Written by 12:48 NSU DAVASI, POLITIKA

NSU Davası’nda sona doğru

2000-2007 yılları arasında Almanya’da 8’i Türkiye’den olmak üzere 9 göçmeni ve bir Alman polisini öldüren, Köln’de iki yere bombalı saldırı düzenleyen Neonazi terör örgütü NSU davasında sona yaklaşılıyor. Delillerin toplanması sürecinin tamamlanmasından sonra Federal Başsavcılık hazırladığı mütalaayı bugün okuması bekleniyor. 22 saat sürmesi planlanan mütalaada, başsanık Beate Zschaepe hakkında ömür boyu hapis talep edileceği tahmin ediliyor.

YÜCEL ÖZDEMİR

Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türkiye’den biri de Yunanistan’dan olmak üzere toplam 9 göçmen esnafın, Alman polisi Micheale Kieserwetter’in öldürülmesi, Köln’de iki bombalı saldırının yapılması, emniyet ve istihbarat örgütleri tarafından uzun bir süre birbirinden bağımsız olaylar olarak görüldü ve kimini, neden cinayetleri işlediği sır olarak kaldı. Özellikle Türkiye kökenli esnafın öldürülmesinin izleri uyuşturucu kaçakçılığı, mafya, kara para gibi kriminal bağlantılarla açıklanmaya çalışıldı. Bu nedenle kurban aileleri zanlı haline getirildi.

Göçmenlerin Neonaziler tarafından öldürülmüş olabileceği ise uzun süre hiç hesaba katılmadı. Ta ki, 4 Kasım 2011’e kadar.

4 Kasım 2011’de Eisenach’ta bir karavanın içinde, 1998’den itibaren ırkçı eylemleri nedeniyle aranmaya başlanan Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın ölü bulunmasından bir kaç saat sonra bu kez Zwickau kentinde kaldıkları evin, birlikte hareket ettikleri Beate Zschaepe tarafından ateşe verildiği ortaya çıktı. Karavanda ve evde bulunan silahlar, fotoğraflar, sonradan basına gönderilen 15 dakikalık filmde cinayetlerin Böhnhardt, Mundlos ve Zschaepe’nin içinde yer aldığı hücre tarafından işlendiği ortaya çıktı.

Ama aynı zamanda cinayetleri işleyenlerin istihbarat örgütleriyle bağlantılı olduğu, istihbarat tarafından kurulan ırkçı örgütlerde büyüdükleri de…

İDDİANAMEDE İSTİHBARATIN SORUMLULUĞU GİZLENDİ

Bütün bu tartışmalar eşliğinde 6 Mayıs 2013’te Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin A 101 salonunda Yargıç Manfred Götz başkanlığında başlayan ve basın tarafından “yüzyılın davası” olarak nitelendirilen NSU Davası’nın üzerinden yaklaşık 4 yıl geçti. Bu dört yıl içinde görülen 373 duruşmada 765 tanık ve 51 bilirkişi dinlendi. Kurban yakınları kendilerini mağdur eden güvenlik birimlerine isyanlarını mahkeme karşısında ifade ettiler.

Cinayetleri işleyen katillerle bağlantılı olan istihbarat elemanları ya da ajanlar çoğunlukla yöneltilen sorulara gerçek olmayan yanıtlar verdiler. Son cinayet olan 6 Nisan 2016’da Kassel’de bir internet kafesinde 21 yaşındaki Halit Yozgat’ın öldürülmesi sırasında olay yerinde olduğu tespit edilen Andreas Temme’nin neden internet kafede olduğu halen açığa çıkmış değil.

İDDİANAME: CİNAYETLERİ SADECE ÜÇ KİŞİ İŞLEDİ

Cinayetleri işleyenlerle bağlantılı olduğu belirtilen 150 kişilik bir listenin olduğu belirtilmesine rağmen Federal Savcılık tarafından hazırlanan 460 sayfalık iddianamede sürekli cinayetlerin üç kişi tarafından işlendiğinden hareket ediliyor. Beate Zschaepe ile birlikte yargılanan Ralf Wohlleben’in cinayetlerde kullanılan Çeska tabancasını temin ettiği belirtiliyor. Diğer yanıklar da silah taşıma, araba kiralama, ev tutuma gibi konularda üçlüye yardımcı olmuş.

Federal Başsavcı Herbert Diemer tarafından bugün okunması planlanan ancak sanık avukatlarının sürekli itiraz ederek, ara isteyerek geciktirmeye çalıştığı mütalaanın 22 saat sürmesi bekleniyor. Mütalaanın iddianame çerçevesinde olacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle cinayetleri işleyen üçlünün dışında kimlerin sorumlu olduğu üzerinde durulmayacak. Başsavcı Diemer, dava başladığı dönemde de sadece mahkeme karşısında çıkarılan sanıklarla ilgilendiklerini, diğer bağlantıların ise siyasilerin sorumluluğu içinde olduğunu ifade ederek, aslında davanın nasıl sonuçlanacağının da mesajını vermişti.

Şimdiden davanın Zschaepe’ye ömür boyu, diğer sanıklara da çeşitli cezaların verilmesiyle davanın biteceği ifade ediliyor. Cinayeti işleyenlerle bağlantılı olan istihbarat elemanlarına ise dokunulmayacak gibi görünüyor.

Dava sırasında cinayetleri işleyenlerle istihbarat örgütleri arasındaki bağlantıya dair pek çok sonuçsuz kalmış, yeni bilgilerin ortaya çıkmasına imkan verilmemişti.

Beate Zschaepe ve avukatlarının karar sürecini geciktirmek için izledikleri strateji bugün de devam etti. Önce başsavcılığın mütalaa okumasına itiraz edildi. Sonra bu itirazları Mahkeme Başkanı Götz tarafından reddedildi. Ardından bu kez diğer sanık Wohlleben’in avukatları itiraz etti ve ara verilmesini talep ettiler. Öylece saat 11.00’de okunması planlanan mütalaa öğleden sonraya kaldı.

Başta kurban yakınları olmak üzere Alman kamuoyunun büyük umutlar bağladığı dava sona doğru yaklaşırken, beklentiler de alabildiğince düşmüş görünüyor.


NSU Kurbanları

9 Eylül 2000: Enver Şimşek (Nürnberg)

13 Haziran 2001: Abdürahim Özüdoğru (Nürnberg)

27 Haziran 2001: Süleyman Taşköprü (Hamburg)

29 Ağustos 2001: Habil Kılıç (Münih)

25 Şubat 2004: Mehmet Turgut (Rostock)

9 Haziran 2005: İsmail Yaşar (Nürnberg)

15 Haziran 2005: Theodoros Boulgarides (Münih)

4 Nisan 2006: Mehmet Kubaşık (Dortmund)

6 Nisan 2006: Halit Yozgat (Kassel)

27 Nisan 2007: Michaele Kieserwetter (Heilbornn)

Close