Mercedes, Bosch, WMF, AluTec Schmid vb. firmalarda çalışan işçilerin oluşturduğu işçiler olarak, çalıştığımız firmalardaki Türkiyeli işçiler arasında 15 Temmuz sonrası duruma bakmaya ve izlenimlerimizi sizlerle paylaşmaya çalışacağız:

Türkiyelilerin yoğun olarak çalıştığı bu firmalarda özellikle büyük firmalarda 15 Temmuz öncesi birlikte hareket eden ve özellikle Zaman gazetesine abone olarak birarada duran işçiler arasında Cemaatçi-AKP’li ayrışması baş gösterdi. Zaman gazetesine olan abonelikler anında durduruldu. Cemaatçi olup camilere gidenler özellikle diyanetin camilerinden dışarı atıldılar. Stuttgart ve Sindelfingen camilerine bu türden gelişmelerin olduğunu biliyoruz..

AKP’nin “mağduruz” yollu yaptığı propaganda ister istemez buradaki işçileri daha çok AKP’ye bağlıyor ve kemikleştiriyor. Daha düne kadar birlikte kendi işyerlerindeki sorunlara karşı birlikte hareket eden, molalarda aynı masada yemek yiyen işçiler, örneğin WMF’de olduğu, gibi karşı karşıya geldiler.

Hiçbir işçi işyerinde hangi konu olursa olsun kavgayı göze alamaz, çünkü bilir ki, çıkış sebebidir. Tartışmalar ağırlıklı olarak; özellikle Avrupa eksenli dış güçlerin işi olarak, Türkiye’nin ekonomik olarak güçlenmesini istemeyen güçlerin oyunu olarak değerlendiriliyor. Kısaca Türkiye’deki resmi açıklamalar belirli bir kesim üzerinde etkisini gösterdi.

Özellikle cemaat ile başlayıp daha sonra ilerici sendikacılar, gazeteciler, TV kanalları ve son olarak da Kürt politikacıların cezaevlerine gönderilmeleri ile devam eden süreç kaygıyla izleniyor ve birçok Alman işçi arkadaş, Erdoğan’ın yeni Hitler olma yolunda izlediği yolun yanlışlığına değinip güzelim ülkeyi nereden nereye getirdiğini söylemeden geçmiyorlar. Özellikle, bu yanlış politikaların buradaki işçiler arasında savunuluyor olmasını da kaygı ile izliyorlar.

İlerici işçilerin olduğu yerlerde, 15 Temmuz sonrası politikaların bu hali ile sürdürülemez olduğu, bu tutumdan en kısa sürede vazgeçilmesi gerektiği, işyerlerinde var olan kiralık firma sorununa, kimi bölümlerin parça parça taşeron firmalara satılmasına yani kısaca bizi direkt ilgilendiren sorunlara karşı birlikte hareket edilmesi gerektiği noktasında birleşiliyor. Bazı firmaları dışarı da tutarsak 15 Temmuz sürecinin etkisinin şu an o kadar işyerlerinde tartışılmadığı, Aralık ayının sonunda işsiz kalacak olan kiralık firma işçileri (Mercedes) firmada kalabilmenin yani, kendi ekmek davasını anımsadığı oranda yukarıda saydığımız sorunlar bir anda yok oluyor.

Stuttgart’tan işçiler

Close