Written by 13:00 HABERLER, KÜLTÜR

Devrimci bir doktor ve sanatçı: Friedrich Wolf

Ali Çarman

İşçi sınıfı mücadelesinin deneyimleri, sorunları ve bunun kültür-sanata yansıması büyük bir önem taşımakta. Bu bakımdan Alman işçi sınıfı ve sosyalist hareketi yeteri kadar derslerle dolu. Biz yazımızda Almanya’nın Rheinland-Pfalz eyaletinde şirin bir şehir olan Neuwied doğumlu Friedrich Wolf’un hayatı ve mücadelesine yer vereceğiz.

Yahudi tüccar bir ailenin oğlu olarak 23 Aralık 1888’de dünyaya gözlerini açtı. Tüccar çocuğu olmanın avantajlarıyla ilk okul eğitiminin ardından sırayla; Heidelberg, Münih, Tübingen, Bonn ve Berlin üniversitelerinde tıp, felsefe ve sanat tarihi okudu. Üniversite yıllarında doğa olayları ve hümanist görüşlere özel ilgi gösterdi. 1912’de devlet tıp sınavını geçerek doktor olarak hayata atıldı. İlk yıllarında (1914) gemi doktoru olarak okyanuslara yelken açtı. Kısa bir süre sonra patlak veren Birinci Dünya Savaşıyla birlikte batı ve doğu cephelerinde görev aldı. Savaş tüm gerçekleri acı bir şekilde gözler önüne serdi.  Wolf, öteden beri sosyalist fikirlere ilgi duydu. Bunun sonucu dönemin partisi Bağımsız Sosyal Demokrat Parti’ye (USDP) üye oldu. Savaşın korkunç sonuçlarına birebir tanıklık etmesi ve 1918’de savaşı reddetmesiyle birlikte alelacele yargılanarak kısa süreliğine tımarhaneye dahi konuldu. Milyonların ölümüne neden olan paylaşım savaşı barışa olan özlemi yakıcı hale getirdi. Başta işçi sınıfı olmak üzere halkın büyük bir kısmı barış ve özgürlükler için harekete geçti.

DEVRİMİN KIZIL GENERALİ

Bu koşullarda sosyalistler işçi sınıfı ve halkın temsilcileri olduklarını pratik tutumlarıyla ortaya koyarak halkın gönlünde umut oldular. Almanya’nın bir çok yerinde işçi ve asker konseyleri kuruldu. Doktor Friedrich Wolf da 1918’de Dresden İşçi ve Asker Konseyine katıldı. Daha sonra şehir doktoru olarak Remscheid’e gitti. Hemen Halk Cephesinde verilen her görevi fazlasıyla yerine getirdi.  Ruhr bölgesi diğer bölgeler gibi proleter mücadele ile kaynıyor, devrimin ayak sesleri her yanda duyuluyordu. İşçilere ve çocuklarına olan büyük tutkusu onun “Devrimin Kızıl Generali” olarak tanınmasını sağladı. Öyle ki bir toplantıda sarf ettiği;  “Onlarla hiç konuşmasam bile proleterlerin yanında kendimi çok rahat hissediyorum” sözleri Wolf’un nasıl da devrimin kızıl generali olduğunu gösteriyor. Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in katledilişini protesto edip gösterilere katıldığı için hakkında soruşturma açıldı. Bunca yoğunluğun arasında sanata ve tiyatroya olan ilgisi artarak eserler vermeye başladı. Bir defasında bu duruma ilişkin, “İş her zaman ensemde ve beni kırbaçlıyor. Kendime zaman ayıramıyorum” serzenişinde bulunmuştu.

SANAT SİLAHTIR

Dr. Wolf 1928’den itibaren Almanya Komünist Partisi (KPD), Sosyalist Doktorlar Birliği ve Proleter Devrimci Yazarlar Birliği’nin üyesi olarak polemiklere neden olan ‘Sanat Silahtır’ yazısını kaleme aldı. 1921’den 1927’e kadar Stuttgart yakınındaki Hechingen ve Höllsteig küçük yerleşim yerlerinde doktor olarak çalıştı. Ardından bu kez Stuttgart merkezde 1933’e kadar beş yıl doktorluk yaptı.  KPD’nin çalışmalarını sanatsal açıdan güçlendirmek için 1932’de Stuttgart’ta kurmuş olduğu Spieltrupp Südwest grubuyla güncel konuları ele alan ajitatif dil ve sanatsal bir kaliteyle oyunlar sergiledi.  Halk sağlığına verdiği önem ile 1928’de Doktor ve Yardımcı Olarak Doğa (Naturopatik) kitabını kaleme aldı. Kitap o kadar ilgi gördü ki, peş peşe dört baskı yaptı. Naziler iktidara gelmeden çok önceleri, Friedrich Wolf’u Yahudi ve komünist olarak suçlu ilan etmişlerdi.

