Written by 13:41 uncategorized

NRW seçimlerinde kim kazandı, kim kaybetti?

13 Mayıs Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti erken seçimleri, önceki yıllarda olduğu gibi bu kez de ülke siyasetini önemli oranda etkiledi. 18 milyonluk eyalette 13.8 milyon seçmen olduğu halde, bunların ancak yüzde 59.6’sı sandık başına gitti. Toplam 7 milyon 794 bin kişinin oy kullandığı seçim sonuçları, önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimler açısından önemli bir mesaj içeriyor. Almanya için bu denli önemli olan NRW seçimlerinin ortaya çıkardığı olguları şu şekilde sıralamak mümkün:

 

1- 2010’da yapılan seçimlerde salt çoğunluğu elde edemeyen SPD-Yeşiller azınlık hükümeti yaptığı erken seçim manevrasıyla istediği sonucu elde etmiş görünüyor. Yeni mecliste salt çoğunluğu elde eden hükümet partileri, bununla kalmamış –özellikle SPD- geçmiş döneme göre oyunu artırmış, pozisyonunu güçlendirmiştir. 2005’teki ağır yenilgiden sonra yükselişe geçen SPD, son seçimlerde aldığı yüzde 39.1 oy ile ülke genelindeki çöküş sürecinden yeniden toparlanma aşamasına girmiş görünüyor. Uzun aradan sonra NRW gibi büyük bir eyalette bu kadar fazla oy alan SPD’nin bu durumunun ülke genelindeki halini yansıttığını söylemek için henüz erken görünüyor.

Japonya’daki nükleer felaketten sonra yükseliş içerisine giren, Baden-Württemberg Eyaleti’nde birinci parti olan Yeşiller ise, şimdi yüzde 10-12 normal oy oranına dönmüş görünüyor. ‚Yeni bir nükleer felaket olmayana kadar‘, bunun değişmesi pek beklenmiyor.

 

2- Seçim sonuçlarının en çok sarstığı partilerden birisi de Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) oldu. SPD’li eyalet başbakanı Hannoloer Kraft’a karşı Federal Çevre Bakanı Norbert Röttgen’i aday gösteren anamuhalefet partisi oy kazanmak bir yana oy kaybetti. İki yıl öncesi ile kıyaslandığında yüzde 4.5 oy kaybeden ve İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana eylaetteki en düşük oyunu (yüzde 26.3) alan CDU, faturayı Röttgen’e çıkardı ve Röttgen ‚apar topar‘ çevre bakanlığı görevinden azledildi. Seçim sonuçları bu açıdan aynı zamanda Başbakan Angela Merkel’in federal düzeyde izlemiş olduğu politikalara bir yanıt niteliğinde.

 

3- CDU’nun potansiyel koalisyon ortağı FDP ise bir süredir içine girdiği düşüş ve gerilemeyi NRW’de durdurmuşa benziyor. FDP, 2010’da aldığı yüzde 6.7 oyu bu kez yüzde 8.6’ya çıkardı. Geçen yıl, Yeşiller’in yükselişinin de etkisiyle girdiği bütün eyalet seçimlerini kaybeden ve pek çoğunda meclis dışında kalan FDP’nin NRW’de de aynı akıbetle karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyordu. Ancak, parti merkezi son bir hamle ile daha önce genel sekreterlik görevinde bulunan Christian Lindner’i birinci sıra adayı göstererek ve sermayenin gözüne girecek vaatlerle toparlanmayı başardı. Böylece, önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerde FDP’nin yüzde 5 barajının altında kalması ihtimali oldukça düşük görünüyor.

 

4-Korsanlar, beklenen yükselişini NRW’de de sürdürdü. Yüzde 7.8 oy alan Korsanlar, 237 sandalyeden oluşan yeni meclise 20 milletvekili gönderdi. Korsanların bu yükselişinin önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlere kadar devam etmesi bekleniyor.

 

5-Seçimlerin en bariz kaybedeni hiç şüphesiz Sol Parti oldu. İki yıl önce yapılan seçimlerde yüzde 5.6 oy alan Sol Parti, bu kez yüzde 2.5 oy alarak meclis dışında kaldı. Bir süredir ülke genelinde düşüş içinde olan Sol Parti’nin karşı karşıya olduğu durum, parti içindeki başkanlık yarışını yeniden alevlendirdi. Sonuçların, 2-3 Haziran’da Göttingen’de yapılacak parti kongresinde de yoğun tartışmalara yol açması bekleniyor.

