Margherita BETTONI
Frederik RICHTER
Hans Martin TILLACK
Correktiv
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Alman politikacılarını Nazi olarak niteliyor, Alman gazeteci ve insan hakları savunucularını hiç bir kanıt olmaksızın hapse atıyor ama Alman silah tekellerinin sözcülerini seviyor. Onlarla çok iyi anlaşıyor, dost muamelesi yapıyor.
Erdoğan, kasım 2015’te, birkaç hafta önce Şansölye Merkel’i de ağırladığı, görkemli Yıldız Sarayı’nda ‘çok değerli’ konuklarıyla buluştu. Alman silah tekeli Rheinmetall’in üç temsilcisi, Türkiye ve Malezya’dan ortaklarıyla bir görüşme için oradaydılar. Erdoğan tarafından Yıldız Sarayı’nda bir akşam yemeğine davet edildiler. Orada kamuoyundan gizli olarak hem politik hem askeri açıdan tehlikeli tank ticareti üzerine konuşuldu.
Şimdiye kadar böyle bir buluşmanın gerçekleştiği sadece tahmin ediliyordu, ama şimdi Yıldız Sarayı’nda çekilen fotoğraflar da ortada dolaşıyor. Erdoğan, konukları tarafından kuşatılmış şekilde oturuyor. Sağında Rheinmetall Şef Menejeri Andreas Schwer var. Schwer’in, çok mutlu olduğu dikkat çekiyor.
GİZLİ BELGELER ELE GEÇİRİLDİ
Bir buçuk sene öncesine kadar bu fotoğraf da buluşma da ‘çok gizli’ydi. Mart ayında Correktiv ve Özgürüz redaksiyonunun araştırması sonucu buluşmanın ayrıntıları Stern dergisinde yayımlandı: Rheinmetall Türkiye ve Malezya’dan ortaklarıyla bir firma kurmuş ve Türkiye’de, Erdoğan’ın ordusu için tank yapımı işini halledivermişti.
Correktiv, Özgürüz ve Stern’in elindeki fotoğraf ve belgeler, askeri- politik ticaretin karanlık odalarına bir göz atmayı, Rheinmetall’in yasalardaki boşluklardan yararlanarak milyarlık bir ticareti nasıl hallediverdiğini görmemizi mümkün kıldı.
Belgeler, Rheinmetall’in 2015 yılı sonunda planlarıyla ilgili olarak nasıl bizzat Erdoğan’ın onayını aldığını, Malezya ve Türkiye’den Erdoğan’a ve ailesine yakınlığıyla tanınan kişilerle nasıl ilişki kurulduğunu gösteriyor. Araştırmaların gösterdiği başka bir şey ise Alman hükümetinin bu ticaretten haberdar edilmiş olduğu.
Erdoğan ülkesini diktatörlüğe doğru götürmesine rağmen Rheinmetall ortak çalışmadan vazgeçmedi. Alman hükümetinin politik baskılar sonucu böylesi bir ortaklığa göz yumamayacağını öngören tekel sözcüleri özel bir dalavere düşündüler: İhracat sınırlamalarına takılmamak için tanklar neden Türkiye’de üretilmesin ki?
Ele geçirilen belgeler Rheinmetall’in her şeyi özenle hazırladığını gözler önüne seriyor. Saraydaki buluşmadan kısa süre sonra hazırlanan ve Andreas Schwer’in de sarayda bulunduğunu tasdik eden 16 sayfalık presentasyonda tekelin Erdoğan’ın ordusunu nasıl silahlandıracağı anlatılıyor. Alman ihracat yaptırımlarından mağdur olmamak için yıllardır izlenen, dış ülkelerde üretim politikasının burada da geçerli olduğuna, bu ortak çalışma ile çok değerli görülen iki ülkede, Türkiye ve Katar’da, en iyi savaş materyallerinin üretileceğine dikkat çekiliyor.
Rheinmetall ve Türkiye’deki ortaklarının bu çok önemli projesi aynı zamanda korkunç para da kazandırıyor. Yapılacak 1000 tankın karşılığında kazanılacak para 7 milyar avro.
ALTAY TİPİ TANKLAR
Söz konusu olan, şehirlerdeki sokak savaşlarında kullanılacak Altay tipinde tank üretimi. Bu tanklar daha önceleri Alman tekniği sayesinde bir Türk firması tarafından üretilmişti. 2015’ten sonra ise üretimin Rheinmetall’in ortağı Türk BMC firması tarafından üstlenileceğine kesin gözüyle bakıldı. 2015 aralık ayında hazırlanan presentasyonda BMC’nin yeterli teknik bilgi ve beceriden yoksun olduğu ama bu konuda Rheinmetall’in elinden geleni yapacağı belirtildi.
