Written by 13:22 Allgemein

İsrail’e satilan denizaltılar yüzer cephane

Yıllardır İsrail’in Filistin ve diğer Ortadoğu halklarına yönelik gerçekleştirdiği katliamlarda Alman silahlarının büyük bir payı olduğu ortaya çıktı. En önemlisi de Almanya’nın hibe ettiği denizaltıların nükleer başlıklı füzelerin yerleştirilmesine uygun yapıldığı, böylece de İsrail’in nükleer cephaneliğini bu denizaltılar sayesinde kullanmaya hazır tuttuğu tespit edildi.

 

Almanya’nın İsrail politikası yıllardan beri tartışma konusu. En son Nobel Ödülü sahibi yazar Günter Grass’ın yazmış olduğu “Söylenmesi gerekenler” başlıklı şiirle yoğun tartışmalara neden olan İsrail’in nükleer silahları ve atom bombaları, bu kez Der Spiegel dergisi tarafından yapılan geniş bir araştırmayla gündeme getirildi.

İsrail, Almanya ve ABD’de yapılan araştırmalar ve daha önce savunma, güvenlik, istihbarat ve askeri alanlarda uzman olarak çalışan yetkililere dayandırılarak yapılan haberde, Almanya’nın maddi ve teknolojik desteğiyle İsrail’in bölgede “yüzen nükleer cephanelik” haline geldiği somut olarak ortaya konuldu. Almanya ve İsrail hükümetleri doğrudan olmasa da dolaylı olarak haberi doğruladılar.

 

NÜKLEER SİLAH DONANIMLI DENİZALTILAR

Dikkat çeken konulardan biri de, sözkonusu denizaltıların yasalara aykırı olarak, nükleer başlıklar ve “cruise” füzeleri yerleştirmeye uygun şekilde üretilmiş olması. İsrail’in talebi üzerine Kiel’deki HDW tersanesinde üretilen denizaltıların dördünün teslim edildiği, ikisinin de önümüzdeki yıllarda teslim edileceği kaydediliyor. Denizaltılar için Almanya bütçesinden, “hibe” adı altında 1 milyar Euro’dan fazla kaynak aktarıldığı da belirtiliyor.

Böylece en az 25 yıldan fazla bir süredir sürekli tartışma konusu olan Almanya’nın İsrail’e satmış olduğu denizaltılarda nükleer silahların bulunup bulunmadığı konusundaki sis perdesi de aralanmış oldu. Elde edilen bilgilere göre denizaltıları, menzili 1500 km olan „cruise“ füzelerini atmaya uygun bir şekilde yapılmış. Yani, denizaltılar esass olarak İran’a ulaşabilecek menzilde olan füzeleri taşımaya uygun olarak planlanmış.

Öte yandan yapılan tahminlere göre İsrail’in elinde 80-200 arasında atom bombası bulunuyor ve bunlar karada ve denizaltında saklanıyor.

Uzmanlar bu durumun, bir saldırıya uğraması durumunda İsrail’e, ikinci bir hamle yapma olanağı tanıdığını söylüyor. İsrail en son Almanya’dan alınan denizaltıları Akdeniz’de konuşlandıracak. Böylece, Türkiye ile İsrail arasında gerilimin arttığı aylarda gündeme getirilen Akdeniz’in kim tarafından korunacağı konusunda da İsrail tarafından bir hazırlığın yapıldığı anlaşılıyor.

Nükleer silahlarla donatılan Alman denizatlılar sayesinde İsrail, bir taraftan bölgedeki ülkelere gözdağı verirken, diğer taraftan yeni savaşların hazırlıklarını yapıyor.

 

YARIM YÜZYILLIK SİLAHLANDIRMA

Almanya’nın İsrail’i silahlandırması elbette yeni değil. Bugüne kadar kurulan bütün hükümetler “İsrail’in güvenliği Almanya’nın değişmez temel politikasıdır” diyerek, hem de parası Almanya tarafından karşılanmak üzere çok sayıda savaş gemisi, denizaltı ve diğer stratejik silahı bu ülkeye verdi.