Böylece, “küçük genel seçim” niteliğindeki NRW seçimleri her parti için geleceğe dair ciddi sonuçlar ortaya çırmış oldu. (YH)

 

Sol Parti en çok SPD ve Korsanlar’a oy kaptırdı

 

Seçimlerden sonra yapılan analizlerde, iki yıl önce yapılan seçimlerle kıyaslandığında Sol Parti’ni en çok SPD ve Korsanlar’a oy kaptırdığı görülüyor. 2010’daki seçimlerde toplam 435 bin 627 oy alan Sol Parti, bu seçimlerde ancak 194 bin 539 oy alabildi. Kaybedilen 241 bin 88 oyun 90 bini SPD’ye, 80 bini de Korsanlar Partisi’ne gitti. Analizlerde dikkat çeken bir diğer nokta da Sol Parti’nin 30 bin oyunun Yeşiller’e, 10 bin oyunun FDP’ye gitmesi oldu.

3 milyon 50 bin oy ile seçimlerden birinci parti olarak çıkan SPD ise en çok oyu en yakın takipçisi olan CDU’dan (190 bin) aldı. Daha önce sandık başına gitmeyen 120 bin seçmenin oyunu alan SPD ayrıca koalisyon ortağı Yeşiller’den 70 bin, FDP’den 20 bin, Sol Parti’den 90 bin oy aldı.

Daha önce mecliste temsil edilmeyen Korsanlar Partisi, en çok oyu SPD’den (90 bin) alırken, onu 80 binle Yeşiller ve Sol Parti takip etti. Sandık başına ilk kez giden 70 bin kişinin oyunu alan Korsanlar ayrıca CDU’dan 60, FDP’den de 40 bin oy aldı. Korsanlar’ın NRW’de diğer eyaletlere göre FDP’den daha az oy aldığı görülüyor.

Bu sonuçlar, Korsanlar’ın yükselişinin asıl olarak Sol Parti’yi etkilediğini bir kez daha gösteriyor.

 

4 Türkiye kökenli milletvekili seçildi

 

Alman vatandaşı olan 350 bin kadar Türkiye kökenlinin de seçimlere katılma hakkının olduğu seçimlerde dört Türkiye kökenli siyasetçi de meclise girmeyi başardı. Daha önce eyalet parlamentosuna seçilen Arif Ünal (Yeşiller), Serdar Yüksel (SPD) ve İbrahim Yetim (SPD) yeniden meclise girmeyi başardılar. CDU tarafından eyalet listesinin 14. sırasında aday gösterilen Serap Güler de meclise girmeyi başardı.

Daha önce eyalet meclisine seçilen Türkiye kökenli politikacılar Özlem Alev Demirel, Hamide Akbayır ve Ali Atalan ise Sol Parti barajı aşamadığı için bu kez seçilemediler.

Türkiye kökenli muhafazakar kesimler tarafından Adalet ve Yenilik Partisi (BIG) ise seçimlerde 10 bin 715 oy aldı. BIG geçen seçimlerde 13 bin 863 oy almıştı. (YH)

 

Merkel, çevre bakanını kovdu

Kuzey Ren Vestfalya seçimlerinden ağır bir yenilgiyle çıkan Başbakan Angela Merkel, bunun faturasını eyalette partisi adına başbakan adayı gösterilen Federal Çevre Bakanı Norbert Röttgen’e çıkardı. Seçim kampanyası sırasında seçimleri kaybetmesi durumunda eyalette kalmayarak bakanlığı sürdüreceği mesajını veren Röttgen, seçimlerden hemen sonra CDU Kuzey Ren Vestfalya başkanlığından istifa ettiğini açıkladı.

CDU’nun kardeş partisi CSU’nun Genel Başkanı Horst Seehofer’in seçim sonuçları nedeniyle Röttgen’i açık bir şekilde kameralar karşısında eleştirmesinden sonra, Merkel çareyi Röttgen’i azletmekte buldu. Alman basınında yer alan haberlere göre, Merkel’in Röttgen’e gönüllü olarak istifa etmesi için bir kaç kez teklifte bulunduğu, ancak bunu kabul etmediği, en sonunda da azil yolunu tercih etti. Merkel, azle gerekçe olarak enerji politikasında yapılan yanlışlıkları gösterdi.

Gelecekte CDU’da başbakan adaylarından biri olarak gösterilen Röttgen, aynı zamanda Alman işveren çevreleriyle yakın ilişki içinde.

Merkel, Röttgen’in yerine CDU/CSU meclis grubu yöneticilerinden Peter Altmeier’i çevre bakanlığına atadı.

 

Close