Malezya ve Türkiye’deki ortakları ilgilendiren mesele teknik bilgi veya deneyim değildi, Erdoğan’la sıkı ilişkiyi sağlamaları isteniyordu onlardan. Bu da Yıldız Sarayı’ndaki görüşmeyle garanti altına alındı.
MALEZYA ETİKA FİRMASI VE TÜRGEV İLİŞKİSİ
Erdoğan’la ilişkinin kilit adamı Malezyalı Syed Mokhtar Albukhary idi. Albukhary, 2016’dan bu yana firması Etika Strategie ile Türkiye’de tank yapımının bir ortağı oldu. Rheinmetall o meşhur presentasyonunda Malezyalı’nın ana görevinin Erdoğan’la iyi ilişkisi sayesinde tank üretiminde onayının alınmasını sağlamak olduğunu vurguladı.
Syed Mokhtar Albukhary, Rheinmetall’in kilit adamlarındandı ama Malezyalı milyarderin firması Etika’nın rolü daha sonraları‚ dünyanın değişik bölgelerindeki güvenilir ortak’ olarak önemsizleştirildi.
Erdoğan ile Malezya arasındaki iyi ilişkilerin arka planı üzerine yıllardan beri spekülasyonlar yapılsa da milyarder Syed Mokhtar Albukhary’nin Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetimindeki Türgev Vakfını mali olarak desteklediği bilinen bir gerçek.
2017 Mayıs ayında Bilal Erdoğan, Syed Mokhtar’ın özel davetiyle Malezya’ya bir ziyarette bulundu. Geziye katılan Hürriyet gazetesi muhabirinin sözleriyle bu çok verimli bir ziyaret oldu. Syed Mokhtar Albukhary, 200 milyon dolara mal olan özel üniversitesinin yönetimini Türklere devretti. Mokhtar’ın annesinin oğluna, ‘Evladım güvenilir ellerde olması için okulunun anahtarını Erdoğan’a teslim et.’ dediği rivayet(!) olunur.
Rheinmetall, Erdoğan ve ailesine yapılan gösterişli yardımların tank ticaretiyle hiçbir ilişkisi olmadığını, Bilal Erdoğan veya başka bir kişiye herhangi bir karşı hizmet (Siz rüşvet anlayın) sözü verilmediğini iddia etti..
Ancak Rheinmetall- Malezya ilişkisinin şüpheli olduğu açık. Uzmanların dilinde bunun adı iyi ilişkiler için çaba harcanması. Kölnlü rüşvet uzmanı Elisa Doven, Bilal Erdoğan’a yapılan yardımın cezalandırılamayacağını ancak uluslararası ticarette değişik ülkelere ait şirketlerin el ele çalışarak kanıtlanması zor rüşvet suçları işleme yöneliminin artmakta olduğunu belirtiyor. Alman tekelleri, ellerini kirletmemek için yabancı şirketler aracılığıyla rüşvet veriyorlar.
ETHEM SANCAK’IN ROLÜ
Tank ticaretindeki ikinci kilit adam Rheinmetall’in partneri BMC Türk’ün sahibi Ethem Sancak. Presentasyonda Sancak’ın Erdoğan’la iyi ilişki içinde olduğu özellikle vurgulanıyor. Ethem Sancak, 2017 Mayıs ayında Erdoğan’ın partisi AKP’nin yönetim kuruluna girmeyi de başardı. Sancak, Erdoğan’ı destekleyen çok sayıdaki bulvar gazetesinin kontrolünü elinde tutuyor. Ona ait gazetelerden biri Merkel’i Nazi üniformasında gösteren bir fotoğraf yayınlayarak Bayan Hitler olarak niteledi. Gazeteci Deniz Yücel ve insan hakları savunucusu Peter Steudtner de onlar tarafından ajan ilan edildiler.
Rheinmetall, bu garip ortağıyla ilgili soruları cevaplamaktan kaçınıyor. Sancak’ın 2015 kasım’ında Yıldız Sarayı’nda yapılan buluşmada yer aldığı ise fotoğraflarla kanıtlanmış durumda. Ayrıca presentasyonda Erdoğan’ın kafasından çıkarılan iki oktan biri Malezyalı Mokhtar’ın, diğeri ise Sancak’ın firmasını göstermekte. Presentasyona ek olan yazıda da Erdoğan’la ilişkilerin partner şirketler aracılığıyla sürdürüldüğü açıklanıyor. Rheinmetall’in daha 2015 yılı sonunda ticarette iyi ilişkilerin çok önemli olduğunu kavradığı ve Viyana’da yapılan yatırımcılar toplantısında Tekel Şefi Armin Papperger’in ağzından tank üretimi için Türkiyeli ortaklarla anlaşıldığını duyurduğu da bilinen gerçek.
