Written by 15:00 HABERLER

Makinistler yolu gösteriyor

UMUT YAŞAR

Almanya’da her gün yaklaşık 40 bin tren seferi yapılıyor. Beş bin yük treni 35 bin civarında yolcu treni. Her gün 7,5 milyon kişi yolculuk ederken 1 milyon ton yük taşınıyor. Trenler herhangi bir nedenden dolayı çalışmadığında, Alman sanayisine maliyeti de ağır oluyor.

Dolayısıyla Alman Demiryolları DB AG ve Alman Makinistler Sendikası GDL arasında devam eden toplu sözleşme görüşmeleri de sürekli ülkenin gündeminde oluyor. Sadece DB AG patronları değil BDA, BDI ve DIHK gibi sermaye örgütlerinin önde gelenleri de kendilerinde TİS süreciyle ilgili yorum yapma hakkı görüyorlar. Sadece bunlar mı? Tabi ki değil! Birkaç istisna hariç neredeyse bütün yayın organlarının yayın yönetmenleri, bunlara yaranmak isteyen gazeteciler de yorum yapıyorlar. Makinistlerin taleplerini “haklı” bulmakla birlikte, uğruna mücadele edilmesini “egoistlik” olarak değerlendiriyorlar.

Tabi bir de diğer sendikaların yöneticileri var yorum yapan; talep belirlemeden TİS masasına oturanlar (IG BCE), en mücadeleci konuşmalarla beklentileri yükselten, hatta süresiz grev oylaması yaptıktan sonra kötü bir uzlaşma imzalayanlar (Ver.di), kitlesel uyarı grevlerine çağrı yapan ama son 20 yıldır süresiz grev yapmayanlar (IG Metall) fırsat bulduklarında makinistlere, “bölücü ve bencil” olarak saldırmaktan geri durmuyorlar. Bunun nedenini anlamak için GDL’in yakın tarihine bakmak gerekiyor.

İMTİYAZLI POZİSYON YİTİRİLDİ

Almanya’nın en eski sendikalarından (kuruluş 1867) biri olan makinistler sendikası GDL’in varlığı ve gerekliliği bile on yıllarca “tartışmalıydı”. Üyeleri devlet memurlarından oluşan GDL’in yıllarca sürdürdüğü “sendikal faaliyeti”, DGB’ye bağlı Almanya Demiryolu İşçileri Sendikası GdED’nin imzaladığı sözleşmeleri üstlenmekten ibaretti.

Devlet Demiryollarının 1994’te özelleştirilmesinden* sonra DBB’ye** bağlı GDL’deki devlet memuru statüsündeki üyelerin sayısı hızla azaldı ve eskinin “grev hakkı olmayan, emir kulları” (devlet memurları!) grev hakkı olan sözleşmeli personele dönüştüler. Belirli bir “geçiş süresi” ardından devlet memuru olarak sahip olunan çok sayıda hak (piyasadaki bir işçi bunlara “imtiyaz” da diyebilir) gasp edildi.

Devlet memurluğunun getirdiği imtiyazlı pozisyon (iş güvencesi, dolgun ücret ve işçilerini sahip olmadığı sosyal haklar) yitirildiğinde ve makinistler o güne kadar işçilere ve sözleşmeli personele görece daha az etkilendikleri vahşi kapitalizmle burun buruna geldiler. Başta iş güvencesini yitiren makinistlerin ücretleri özünde donduruldu ve yıllarca oyalandılar. Aynı zamanda iş yükü son derece arttı ve fazla mesailer inanılmaz düzeye geldi. Bugün her makinistin fazla mesai hesabında ortalama 250 saat fazla mesaisi bulunuyor. Çalışma süreleri son derece düzensiz ve dinleme süreleri sürekli ihlal ediliyor.

GDL, EZBER BOZUYOR

Memur sendikasından işçi sendikasına dönüşümü çok kolay olmadı. Demiryollarındaki en büyük sendika olan Transnet (EVG’nin önceki adı), uzun süre GDL’i oyaladı. “Özel meslek gruplarının imtiyazlarını korumanın doğru olmayacağını” ileri süren Transnet, makinistlerin haklarının kırpılmasına göz yumdu, üstü kapalı destekledi.

GDL, 2002 Temmuz ayında “toplu pazarlık amaçlarıyla bağdaşmayan hedeflere” atıfta bulunarak, Transnet ve GDBA ile oluşturduğu TİS Birliği’nden ayrıldı. Kasım 2002’de, diğer hususların yanı sıra DB Regio’da yılda 18 ekstra ücretsiz vardiyayı öngören bir ek toplu sözleşme, GDL’nin direnişi nedeniyle başarısız oldu.

GDL, 2003’ten 2006’ya kadar birçok kez sözleşme imzalamaya çabalasa da başarılı olamadı. Bu arada 2003 yılında birkaç saatlik uyarı grevi nedeniyle DB yönetimi ile mahkemelik olunmuş ancak mahkeme GDL’in grev yapabileceğine hükmetmişti.

GDL genel kurulu Mayıs 2006’da, tren personeli (makinistler, tren görevlileri ve gastronomi personeli) için bağımsız bir toplu sözleşme talebini ileri sürmeye karar verdi. İlkbaharda talepler kataloğu DB yönetimine taşındı. Toplamda yüzde 40 hacminde olan taleplere olumsuz yanıt veren tekel yönetimi, “bölüm toplu iş sözleşmesi” (“Spartentarifvertrag”) imzalamaya da yanaşmadı.

