Yeni yılda borçlanma hızla devam ediyor. Vergi Mükellefleri Birliği (BdSt) tarafından yapılan açıklamaya göre, Almanya’nın devlet borcu da yeni yılda önemli ölçüde artacak. BdSt’nin hesaplarına göre borçlar yıllık 216 milyar euro veya saniyede 6 bin 855 euro.
Verilerin federal ve eyalet bütçe kanunlarından ve bütçe taslaklarından, mali planlardan ve BdSt’in tahminleri sonucu elde edildiğini bildiren BdSt Başkanı Reiner Holznagel, “Korona daha uzun bir süre boyunca vatandaşları, ekonomiyi ve kamu bütçelerini kontrol altında tutacak” dedi. Holznagel’e göre “Almanya’nın borç dağları büyümeye ve yeni rekorlar kırmaya sürdürecek.”
Geride bıraktığımız yılda federal ve eyalet hükümetlerinin kurtarma paketleri kararları doğrultusunda aldıkları borçlara da değinen Holznagel, “2020’de borçlanma saniyede 10 bin 424 € düzeyine fırlamıştı” dedi. 2020 yılında alınması planlanan borçların bir bölümünün bu yılın ortalarından itibaren gerçekleştirileceğine dikkat çeken Holznagel, “Tüm bunlar gerçekleştiğinde Almanya tarihinin en yüksek borç düzeyine de ulaşılmış olacak” dedi.
“DEVLET KAYNAKLARI SINIRSIZ DEĞİL”
“Her ne kadar siyasetçiler aksini telkin etseler de devlet kaynakları sınırsız, tükenmez değildir” diye konuşan Holznagel, prensip olarak kredi alırken gerekçe gösterilen birçok kalemin somut olarak korona salgını ile alakası olmadığına da dikkat çekti. Holznagel açıklamasında korona salgınıyla alakası olmayan kalemlerin hangileri olduğu konusunda ise bilgi vermedi.
Önümüzdeki yıllarda devletin borçları ödemede de zorlanacağını söyleyen Holznagel, “2020’de alınan borçların ödenmesine 2023 yılında, 2021 yılında alınacak borçların ödenmesine ise 2026 yılında başlanacak. Bu ödemeler önceki borçların ödenmesine ek olarak gerçekleşecek ve devlet bütçesini zorlayacak” dedi.
Devletin ekonomik olarak zorlanmaması için “borç freni” ilkesinin yeniden uygulamaya alınmasını talep eden Holznagel, genel olarak bütçe düzenlenmesinin ve devlet harcamalarının gözden geçirilmesini ve yeniden düzenlenmesini talep etti.
BdSt başkanının açıklaması ve ileri sürdüğü talepler, 1,5 trilyon euro dolayında olan kurtarma paketinin faturasının geniş emekçi kitlelerine yıkılması anlamına geliyor. (YH)