Der Spiegel’in “Gizli Operasyon: Samson” başlığıyla duyurduğu araştırmaya göre, İsrail yıllardan beri Filistin ve diğer Arap halklarına karşı yürüttüğü savaşlarda Almanya’nın verdiği silahların büyük desteğini gördü. Her ne kadar Alman Anayasası’nda çatışmaların, insan hakları ihlallerinin olduğu bölgelere silah satılmaması gerektiğine dair bir madde bulunsa da, bu İsrail için geçerlilik arz etmiyor. .

Araştırmaya göre, Almanya’nın İsrail’i silahlandırması Konrad Adenauer’in cumhurbaşkanı olduğu yıllara kadar uzanıyor. İlk olarak 1958’de İsrail’e verilen silahlarla, 6 Gün Savaşı yürütüldü ve kazanıldı.

Sosyal demokrat Willy Brandt’ın başbakanlık koltuğuna oturduğu yıllarda da devam eden silah satışı Helmut Kohl döneminde artarak devam etti. İsrail için atom bombası sağlamayı hedefleyen “Samson Operasyonu” çerçevesinde yapılan görüşmelerde Almanya’nın maddi ve teknik olarak büyük destek verdiği saptandı. Bu çerçevede o dönem 630 milyon Mark İsrail’e hibe edildi. Böylece, İsrail Ortadoğu’da ilk olarak nükleer silaha sahip olan ülke konumuna getirildi.

1977 yılında sosyal demokratların iktidarda olduğu dönemde İsrail’e teslim edilen ilk üç denizaltıyla denizde nükleer cephaneliğin oluşturulması için temelleri atılmış oldu.

 

DAHA FAZLA SAVAŞ İÇİN DAHA FAZLA SPARİŞ

İsrail’in Arap halklarına karşı giriştiği savaşlar için aldığı silahlar aynı zamanda Alman silah sanayi için de önemli bir pazar alanı oluşturuyor. Merkel döneminde İsrail ile yapılan anlaşmaya göre 2017 yılına kadar yüksek donanımlı üç denizaltı daha teslim edilecek. Ayrıca üç denizaltının daha ısmarlanması planlanıyor.

Der Spiegel dergisinde yer alan habere göre, Başbakan Merkel Mart 2012’de İsrail’le yeni denizaltılar için anlaşmaya vardı ve denizaltıların maliyetinin üçte biri olan 135 milyon Euro’yu üslendi. Bununla kalınmadı, İsrail’in ödemesi gereken bölümü de 2015 yılına kadar Almanya üstlendi.

Merkel, Benjamin Netanjahu ile yaptığı görüşmede, yeni deniz altıların satılmasına şart olarak İsrail’in yeni yerleşim politikasını durdurmasını, Filistin’e verilmesi gereken ancak dondurulan yardımların serbest bırakılmasını ve Gazze’de Almanya’nın planladığı su arıtma tesisinin yapımının devam etmesini ileri sürmüştü. Ancak, İsrail yönetimi sadece yardımları serbest bırakmakla yetindi. Buna rağmen anlaşma imzalandı.

Belgeler ve bilgilere göre, nükleer donanıma uygun Alman denizaltıları İsrail için vazgeçilmez olduğu anlaşılıyor. Ve sahip olunan nükleer silahların önemli bir bölümü Almanya’dan temin ediliyor.

Bütün bunlar, yıllardan beri Ortadoğu’da akan kanda, İsrail’in bölgede gerilim ve çatışma ortamı yaratmasında Almanya’nın büyük bir sorumluluğu olduğunu ortaya koyuyor.

Ancak, açığa çıkan yeni bilgilere rağmen mevcut hükümet geri adım atmak yerine yıllardan beri sürdürülen politikanın sonucu olarak denizatlıların verildiğini ve İsrail’in güvenliği için bundan sonra da verilmeye devam edeceğini ileri sürerek, pervasız bir tutum izliyor.

