Written by 15:17 uncategorized

Menajerler yiyor, işçiler bakıyor

Almanya’da yoksullarla zenginler, işçilerle menajerler arasındaki gelir uçurumu yıldan yıla derinleşiyor. İyi bir maaşla çalışan menajerler ortalama 350 bin Euro emeklilik parası alırken, DAX’daki tekellerin yöneticileri on milyonlarca Euro emeklilik parası alıyor.

 

 

 Yücel Özdemir

 

Almanya’da zenginlerle yoksullar arasında gelir adaletsizliğinin arttığı, zenginlerin sürekli zenginleşirken, yoksullarınsa daha da yoksullaştığı bir sır değil. Federal İstatistik Dairesi tarafından yayınlanan “Datenreport 2011-Sosyal Rapor”una göre 2008/2009’da Almanya’da halkın yüzde 15.5’i yoksulluk ve yoksulluk tehdidi altında yaşıyordu. O günden bu yana kriz gerekçesiyle hayata geçirilen kısıtlamalar nedeniyle bu oranın çok daha arttığı açıktır. Datenreport’ta aylık 929 Euro’dan az geliri olanlar “yoksulluk tehdidi” altında yaşayanlar olarak belirtiliyor. Yine yapılan değişik araştırmalarda Almanya gibi zengin bir ülkede 15 yaşından küçük her 4 çocuk yoksulluk içinde yaşıyor. Milyonlarca emekli ise yıllarca çalıştığı halde şimdi de yaşlılıkta yoksulluk içerisinde.

Kısacası, 82 milyonluk Almanya’da milyonlarca işçi genç, kadın, çocuk ya kıt kanat geçiniyor ya da yoksulluk içerisinde yaşamını sürdürmek zorunda bırakılmış durumda.

Ama, sermaye sınıfı ve onun fertleri kazandıkça kazanıyor… Zaten, bu şekilde yaşamaları ancak işçilerin hak ettikleri maaşları vermemekle, işsizlik ve yoksulluğun  artmasıyla mümkündür!

Bu konuda Der Spiegel dergisi (23.04.2012) tarafından yayınlanan “Yaşlılıkta zenginlik” başlıklı yazıda işçilerin alınterinden kesilen paraların nasıl da büyük tekellerin menajerlerine maaş ve emeklilik parası olarak verildiği konusunda çarpıcı veriler yer alıyor.

Çalışırken işçilerin haklarını gasp etmek için ellerinden geleni artlarına koymayan tekel yöneticileri, kendilerine ise milyonlarca Euro’luk maaş ve emeklilik parası ayırıyorlar.

Derginin haberine göre Alman Borsası’nda yer alan 30 büyük tekelin yöneticisi ve menajerin emekliliği için 637 milyon Euro şimdiden güvenceye alınmış bile.

 

MİLYONLARCA EURO’LUK EMEKLİLİK

İşçilere, memurlara emeklilik hakkını çok gören ve emeklilik yaşının 67’ye çıkarılmasında büyük rolü bulunan tekel menajerlerinin hiç birisinin bu yaşa kadar çalışmadığı gibi aldıkları emeklilik parasıyla, ömürlerinin sonuna kadar lüks içinde yaşamaya, har vurup harman savurmaya devam ediyorlar.

Örneğin, halen en fazla maaş alanlar arasında bulunan, bu Mayıs ayı sonunda görevini bırakacak Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı Josef Ackermann daha 64 yaşında ve emekli olduğunda tam 18 milyon 800 bin Euro alacak.

Yine önümüzdeki 1 Temmuz’da görevinin bırakacak olan RWE tekelinin menajeri Jürgen Großmann da tam 10 milyon Euro emeklilik parası alacak. Tekelin zarar etmesinde büyük rol aldığı için eleştirilerin hedefi haline gelen Großmann, beş yıl boyunca yaptığı menajerlikten sonra alacağı bu kadar yüksek meblağ 30-40 yıl çalışan bir işçi ile kıyaslandığında devasa bir rakam olduğu açıktır.

Ocak 2011’de emekliliğe ayrılan ThyssenKrupp’un uzun süreli menajeri Ekkehard Schulz, görevde olduğu süre içerisinde çelik tekeline önemli karlar sağladı. Bunun karşılığında ise 11 milyon 400 bin Euro’luk emeklilikle ödüllendirildi.

