Written by 09:40 POLITIKA

Merz ikinci turda seçilen ilk başbakan oldu

Almanya’da 23 Şubat’ta yapılan erken seçimlerden sonra Hristiyan Demokrat Birlik (CDU), Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında süren koalisyon görüşmelerinin tamamlanması üzerine 6 Mayıs’ta Federal Parlamento’da (Bundestag) seçimlerden birinci çıkan CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’in başbakanlığı için yapılan ilk tur oylamada Anayasa gereğince gerekli salt çoğunluk sağlanamadı. Sabah saatlerinde mecliste yapılan oylamaya katılan 621 milletvekilinden 310’ü Merz’in başbakanlığı için oy verirken 306’sı karşı oy kullandı. Koalisyon hükümeti için anlaşan CDU/CSU ve SPD’nin toplam milletvekili sayısı 328 olduğu halde, Merz salt çoğunluk için gerekli oy olan 316 oyu alamadı. Federal Almanya tarihinde ilk kez bir başbakan ikici turda seçilmiş oldu. Merz’in ilk turda seçilmemesi şok etkisi yarattı. Borsada büyük bir çöküş yaşandı.

Verilen aranın ardından toplanan mecliste oylamanın aynı gün yapılmasına karar verildi. Anayasa gereğince oylamanın aynı gün yapılması için meclisin üçte ikisinin onay vermesi gerekiyordu. Mecliste grubu bulunan CDU/CSU, SPD, Yeşiller ve Sol Parti oylamanın yapılması yönünde oy kullanırken, aşırı sağcı AfD’de çekimser kaldı. Böyle ikinci tur oylamaya geçildi.

630 milletvekilinden olduğu mecliste kullanılan 618’den bu kez 325’ini alan Merz, salt çoğunluk olan 316’i geçerek ikinci turda seçilen ilk başbakan oldu. Oylamada 298 milletvekili “hayır” oyu kullanırken, bir milletvekili de çekimser kaldı.

Alkışlar arasında oylama sonucunu kabul eden Merz, daha sonra Cumhurbaşkanlığı sarayına giderek Cumhurbaşkanı Frank Walter-Steinmeier’den mazbatasını aldı. Aynı saatlerde bakanlar arasında da görev değişimi yapıldı. Merz ilk yurtdışı ziyaretlerini Fransa ve Polonya’ya yapacak.

KOALİSYON PARTİLERİNDEN 18 VEKİL OY VERMEDİ

Merz’in ilk turda salt çoğunluk için gerekli olan oyu almaması üzerine bu sefer koalisyon ortakları saflarında kimlerin oy vermediği üzerinde durulmaya başlandı. Oylama gizli olduğu ve hiçbir milletvekili açıktan Merz’e oy vermeyeceğini söylemediği için isimler belirsiz kalmaya devam edecek. Ancak basında çıkan haberlere göre, CDU/CSU içinde “borç freni”nin kaldırılmasına karşı çıkan vekillerin oy vermemiş olabileceği ileri sürüldü. Seçim kampanyası sırasında SPD’nin borç freninin kaldırılması talebine karşı çıkan Merz, seçimlerden sonra 18 Mart’ta borç freninin kaldırılmasına öncülük etmişti. Böylece askeri harcamalarda üst sınır kaldırılmıştı.

Merz’in partisi içinde çok fazla desteklenmediği de biliniyor. Bir bakıma son seçenek olarak parti başkanı olmuştu. Angela Merkel’in CDU başkanlığını bırakmasından sonra Merz, girdiği parti başkanlığı yarışını iki kez kaybetmiş, ancak üçüncü kez seçilebilmişti. Bu nedenle izlediği politikaları benimsemeyenlerin oy vermemiş olabileceği tahmin ediliyor. Bunların bir kısmının Merkel’e yakın isimler olma olasılığı da var.

Merz, bu yılın ocak ayında AfD ile birlikte göçmen düşmanı bir yasayı meclisten geçirmek istediğinde Merkel buna karşı açıklama yapmış ve yasa meclisten geçmemişti.

Ayrıca koalisyon hükümetinin diğer ortağı SPD cephesinden de Merz’e destek vermeyen vekillerin olabileceği tahmin ediliyor. Bu kesimin daha çok Merz’in sert mülteciler politikasına tepki gösterenler olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca her iki taraftan bakanlık beklentisi olan ancak bakan olamayanların da Merz’e oy vermemiş olabileceği tahmin ediliyor. SPD’nin gençlik örgütü de Merz’e karşı açıklamalarda bulunmuştu.

TOPAL ÖRDEK’ MERZ

6 Mayıs’ta Merz’in yapılan ikinci turda başbakan seçilmesi aynı zamanda başbakanlığa zayıf bir başlangıç yaptığı anlamına geliyor. Her bakımdan saldırgan bir programla önümüzdeki dört yıl boyunca Almanya’yı yönetmeye talip olan Merz’in arkasında hem mecliste hem de parlamentoda güçlü bir destek yok. Bu nedenle de “topal ördek” tanımlamasını hak ediyor. Koalisyon ortakları arasındaki güvensizlik durumunda hükümetin ömrü de kısa olabilir. Mevcut koşullarda bir erken seçimin yapılması durumunda bundan en çok faydalanacak olanın aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi olacağı tahmin ediliyor.

Yeni hükümetin güvensizlikle işbaşı yapmasının bir başka etkisi de, önümüzdeki dönem açısından sermayeye rüştünü ispatlamak için içeride ve dışarıda sert ve güçlü bir hükümet olduğunu göstermek için daha fazla çaba sarf etmesi olacak. (YH)

Close