Almanya’da işbaşında olan “Trafik Lambası Koalisyon” hükümeti geçen yıl rekor düzeyde silah satışına onay verdi. Sadece Ukrayna’ya 2,24 milyar euroluk satış onayı verildi.
Federal Ekonomi Bakanlığının, Sol Parti Milletveki Sevim Dağdelen’in soru önergesine adeta zorla verdiği yanıta göre, 2022 yılında SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümeti toplam 8,4 milyar euroluk silah satış onayı verdi. Özellikle Yeşiller Partisi, muhalefette olduğu dönemde silah satış izinin sert kurallara bağlanmasını talep etmişti. 2021’de de toplam 9,4 milyar euroluk silah satış izni verilmişti. 2020’de ise büyük koalisyon hükümeti 5,8 milyar euroluk silah satış izni vermişti.
2022’de verilen satış izninin 2,2 milyarı Ukrayna için verildi. Bu durumda diğer ülkeler için de toplam 6,2 milyar euroluk onay verildi.
Almanya’dan en fazla silah satın alan ülkelerin başında ise Hollanda, ABD ve İngiltere geliyor. Bakanlık tarafından verilen bilgiye göre, 5,1 milyar euroluk silah satış onayı NATO ve NATO ile aynı eksende bulunan ülkeler için verildi. Geri kalanı ise özellikle insan haklarının ihlal edildiği Körfez ülkeleri için verildi. Açıklanan rakamlara göre bu ülkelerin başında ise Katar (50 milyon euro), Umman (49 milyon), Mısır (29 milyon), Suudi-Arabistan (17 milyon) ve Birleşik Arap Emirlikleri (9 milyon) geliyor.
Hükümet, göreve başlamadan önce silah ihracatı politikasına bir değişiklik yapacağını ilan etmişti. Bu çerçevede Silah İhracatı Kontrol Yasası (Rüstungsexportkontrollgesetz) çıkaracağını duyurmuştu. Bu kapsamda özellikle insan hakları ve uluslararası hukuku ihlal eden ülkelere silah satış izni vermeyeceğini ilan etmişti. Silah satış onayını veren Ekonomi Bakanlığı koltuğunda Yeşiller üyesi Robert Habeck’in oturması ise ayrıca dikkat çekici. Çünkü, Yeşiller’in seçim programında açıkça, “Diktatörlere, insan haklarını ihlal eden rejimlere ve savaş bölgelerine silah satışı kesinlikle yasaklanacak” deniliyordu.
Bir yıllık hükümet döneminde Yeşiller yasaklama bir yana rekor düzeyde artışın altına imza attı. Bu konudaki politikadan bir dönüşün olması da beklenmiyor. Yanıtı veren Yeşiller üyesi Ekonomi Bakanlığı Müsteşat Sven Giegold, silahların yüzde 90’ının “yakın müttefik ülkelere” satıldığını ifade ederek eleştirileri savuşturmaya çalıştı. Önergeyi veren Sevim Dağdelen ise hükümetin silah satış politikasına sert tepki göstererek, “Bu hükümet bugüne kadar en yüksek ikinci silah satışını onayladı. Halbuki koalisyon ortakları seçimlerden önce ise sınırlama getireceklerini vaat etmişlerdi. Şimdi ise insafsızca savaş ve kriz bölgelerine silah dağıtarak çatışmalardan ve ölümlerden yararlanıyor” dedi.
Gelişmeler, özellikle Yeşiller Partisi’nin Alman silah tekellerinin çıkarlarını gözeterek siyaset yaptığını gösteriyor. Muhalefette iken oy almak için silahsızlanma, barış, çevre, iklim gibi konuları öne çıkararak, özellikle de genç kesimlerden oy alan bu partinin hükümette sermaye ve silah tekellerinin istediği yönde hareket ettiği görülüyor.
UKRAYNA’YA AĞIR SİLAHLAR GÖNDERİLECEK
2022’de en fazla silah satış onayı tahmin edilebileceği gibi Ukrayna için verildi. Toplamda 2,2 milyar euroluk silah satış onayı verildiği Ukrayna’ya ayrıca çok sayıda silah da gönderildi. Ukrayna da dahil edildiğinde silah satış onayının verildiği ülkelerin üçte biri AB ve NATO dışında. Bu nedenle Sven Giegold’un Ukrayna’nı “yakın müttefik” grubuna katarak durumu hafifletmesi gerçeği ifade etmiyor. En önemlisi de açıktan savaş bölgesine silah satışı yapılması ve yapılmaya da devam edilecek olması. En son çok sayıda Marder panzeri ve Patriot savunma sisteminin Ukrayna’ya gönderilmesine karar verilmişti.
Barış örgütü DFK-VK Sözcüsü Jürgen Grässlin tarafından yapılan açıklamaya göre, Almanya Ukrayna’ya MARS füze fırlatıcıları, motorlu obüsler ve Gepard tipi uçaksavar gönderdi. Ayrıca toplam 3.000 mermili 900 tanksavar 3, 500 Stinger uçaksavar füzesi, 100 bin el bombası, topçu mühimmatı, makineli tüfek ve çok fazla savaş ekipmanı gönderdi.
Almanya’nın Ukrayna’ya silah satmasına karşı çıkan Grässlin “Bu silah teslimatları, her iki tarafın savaşı askeri olarak kazanılabileceği şeklindeki son derece tehlikeli askeri mantığından kaynaklanıyor. Almanya, yangına körükle gitme yerine, barış için harekete geçmeli” dedi. (YH)
