Written by 15:56 HABERLER

On iki saat öldürür!

Silvia Habekost*

2010-2015 yılları arasında Essen Üniversite Kliniği yönetim kurulu başkanı olan tıbbi yönetim ve sağlık bilimleri profesörü Eckhard Nagel bir röportajında, Wuhan’da iş vardiyalarının uzunluğu ile hastaların hayatta kalma ve hastane personelinin enfeksiyon olasılığı arasında açık bir ilişki keşfedildiğini belirtti.

Nagel, “İlk telaşlı aşamada Wuhan’daki doktorlar ve sağlık personeli genellikle 12 ila 14 saat çalıştı. O zamanlar virüs birçok sağlık personeline bulaştı. Bu gelişmeyi İtalya ve İspanya’da da görüyoruz. Çin’de çok daha fazla personel yardıma geldiğinde ve vardiyalar altı saate indirildiğinde enfeksiyon ve ölüm oranları düştü. Madalyonun diğer tarafı: Daha kısa vardiyalar, koruyucu ekipmanlara çok daha fazla ihtiyaç olduğu anlamına geliyor.” dedi. Vardığı sonuç açık: Almanya ve Avrupa için çıkarılacak ders altı saatlik vardiyanın hayat kurtardığı.

Peki SPD’nin elindeki Çalışma Bakanlığı’nın tam tersine Nisan ayında vardiyaların 12 saate çıkarılması ve dinlenme sürelerinin 9 saate indirilmesine karar vermesinin nedeni ne olabilir? Ciddi şekilde koruyucu ekipman eksikliği mi?

Düzenlemenin arka planı buysa, öfke uyandırıyor. Şimdiye kadar, politik çevrelerden hastanelerdeki durumu uzun vadede iyileştirebilecek herhangi bir sinyal gelmedi. Yıllardır kriz modunda olduğumuz da unutulmuş olmalı.

Yeterince personel olmaması -özellikle de kalifiye personel- yeni bir şey değil. Bunun nedenleri de bilinmekte: Piyasaya yönelim, başarısız finansman ve sağlık politikaları. Yıllardır vasıflı eleman sıkıntısının nedeni olarak çalışma koşullarını mahkum ediyor ve Almanya’nın çeşitli bölgelerinde çalışanların rahatlatılması amacıyla düzenli grevler yapıyoruz. Ancak sesimizi şimdye kadar duyan olmadı.

Ve şimdi de durum aynı.: Koruyucu ekipman eksikliği, çalışma saatlerini uzatmak için bir argüman haline getiriliyor. Böyle bir şey olabilir mi! Hastanelerin virüsü yayma konusunda büyük rol oynadığı Çin ve İtalya’daki ölümcül hataları tekrarlamak mı istiyoruz?

Artık hasta bakımını garanti eden, personeli koruyan ve rahatlatan çalışma zamanı modelleri arama zamanı. Sahip olduğunuz en değerli kaynak biz sağlık emekçileriyiz. Bu kaynak, baskılanmış ve programlanmış aşırı yükle işlemez durumda. Bazı sağlık çalışanlarının mesleği terk etmesi veya kiralanmaya „kaçması“ boşa değil. Bu kaçışın ana nedenleri çalışma saatleri, artan iş yükü ve güvenilemez çalışma planları.

Neden stresli alanlarda altı saatlik vardiya modelleri oluşturulmaya çalışılmıyor? Böyle bir gelişme mesleğe geri dönmeyi de cazip hale getirecektir.

Bir diğer önemli husus, gönüllülük temelinde çalışma ve işi gerçekten bilenlerin değerlendirme ve kararlara dahil edilmesi. Jena Üniversite Hastanesi’ndeki meslektaşlarımızın ardından Berlin Charite ve Vivantes’ten aktif sendika üyeleri politik çevrelere taleplerimizin ifade edildiği bir açık mektup kaleme aldı.

Taleplerimizin ilk sırasında çalışanların korunması, yani yeterli koruyucu giysi temin edilmesi ve risk gruplarındaki çalışanların Covid 19 hastalarıyla doğrudan temas gerektiren işlerde çalıştırılmaması yer alıyor.

Şu anda ülke çapında yaygınlaştırılmış olan bu açık mektuplar, bizim hangi önlemlerin doğru olduğunu düşündüğümüzü ortaya koyuyor. Çalışma saatlerinin uzatılması tabi ki bunların arasında yer almıyor.

Genellikle hasta bakıcıların sesinin olmadığı söylenir. Ancak: Çok sayıda sesimiz, örneğin sendikamız ver.di var. Sesimizi yükselttik: Yeter artık sesimizi duyun!

*Silvia Habekost ver.di sendikasında aktif olan Berlinli bir hastabakıcı

(Çeviren: Semra Çelik)

Close