2018 yılından itibaren Ford merkezinde düğmeye basıldı. O tarihten itibaren fabrikada işçiler lehine hiçbir olumlu gelişme olmadı. İşçiler arasında korku, tedirginlik, hoşnutsuzluk ve geleceğe dair belirsizlik devam ediyor. Şimdiye kadar Köln Ford’da yaklaşık 5000 iş yeri yok edildi. 18.300 işçiye sahip olan Avrupa merkezi şu anda 13 bin işçinin altına düştü. Bunun yanı sıra, fabrikada işçilerin bölüm değiştirmesi yaygınlaştı, yani yıldırma politikası en üst seviyeye ulaştı.
Kurulan havuz sistemiyle beraber, bölümlerde fazlalık olarak görülen işçiler havuza alınıyor ve iş yerlerinde baskı altına alınıyor. Burada çok detaya girmek istemiyorum ancak görünen şu ki; oluşturulan orta ve uzun vadeli plan kapsamında, fabrikadaki işçi sayısını kademeli olarak azaltarak fabrikayı kapatma stratejisi izleniyor gibi. Bu durum, son açıklanan planla daha net bir şekilde anlaşılıyor.
Geçen yıl kasım ayında işveren yeniden bir açıklama yaparak 2900 iş yerinin yok edileceğini, bazı bölümlerin satılacağını ve bazı bölümlerin taşeron şirketlere devredileceğini duyurdu. Bu açıklamayla birlikte, işten çıkarılacak toplam işçi sayısının, havuzda bulunan işçilerle birlikte 3500 olduğu netleşti.
Bu son açıklamadan sonra neler değişti diye sorarsak, henüz belirsizlik devam ediyor. Yalnızca iş yeri temsilcileri ile işverenin sürekli görüştüğü ve hatta (Betriebsrat) İşyeri temsilciliği başkanının ekibiyle geçtiğimiz ay Amerika’daki Ford merkezine gittiği biliniyor. Ancak bu görüşmelerin nasıl geçtiği işçilere açık bir şekilde paylaşılmıyor. Açıklamadan sonra üç kez iş yeri toplantısı yapıldı ve her seferinde işçiler beklenti içine sokularak süreç devam ettirildi.
Son dönemlerde, işçiler arasında çeşitli söylentiler yaygınlaştı. Örneğin, bazı bölümlerin – özellikle Z-Halle (alet yapımı) – Rheinmetall silah sanayi şirketine satıldığı iddia ediliyor. Ayrıca, başka bölümlerin de farklı şirketlere devredildiği konuşuluyor. Mevcut tazminat programının durdurulmasıyla birlikte, daha yüksek bir tazminat programının çıkacağı yönünde söylentiler var.
İşçiler arasında tazminat programına yönelik büyük bir beklenti bulunuyor. Bölünme, tedirginlik, korku ve güvensizlik, özellikle Betriebsrat’a karşı giderek artıyor. Yukarıda belirttiğim gibi, işçilere karşı şeffaf davranılmıyor ve sürekli bir belirsizlik içinde bırakılıyorlar. Bu durumun sonucu olarak, yüksek bir tazminat teklifi sunulursa işten ayrılma düşüncesi işçiler arasında baskın hale geliyor. Çünkü yıllardır İşyeri temsilciliği ve işveren tarafından yaratılan umutsuzluk ve korku propagandası, işçilerin bölünmesine ve bireysel hareket etmesine yol açtı.
Birçok işçi, üretilen elektrikli aracın pazarda istenilen ilgiyi görmediğini, işverenin Köln Ford fabrikasını gözden çıkardığını ve burayı kapatmak için tüm Avrupa stratejisini bilinçli olarak yanlış kararlar üzerine kurduğunu düşünüyor. Bu süreçte işçilerin çoğu, “Ne kadar yüksek tazminat alırsak o kadar kârlıyız” diyor. Bu düşünce özellikle yaşı ileri olan işçiler arasında daha yaygın.
Ancak sendika ve İşyeri temsilciliğinin iş yerlerini korumaya yönelik mücadeleci bir çizgi izlemesi durumunda, bazı işçilerin bu mücadeleye katılma eğiliminde olduğu görülüyor. Örneğin, işçiler arasında “Grev olabilir mi?” sorusu sıkça dile getiriliyor ve işverene ancak bir grevle yanıt verilebileceği konuşuluyor. Bu iki eğilimin ilerleyen süreçte nasıl şekilleneceği, sendikanın izleyeceği mücadele hattına ve belirli oranda bizlere, yani sınıf bilinçli ileri işçilerin tutumuna bağlı olacak.
Ford İşçisi