ALMAN HÜKÜMETİNDEN ÇIT YOK
Aylar sonra Rheinmetall, tank yapımı ile ortak projenin varlığını kabul etmek zorunda kaldı.. Correktiv, Özgürüz ve Stern’in olayın ayrıntılarını yayımlaması sonrası protestolar başladı. Campact, projeye karşı 280 bin imza topladı, Yeşiller Milletvekili Omid Nouripour, bunun bir çılgınlık olduğunu söyledi. Başbakan Merkel ve bakanları ise bir şey olmamış gibi davranmaya devam ettiler. Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, silahlanma projesinin hükümetin yorum yapmasını gerektirmeyen bir tekel kararı olduğunu açıklamakla yetindi.
Rheinmetall’e göre atılan her adım konusunda Alman hükümetine bilgi verilmişti. Bir Türk branş dergisinin bu konudaki sorusunu cevaplandıran Menajer Schwer, Alman hükümetinin bilgisi dışında hareket etmeme prensipleri olduğunu, yetkililere her konuda bilgi verdiklerini söyledi.
Gerçekten de tekel ile hükümet arasında ilişkiler sürmekte. Rheinmetall Şefi Papperger, Dönemin Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel ile düzenli görüşmeler yapmıştı. Silah ihracatı bu buluşmaların ana konusuydu. Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen’in soru önergesine hükümet tarafından verilen cevap da bunu doğrulamakta. Buna rağmen Ekonomi Bakanlığı tank fabrikasından basın aracılığıyla haberdar olmaktan duyduğu üzüntüyü belirtti. Federal hükümet temsilcileriyle yapılan görüşmelerde bu konunun ele alınmadığı, en azından tutanak ve notlarda böyle bir şeyin yer almadığı kaydedildi. Bakanlığın notlarının belirleyici olmadığı, çünkü bu tür görüşmelerde tutanak tutulmadığı bilindiğinden; “Öyleyse Sigmar Gabriel’e sözlü bilgi mi verildi?” sorusu yöneltildi. Ekonomi Bakanlığı bürosu, verilen cevabın yeterli olduğunu belirterek tartışmayı kesti.
Planın ortaya çıkması sonrası da hükümet sessizliğini bozmadı. Başbakan şimdiye kadar herhangi bir açıklama yapmadı, bakanlardan hiçbiri planı eleştirmedi ve ekonomi bakanlığı da Rheinmetall’in suistimal ettiği yasal boşluğu dolduracak bir girişimde bulunmadı.
ALMAN YARDIMIYLA HÜKÜMDARLIK
Almanya’da silah tekelleri silah satışı veya satış planıyla ilgili hükümetten izin almak zorundalar ancak ülke dışında yaptıracakları üretim için teknik açıdan yardım gerekiyorsa bunu hükümete haber vermek zorunlulukları yok.. Bakanlık, basit teknik yardımların izin gerektirmediği düşüncesinde ve Rheinmetall gibi silah tekellerinin bu önemsiz teknik yardımlarıyla herhangi bir ülkede silah fabrikası açılması ise imkansız.
Tekel, şimdilerde Türkiye ile ilgili planlarını önemsizmiş gibi gösterme yolunu deniyor. Mart ayında Türkiye’de tank üretileceğini bildiren Rheinmetall yönetimi, şimdilerde geçen zaman içinde birçok şeyin değiştiğini, ortak işletmenin artık aktif olmadığını bildirdi. Halbuki bir sözcü, Ankara’da bir büronun açıldığı, internet sayfasının aktif olduğunu belirtmişti.
Kısa süre önce de Türk Savunma Bakanlığı Rheinmetall partneri BMC Türk’den Altay tanklarının üretimiyle ilgili teklifini iletmesini istedi. Her ne kadar iki firma daha davet edildiyse de BMC’nin üretimi üstleneceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Böylece Almanya’nın yardımıyla üretilen tankların Türkiye sokaklarında dolaşması ve Erdoğan’ın egemenliğini güvence altına almasına az zaman kaldığını öğreniyoruz.
Çeviren: Semra Çelik