Bunun üzerine GDL, 3 ve 10 Temmuz 2007’de ilk kez yaygın uyarı grevleri düzenledi. Bütün basında “bencil makinistlere” saldırılıyor ve “meydanın toplumu esir alanlara bırakılmayacağı” ilan ediliyordu. Bunlara kulak asmayan GDL, süresiz greve çıkmak için temmuz sonunda grev oylamasına gitti ve 6 Ağustos’ta, “üyelerimizin yüzde 95,8’i süresiz greve evet dedi” açıklamasını yaptı ve 9 Ağustos günü Almanya çapında tam gün greve çıkılacağını ilan etti. DB’nin başvurusu üzerine GDL’in ilk grevi, Nürnberg İş Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir kararı ile yasaklandı. Bu karar Chemnitz’deki ana davanın sonuçlanmasına kadar, en geç 30 Eylül 2007 tarihine kadar geçerliydi.

Mahkemelerle bir grevin yasaklanması Almanya’da ilk kez olmuyordu. Ama bir sendikanın “normal prosedürü işleterek” hazırlandığı grevinin yasaklanması ilkti. “Hareket etmeyen prangalarını hissetmez” – Almanya işçi sınıfı önderlerinden Rosa Luxemburg’un bu sözü de başka bir anlam kazanmıştı.

13 Ocak 2008 tarihinde GDL, DB ile yeni ve bağımsız bir toplu sözleşmenin temel noktaları üzerinde anlaşmaya vardı; bu sözleşme ortalama yüzde 11’lik bir ücret artışı ve bir defaya mahsus 800 euroluk bir ödemeyi öngörüyordu. Buna ek olarak, haftalık çalışma saatleri aynı ücret karşılığı haftada 41 saatten 40 saate indirilecekti.

İmzalanan bu sözleşmenin yürürlüğe girmesi bile üç ay daha sürdü ve süresiz grev tehdidini gerektirdi. Fakat GDL bu tutumuyla Almanya genelinde bir ezber bozdu.

GDL’İN MÜCADELESİ DESTEKLENMELİ

GDL bu TİS döneminde aylıklara 555 euro zam, 3 bin euro enflasyon telafi ikramiyesi, haftalık çalışma sürelerinin tam ücret karşılığı 38 saatten 35’e düşürülmesi ve çalışma sürelerinin yeniden düzenlenmesine talep ediyor. Sadece ücret açısından GDL’in talebini anlamak için halihazırda geçerli olan federal çerçeve toplu iş sözleşmesine bakmak yetiyor: Buna göre makinistler ayda brüt 2700 ila 3800 euro maaş alıyor. Vergi sınıfının 4 olduğu varsayıldığında, bu rakam net 1800 ila 2400 euro arasında değişiyor-vardiyalı çalışma ve hafta sonları ve resmi tatillerde çalışma buna dahil – yani tüm ek ödemelerle bu kadar kazanıyorlar.

DB şeflerinden Martin Seiler son olarak (9 Aralık’ta) eyalet düzeyinde çalışan kamu personelini kapsayan sözleşmenin aynen üstlenilmesini önerdi. Seiler’e göre, GDL’in de bağlı olduğu DBB’nin imzaladığı sözleşmenin mimarlarından biri olan Thomas Gelling aynı zamanda GDL’in de TİS Daire Başkanı konumunda. GDL’in bu gerekçeyle geri adım atması beklemek gerçekçi olmaz – Seiler’in bu hamlesi daha çok GDL üzerinde baskıyı artırma amaçlı.

GDL’in ücret mücadelesi olduğu gibi çalışma sürelerinin kısaltılması için verdiği mücadele de Almanya’daki tüm işçi ve emekçiler açısından çok önemli. GDL bu mücadelesinde ne kadar başarılı olursa diğer sendikalar üzerindeki baskı da o denli artacaktır. Burada özellikle demir çelik işkolunda benzeri taleplerle müzakere sürdüren IG Metall’i anmak gerekiyor. GDL’in başarılı bir TİS elde etmesi IG Metall’in kötü bir uzlaşma imzalamasını zorlaştıracak. Bu nedenle IG Metall Başkanı Christiane Benner, GDL’i “çok şamata yapan küçük bir sendika” olarak değerlendirip, “küçük bir grubu savunan ve bunun dışındaki meslektaşlarıyla dayanışma göstermeyen, işveren karşısında bölünmeye yol açan bir sendika” olduğunu ileri sürüyor.***

Makinistler sendikasının eleştirilecek çok yanı var. Diğer sendikadaki işçileri ortak bir mücadeleye kazanmak yerine sürekli bir çatışma havası yaratması bunun başında geliyor. İşçi ve emekçileri ilgilendiren politik konularda sessiz kalması veya kiralık işçiliği prensip olarak destekleyen tutumu (Bkz.: yenihayat.de/sendikaciliktan-isci-kiralamaya/). Ama bütün bunlar, GDL’e TİS döneminde destek verilemeyeceği anlamına gelmiyor.

* Hukuksal olarak özel bir şirket konumunda olan Alman Demiryolları DB AG, yüzde 100 devlete ait bir şirket durumunda. DB AG’yi borsaya sokma planları birçok kez değişik nedenlerden dolayı ertelendi.

** DBB; Alman Memurlar Birliği. Toplam 41 sendikayı çatısı altında barındırıyor. Bunların büyük bir bölümü kamu alanındaki devlet memurları ve sözleşmeli personeli kapsıyor. Az sayıda olsa da özel sektörde de örgütlüler. Genelde DGB’ye üye sendikalara rekabet halindeler. DBB’ye üye olan ikinci demiryolu sendikası GDBA (Alman Demiryolu Memurları ve Memur Adayları Sendikası) ise 2010 sonunda DGB bağyı Transnet ile birleşerek EVG’yi kurmuştu.

*** Bkz.: yenihayat.de/ig-metallde-neler-oluyor/

 

 

 

 

 

 

Close