Written by 15:12 Allgemein

‘Tabandan yeterli baskı olmuyor’

Almanya’da metal ve hizmet işkolunda milyonlarca işçiyi ilgilendiren TİS süreci devam ediyor. IG Metall Sendikası”nın bu TİS dönemindeki talepleri ve işçilerin  beklentilerini Berlin Bosch-Simens İşyeri İşçi Temsilciliği Üyesi Hüseyin Akyurt ile konuştuk.

 

IG Metall sendikası bu TİS görüşmelerinde yüzde 6,5 ücret artışı talep ediyor ve kiralık işçilerin ücretlerinin denkleştirilmesine yönelik tavsiyelerde bulunuyor. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yönetim tavsiye kararlarını açıkladı. Bundan sonra sendikanın tarif komisyonlarında kararlaştırılacak. Benim düşünceme göre düşük bir ücret artışı sözkonusu olmaz. Kiralık işçilerin ücretlerinin denkleştirilmesine yönelik olarak ise kamuoyunda yüzde 70-80 oranında büyük bir destek var.

 

IG Metall kiralık işçilerle ilgili “Eşit işe eşit ücret” kampanyası açmıştı. Bu TİS dönemi bu kampanyayı daha ilerden sürdürmek için nasıl bir rol oynayabilir?

Olumlu bir rol oynayabilir “Aktion Übernahme” ile bu biraz da olsa başarılabildi. Bu nedenle birçok genç işçi sendikaya üye oldu. Sendika yönetiminin kiralık işçiliğe yönelik kampanyası olmasına, bu yönde tavsiyelerde bulunmasına ve firmaların çoğunda IG Metall’in BR olmasına rağmen bu, henüz firmalara yansımıyor. Birçok işçi temsilciliği 6 Euro’luk kiralık işçilere firmalarında onay verebiliyor.

 

Peki sizin fabrikada durum nasıl?

Biz daha önce 5 yıl boyunca BR olarak onay vermedik. İşveren her alacağı kiralık işçi için mahkemeden onay almak zorunda kaldı. Ondan sonrada bıktı kiralık işçi almadı. Yani işveren BR’nin onaylamadığı her kiralık işçiyi mahkemede onaylatmak zorunda, hem masraflı hem de imaj sorunu yaratıyor. Maalesef IG Metall sendika olarak bunu fabrikalara gerektiği gibi yansıtmıyor/yansıtamıyor.

Benim gördüğüm kadarıyla IG Metall merkezi yavaş yavaş tabanla irtibatını kaybediyor. Siemens, Mercedes gibi 15-20 tane büyük tekelin BR başkanı IG Metall’in politikalarını belirliyor.

 

Gördüğün kadarıyla işçiler arasında nasıl bir beklenti ve ruh hali var?

Uzun süreden beri TİS’lerde yaşananlar aşağı yukarı şöyle oluyor. Talebin yüzde 50-55 ine bir anlaşma sağlanır. Bunu herkes biliyor; virgülün önünde 3 olur arkasında da 5, 6 veya 7?..

Genelde her TİS sonrasında işçiler arasında alınan ücret karşısında bir hoşnutsuzluk olur; herkes kızar, küser, bağırır, çağırır ama ne hikmetse de bu hoşnutsuzluk, sendika yönetimlerine bir tepki olarak dönmez.

Bugün basınıyla televizyonuyla, ‘Kriz var, yarının ne olacağı belli değil ayağınızı denk alın, yüzde 5 falan ne oluyor, bu ücreti kim ödeyebilir, işyerleri kapanır’ türünden bir propaganda yaygın; ve maalesef işçilerin de ezici bir çoğunluğu bu propagandanın etkisi altında.

TİS öncesi asıl büyük hata mı desek yetersizlik mi desek, tabandan sendika yönetimlerine çok az baskı geliyor. Herhangi bir firmanın işçisi “ya kardeşim ben yüzde 6’nın altında bir anlaşmayı kabul etmem” demiyor. Tabandan dayatan bir tutum yok. Genel olarak TİS öncesi böyle bir tutum sergilenebilse durum biraz farklı olabilir. Sendika yönetimleri bugüne kadar yaptıkları en rezil anlaşmalarda bile zorlanmadılar.

Sendika yönetimlerinin TİS öncesi nabız yoklamalarında bu direnci görmemesi; en büyük hata orada.

 

IG Metall’in örgütlü olduğu Berlin’deki işletmelerde bu durumdan hoşnut olmayan işçiler veya temsilciler arasında “Nasıl olacak, bu süreçten nasıl çıkacağız gibi bir arayış var mı?

Bu ara maalesef öyle bir diyalog da yok. Bu da hepimizin eksikliği yani..  Birkaç firma temsilcisinin biraraya gelmesi sağlanabilir, öyle bir deklarasyon yayınlanabilirdi. Ama maalesef bunu biz de atladık. Bu da bizim eksikliğimiz.

Biz önceden, VKL olarak bunun kararını alıyorduk. Örneğin, ‘yüzde 10 ücret artışı şu şu maddeler’ diye…

 

Ver.di Sendikası da TİS taleplerini açıkladı. Berlin’de önemli sayıda kamu çalışanı var. En azından bazı eylemlerin ortaklaştırılması sağlanamaz mı?

Burada asıl problem sendika yönetimleri. Sendika yönetimleri bu işi öyle yukarı çekmek istemiyorlar. Yukarı çektiklerinde kendileri için tehlike arz ediyor. Onun dışında bizlerin de onu örgütleyebilecek gücü yok. Ama yine de gücümüz oranında zorlamalıyız.

 

Son olarak söylemek istediğin?

Bundan 2 ya da 3 yıl önce Berlin’deki 1 Mayıs yürüyüşünde ”Sizin kriziniz biz olacağız” şeklinde bir pankart dikkatimi çekmişti. Maalesef bugüne kadar bizler kapitalistlerin krizleri ile uğraştık; sendikalar öneriler yaptı, işçiler ücretlerinden feragat etti, vs… Ama asıl soru ‘biz ne zaman onların krizi olacağız’!

Close