Written by 11:15 KÜLTÜR

‘Sadece Diktatör’oyunu ilgi ve beğeni topladı

Onur Orhan tarafından yazılan ve Caner Erdem tarafından yönetilen „Sadece Diktatör” tek kişilik oyunuyla Barış Atay Ulm, Karlsruhe ve Geislingen’de tiyatroseverlerin karşısına çıktı.

GEISLINGEN

DIDF’e bağlı Geislingen Spor ve Kültür derneği davetlisi olarak 21 Şubat Pazar günü Event Park salonunda „Sadece Diktatör” oyununu sergileyen Atay izleyicilerden büyük beğeni topladı.

Yaklaşı 250 kişinin katıldığı etkinlikte, oyun öncesi dernek adına kısa bir konuşma yapan Zeki Yalçınkaya, ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı eşitliği, kardeşliği ve barışı savunan gençlik derneğinin, sanatı ile ezilenlerin safında yer tutan oyuncu Barış Atay’ı ağırlamaktan mutlu olduklarını söyledi.

Atay’ın sergilediği tek kişilik oyun izleyiciler tarafından soluksuz izlenirken, sanatçı oyunun bitiminde dakikalarca alkış aldı. Otunun ardından ayrıca Atay’la oyun ve Türkiye’deki durum konusunda bir saatlik bir söyleşi yapıldı.

KARLSRUHE

Barış Atay’ın “Sadece Diktatör” oyunu Karlsruhe’de de yoğun ilgi gördü. DİDF üyesi Gençlik ve Kültür Derneği’nin  organize ettiği tiyatro akşamında Almanya ve Türkiye’deki güncel politik gelişmelerin konu edildiği konuşmalar da yapıldı. Dernek yönetim kurulu adına konuşan Hasan Bektaş ve 13 Mart’taki eylaet seçimlerinde Sol Parti’den milletvekili adayı olan Sabine Skubsch, yaptıkları konuşmalarda ırkçılık ve milliyetçiliğe karşı mücadele çağrısında bulundular.

 

„Sadece Diktatör”

Oyun, tıpkı 14. Louis gibi “Devlet benim!” diye haykıran bir diktatörün çalışma odasında geçiyor. Çalışma odası, onun aynı zamanda sahnesi, rolüne hazırlanıyor; kendi kendine konuşarak, pencereden kızgınlıkla halka bakarak ve sanki odasına doluşmuş insanlara seslenerek…

Görüyoruz ki, sadece halklar değil, diktatörler de direniyor. Elbette diktatörce bir direnme bu, yani küstahça. Ancak bu küstahlık bir yanıyla da zekice bir meydan okuma içeriyor: “Ben sizin aynanızım, bazılarınızın hayalleri, birçoğunuzun korkuları yarattı beni,” diye gürlüyor diktatör. Üzerimize üzerimize geliyor ve diyor ki; “Cesurca koydum kendimi ortaya. Hayatımı koydum ve hayatını aldım. Ellerimin arasına aldım hayatını. Cesaretle!” Masasının üstündeki saat geriye sayıyor: Tik tak, tik tak…Sadece “Acaba kim kazanacak,” diye sormaktan geçiyor, “Söylediklerinde doğru yerler yok mu?” diye sorgularken buluyoruz kendimizi oyun sürüp giderken. Sahi kim kazanacak? Diktatör mü, halk mı?

Close