Wolf, 1931’de Halk Sağlığı Komiserliğinin davetiyle Sovyetler Birliğine gitti. O artık tanınmış bir dram yazarıydı. Oyunları New York, Tokyo, Moskova ve Paris’te sahnelenmekteydi.

FAŞİZM YILLARINDA DiRENMEK

Almanya’da 1933 yılından itibaren insanlık tarihinin en kanlı en karanlık dönemi, faşizm yılları başladı. Naziler, daha iktidar olmadan hedeflerine aldıkları Friedrich Wolf’un kitap ve oyunlarını yasakladılar. Wolf ailesiyle birlikte Avusturya, İsviçre ve Fransa üzerinde Sovyetler Birliği’ne göç ederek burada Moskova radyosunda Almanca yayınlar yaptı.

1937’de Franco’ya karşı direnişe doktor olarak katılmak için Uluslararası Tugaylar Birliklerine başvurdu. Ancak, bu hayali gerçekleşmeyip Paris’te kaldı. 1 Eylül 1939’da İkinci Paylaşım Savaşı patlak verince Paris’te tutuklanarak Le Vernet Toplama Kampına gönderildi. İki yıla yakın kaldığı toplama kampında komünistlerin ve Sovyetler Birliği’nin yardımıyla kaçmayı başardı. Almanya’da kalan ailesinin bir kısmı Naziler tarafında gaz odasında ve kurşuna dizilerek katledildi.

Faşizme ve savaşa karşı zaferin elde eldilmesinden sonra Doğu Almanya’ya yerleşerek çalışmalarına devam etti. İki yıl Polonya’da Doğu Almanya’nın büyük elçisi, PEN üyeliği, Berlin Sanat Akademesinin kurucu üyesi olarak görevlerini layıkıyla yerine getirdi. 5 Ekim 1953’de çalışma odasında kalp kirizi geçirerek hayata veda etti. Cenazesi, Berlin’deki Sosyalistler Anıtlığı’nda toprağa verildi.

DEMEK Kİ BİR HAMLEDE OLMUYOR

Dr. Wolf, burjuva çocuğu olduğu halde işçi sınıfı davasına ve sosyalizme inanılmaz bir tutkuyla, sınıfsal örgütlenmenin gereklerine bağlı olarak kendi yeteneklerini geliştirerek sunmanın güzel bir örneğidir. Kişiliği ile pratiğinin bütünleşmesi de denebilir. Tiyatro’da yapmış olduğu her çalışmayı adeta yaşamış bir devrimci dram yazarıdır. Sanat onun için proleter sınıfın emrindeki güçlü bir silahtır. Wolf, Tübingen (Hechingen), Stuttgart’ta doktorluk yaptığı yıllarda yoksul insanlarla içli dışlı oldu. Çocukları ücretsiz olarak tedavi ederek köylülerin söylencelerine kulak verdi. Köylü isyanlarının devrimci önderi Thomas Münzer hakkında kendisinin yazdığı “Arme Konrad-Yoksul Konrad” oyununun amatör oyuncularla sahnelenmesine ön ayak oldu. Her defasında en az bin kişinin izlediği oyun büyük ses getirdi. Doğumunun 135. yılında yazımızı o meşhur oyunundan (1514 Alman Köylü Savaşları konulu) iki kahramanın sarfettikleri son sözler ile noktalayalım.

Konz son gücünü toparlayarak doğrulur: “Bayrak harekete geçti. İşkence bitti. Kardeşler, her tohumun meyvesi görünmez, karamsarlığa düşmeyin; giriştiğimiz iş büyük bir işti. Boşa gitmeyecek kardeşler, boşa gitmeyecek. Ergeç tekrar başlayacak!”

Jost: “Yenildik yoldaş. Demek ki bir hamlede olmuyor. Ama bu toprağı çapalamak için, bu şalterleri kapamak için yumruklar zorunlu oldukça her yenilgi yalnız ileriye doğru bir adımdır. Arkadaşlar, bir sonraki daha ileri olacak.” Komünist manifestodan; “Gelmiş geçmiş toplumlar tarihi sınıflar mücadelesi tarihidir” özdeyişini kendine ilke edinen Friedrich Wolf anısına saygıyla.

 

Close