Barış inisiyatifleri ve çeşitli demokratik örgütler tarafından yapılan açıklamalarla, Almanya’nın Ortadoğu’yu silahlandırma tutumu protesto edildi ve bölgede daha etkin emperyalist bir güç haline gelme amacı taşıyan bu girişimlerin sona erdirilmesi istendi. (YH)

 

Satışa açıklık getirilsin

 

Almanya tarafından İsrail’e verilen denizaltıların nükleer silah amacıyla kullanmasının ortaya çıkması üzerine muhalefet partileri, hükümetten bu duruma açıklık getirmesini talep ettiler.

SPD, Yeşiller ve Sol Parti tarafından yapılan açıklamalarda hükümetten ayrıntılı bir açıklama istendi. SPD tarafından yapılan açıklamada, İsrail’e gönderilen denizaltılarda nükleer silah yerleştirilebilecek taşıyıcı bir sistem olup olmadığı soruldu.

Sol Parti’nin Meclis Grup Başkanı Gregor Gysi de İsrail’e denizaltı ihraç edilmesinin Ortadoğu’ya silah sevkıyatı yapılması gibi kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

Yeşiller Partisi Meclis Grup Başkanı Jürgen Trittin ise hükümeti, denizaltıların sevkıyatında gerekli koşulları ciddiye almamakla suçladı.

Hükümet sözcüsü Steffen Seibert eleştiriler üzerine yaptığı açıklamada, denizaltılara daha sonra silah yerleştirilmesini önlemek üzere bağlayıcı yasal bir düzenleme bulunmadığını belirterek, nükleer silahlarla ilgili spekülasyonlara katılmak istemediğini ifade etti.

İsrail’e yapılan denizaltı sevkıyatlarını savunan Seibert, bunun önceki hükümetlerin aldığı bir kararın devamı olduğunu ifade ederek Schröder dönemine atıfta bulundu. Seibert, sözkonusu askeri anlaşmanın 2005 yılında SPD–Yeşiller koalisyonu sırasında yapıldığını söyledi. (YH)

 

 

Almanya dünyayı silahlandırıyor

 

Almanya sadece İsrail’i değil dünyanın pek çok ülkesini silahlandırarak kan üzerinden kasasını dolduruyor. Alman silah tekelleri Krauss-Maffei Wegmann, ThyssenKrupp Marine Systems ya da Heckler & Koch tarafından üretilen panzerler, savaş helikopterleri, uzun namlulu silahlar bugün dünyanın pek çok ülkesinde kan döküyor.

En son basında yer alan haberlere göre Hindistan’a 126 savaş helikopteri satılacak. Toplam 11 milyar Euro değerinde olan satış anlaşması ile tekellerin iyi bir gelir elde ettiği görülüyor.

Yine borç krizi içinde olan Yunanistan’a da Alman tekellerinin yüklü miktarda Leopard panzerleri ve denizaltılar sattığı basına yansımıştı. Keza, Türkiye’de Kürtlere karşı sürdürülen savaşta da önemli ölçüde Alman silahları kullanılıyor.

Stockholm Barış Araştırmalar Enstitüsü tarafından yayınlanan rapora göre Almanya, ABD ve Rusya’dan sonra dünyanın en çok silah satan üçüncü ülkesi durumunda. Son 10 yıl içerisinde Almanya’nın dünya pazarına sattığı silah miktarı iki katına çıktı. En çok da CDU/CSU-SPD “büyük koalisyon”un işbaşında olduğu 2006-2010 yılları arasında artış (yüzde 11) gösterdi. Dünya silah satışının yüzde 30’unu ABD, yüzde 23’ünü Rusya elinde tutuyor.

Almanya, 2006-2010 yılları arasında sırasıyla şu ülkelere en çok silah sattı: Yunanistan (yüzde 15), Güney Afrika (yüzde 10), Türkiye (yüzde 10), Kuzey Kore (yüzde 9) ve Malezya (yüzde 7).

 

Close