Daimler tekeli Yönetim Kurulu Başkanı Dieter Zetsche emekli olduğunda 29.6 milyon Euro, VM menajeri Martin Winterkorn 19.7 milyon Euro, Siemens menajeri Peter Löscher 12.8 milyon Euro, Eon menajeri Johannes Teyssen 11.7 milyon Euro (ayda 75 bin Euro) emeklilik parası alacaklar.

Bilindiği gibi bu tekel yöneticiler çalıştıkları yıllar içinde de milyonlarca Euro “maaş” alıyorlar. Örmeğin VW menajeri Winterkorn geçen yıl, ikramiyelerle birlikte 18.3 milyon Euro “maaş” almıştı.

 

İŞÇİLERDEN ÇOK AZ ÇALIŞIYORLAR

İşçilere 67 yaşına kadar, hatta daha fazla çalışmayı dayatan tekel yöneticilerinin çoğu daha emeklilik yaşı gelmeden emekli oluyor. Yapılan bir araştırmaya göre DAX’a bağlı tekellerin menajerlerinin çoğu iş sözleşmesine 60 yaşında emekli olmayı şart olarak koymuş. Hatta Deutsche Post DHL’in menajer 55 yaşında emekliliği sözleşmeye koydurmuş. Belirlenen sürede önce emekli olmak isteyen tekel menajerlerinin maaşlarında ise ortalama yüzde 14 kesinti yapılabiliyor.

Benzer bir durum yönetim kurulu üyeleri içinde de gererli. DAX’a bağlı 30 Alman tekelinin yönetim kurulu üyelerinin ezici bölümü emekli olduğunda son maaşının yüzde 40 ila 60’ı arasında maaş alıyor. Maaş almakla da kalmıyorlar, ayrıca kendilerine ömür boyu yaşadıkları bir villa, araba, şoför ve bahçıvan veriliyor.

Emekli olan menajerlerin ölmesi durumunda geride kalan eşleri aldıkları paranın yüzde 60’nı almaya devam edecekler. Yine çocukları da 25 yaşına kadar yılda ortalama 150 bin Euro alıyorlar.

Menajerler söz konusu milyonlarca emeklilik parasını aylık maaş şeklinde ya da toplu alma hakkına sahip. Örneğin Alman Posta İdaresi eski Başkanı Klaus Zumwinkel, bir seferde 20 milyon Euro emeklilik parası almış, bunu vergiden kaçırmak için kurduğu çeşitli vakıflar aracılığıyla yurtdışına çıkarmış, sonra da hakkında vergi kaçırma davası açılmıştı.

 

NEREDEN GELİYOR BU PARA?

Rakamlar, tekel yöneticilerinin hem görevde bulunduğu süre içinde hem de emekli olduktan sonra, yedi sülalesine yetecek kadar parayı cebine indirdiğini yeterinde ortaya koyuyor ve ortada büyük bir adaletsizliğin, haksızlığın olduğu görülüyor. Der Speigel dersinin yapığı bir hesaplamaya göre iyi derecede maaşa sahip olan, 40 yıl emeklilik sigortası primi ödeyen ve 65 yaşında emekli olan bir çalışan en fazla toplam 350 bin Euro emeklilik parası alabiliyor. Bunu ortalama bir işçinin aldığı 1000 Euro’luk emekli maaşı üzerinden hesapladığımızda, yılda 12 bin, 10 yılda 120 bin, 30 yılda 360 bin Euro emekli parası alacağı anlamına geliyor.

Emekli olduktan sonra 30 yıl yaşayan işçi sayısı neredeyse hiç olmadığına göre ortada büyük bir adaletsizliğin, uçurumun olduğu görülecektir.

Bugün metal işçilerine yüzde 6.5 zam vermeye yanaşmayan büyük tekellerin çoğu, iş kendilerine ve yönetim kurullarına geldiğinde oldukça cömert davrandığı biliniyor. Bütün bunlar bir tekelin kar etmesini asıl olarak sağlayan işçilerin yaratılan zenginlikten pay almadığını, payın asıl olarak tekelin yönetici güçleri arasında paylaşıldığını gösteriyor. Elbette, bir tekelin bir menajer ya da yönetim kurulu üyesine bu denli devasa miktarlarda ödemelerde bulunması nedensiz değil. Bunların başında, bu kişilerin tekele daha fazla kar getirecek, işçi haklarını daha fazla gaspedecek uygulama ve girişimlerin altında imzaları olması geliyor. Dolayısıyla burjuvazi, yöneticilerini boşuna en iyi şekilde ödüllendirmiyor. Verilen bu ödülün kaynağı ise, işçi ve emekçilerin azalan ekmeğinden geliyor.

Close