27 Eylül’de İspanya’nın Katalonya Bölgesi’nde yapılan seçimlerde bağımsızlık yanlılarının mecliste çoğunluğu elde etmesinin ardından bağımsızlık yönünde adımlar atılmaya başlandı. 9 Kasım günü bir araya gelen Katalonya Bölge Parlamentosu, bağımsızlık yanlısı kararı kabul etti. Katalonya’nın 2017’de kadar bağımsızlığını ilan etmesi yönündeki karara 72 milletvekili destek verirken, 63 milletvekili karşı çıktı. Başbakan Artur Mas’ın başını çektiği Junts pel Sí (Hep Birlikte Evet) inisiyatifi ile Sol Parti (CUP) bağımsızlıktan yana oy verdi.
Tasarıda açık olarak “Cumhuriyet tarzında bağımsız bir ülkenin kurulması yönünde sürecin başlatılması için adımların atılması” gerektiği belirtildi. Parlamentonun bağımsızlık kararı, evet oyu veren milletvekilleri tarafından sevinç çığlıkları ve alkışlarla karşılandı.
İŞBİRLİKÇİLER OYLAMAYI ENGELLEMEK İSTEDİ
Merkezi İspanya Hükümeti’ne bağlı kalmayı savunan ve ülke genelinde örgütlü sosyal demokrat ve Hıristiyan demokrat partilerin uzantısı olan partiler ise oylamada bağımsızlık karşıtı oy kullandı. Sonucun evet olacağını bilen bu kesimler oylamayı engellemek istedi. Bu partiler İspanya Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararın beklenmesi gerektiğini ileri sürdü.
BAŞBAKAN KARŞI ÇIKTI
İspanya’nın merkezi hükümeti de Katalonya’nın bağımsızlık kararına karşı çıkarak, buna karşı anayasal hakların kullanılacağı ifade edildi. Başbakan Mariano Rajoy, Barselona’daki yerel parlamentonun kararını tanımadıklarını açıkladı. Nihai kararın Anayasa Mahkemesi tarafından verilmesi bekleniyor.
Katalonya’nın bağımsızlık tartışmasının önümüzdeki Aralık ayında İspanya’da yapılacak genel seçimlere de damgasını vurması bekleniyor. Muhafazakar Halk Partisi (PP) lideri ve Başbakan Rajoy, bağımsızlık yerine vergiler başta olmak üzere bazı alanlarda kolaylık sağlanmasının yeterli olacağını savunuyor. Rajoy’un yerine başbakanlığa aday olan sosyal demokrat çizgideki Sosyalist Parti lideri Hedro Sanchez ise müzakerelere açık olduğu mesajını vermişti. Ancak bağımsızlığa karşı kesin olarak karşı çıkıyor. Seçimlerde önemli bir başarı elde etmesi beklenen Podemos ise Katalonya’nın kaderinin Katalanlar tarafından belirlenmesini savunuyor. Bunun için de referandumu destekliyor.
ANAYASA MAHKEMESİ REFERANDUMU İPTAL ETMİŞTİ
Katalonya Hükümeti, 9 Kasım 2014’de referandum yapılması konusunda bir karar almış, ancak bu Anayasa Mahkemesi tarafından yasadışı iptal edilmişti. Bunun üzerine 27 Eylül’de yapılan Katalonya Parlamento seçimleri bir bakıma referanduma dönüşmüştü. Katalonya’da 2010’dan beri iktidarda olan CiU (Convengència i Unió, Uyum ve Birlik) ve genel olarak Katalan sağı seçimlerde hezimete uğramıştı.
Bağımsızlık Katalonya tarihine yabancı bir konu olmasa da, Katalan halkının kutlamaları çoğunlukla geçmiş yenilgilerle ilgili. 11 Eylül, 1714’te Katalonya’nın hanedanlığa geçişi sırasında İspanya direnişinin ve yenilgisinin yıl dönümü. Son yıllarda artan bağımsızlık desteği de 2011 yılındaki 11 Eylül kutlamasına ve beklenenden daha fazla insanın sokaklara inmesine dayanıyor. Bu hareketlilik tabii ki krizle ve İspanya ulusal yönetiminin merkezi ekonomi politikalarından duyulan rahatsızlıkla doğrudan bağlantılı. Bu değişimi gören Artur Mas’ın ve Convergència’nın da bağımsızlık macerası bu şekilde başlamıştı.
CiU’nun seçim platformuna bağımsızlığı da katarak 2012’de yaptığı erken seçim çağrısının sonucunda oylarını yükseltememesi bir yana, bu seçimler Parlamento’ya yeni bir partinin girmesine de vesile olmuştu. Bu parti bağımsızlıkçı, alternatif sol aday bloğu CUP (Candidatura d’Unitat Popular, Halk İttifakı Adaylığı) oldu. CUP, başlamış olan bağımsızlık süreci vesilesiyle de, ilk kez 2012’de Katalan Otonomi seçimlerine girme kararı alarak, 3 temsilciyi Katalanya Parlamentosu’na sokmayı başarmıştı.
27 Eylül’deki seçimlerde ise 10 sandalye alarak seçimlerin en önemli kazananlarından biri olmuştu. Bu nedenle CUP’un temsilcileri olmadan “Evet için hep beraber” bloğunun iktidar olamaması, bu partiyi gelecek dönemde çok kilit bir noktaya koyuyor. Bir yanda Avrupa Birliği ve NATO karşıtı olan CUP’un, diğer yandan da Artur Mas’ın, PP’ye paralel olarak, uyguladığı kemer sıkma politikalarına açıkça karşı çıkıyor. CUP’un bağımsızlıkçı olmasına rağmen “Evet için hep beraber” platformunun içinde yer almamasının temelinde de bu yatıyordu. (YH)
ÜLKENİN EN ZENGİN BÖLGELERİNDEN
İspanya’nın kuzeybatı ucunu oluşturan özerk Katalonya, aynı zamanda ülkenin en zengin ve sanayileşmiş bölgesi. Barselona, Girona, Lleida ve Tarragona kentlerine ev sahipliği yapan bölgenin nüfusu 8 milyona yaklaşıyor.
Güney Fransa ile Pirene dağları aracılığıyla ayrılan Katalonya, yüzyıllardır merkezi yönetimden bağımsız bir profile sahip. İç savaş ve Diktatör Franco döneminde iyice belirginleşen bu ayrıksı tutum, son yıllarda yeniden canlanmış durumda.
Katalonya’nın dünya çapındaki en büyük değerlerinden olan spor kulübü FC Barcelona da sık sık bağımsızlık yanlısı harekete destek vermesiyle tanınıyor. Bölgede Katalanca ve İspanyolca’nın yanı sıra Oksitan dili de resmi dil olarak kabul ediliyor. (YH)