Written by 12:05 HABERLER

Tönnies, korona ve modern kölelik

SELÇUK KOZAN

Almanya’nı en büyük et şirketi Tönnies’e ait mezbahada yüzlerce işçide koronavirüs vakasına rastlanması Almanya’nın gündemini epey meşgul etti. Daha önce de kendi içindeki sorunlardan tutun da, ırkçılık, yasadışı fiyat tespiti, çevreye verdiği zararlar ve kölelik dönemini andıran çalışma koşulları ile tartışma konusu olan şirket, şimdi de 1500’den fazla işçinin koronaya yakalanmasıyla tekrar gündeme geldi. Yıllar önce kural ihmali, işçilere dayatılan kölelik koşulları ve çevreye verdiği zararlar üzerine açılan onlarca davaya rağmen Tönnies şirketi para cezalarıyla her defasında kendisini kurtarmayı başarmıştı. Peki Tönnies nasıl bir şirket? Kuruluşundan bugüne geçmişine değinelim istedik.

KASAPLIKTAN ET TEKELİNE UZANAN HİKAYE

Tönnies şirketi 1971 yılında Bernd Tönnies tarafından küçük bir şirket olarak kurulur. Şirket kurulmadan önce kasap olan Bernd Tönnies, çocukları da kasap mesleğini bitirerek babaların yanında çalışmaya başlarlar. Kısa bir süre sonra kardeşi Clemens Tönnies ile birlikte aile şirketini kurarak yavaş yavaş büyümeye başlarlar.

20 işçiyle başlayan şirket Herzbrocke’ya taşınır ve çalışan sayısı 60’a çıkar. Hızla büyüyen şirket 1990’lı yıllarda Saksonya-Anhalt eyaletine bağlı Weißenfels kasabasında bir domuz kesimhanesini devralır. 1994’de şirketin temellerinin atıldığı Rheda-Wiedenbrück’e dönerek yeni mezbaha tesisleri açarlar. Bu bölgede 200 milyon euroluk yatırım yapılır. 2200 işçinin çalıştığı bu mezbahada her gün 2300 ton et üretilir.

2000 yılına gelindiğinde 1.950 işçiye ve 50 bin metrekarelik bir alana sahip olur. 2006 yılında 8 milyon domuz keserek ihracat payını yüzde 33’e çıkarır. 2015’de Danimarka’ya ait Tican mezbahasını satın alır. Çalışan sayısı 12 bine çıkarken yıllık kesilen 17 milyon domuzla birlikte ihracat payını yüzde 50’ye ulaşır. Şu anda dünya çapında 16 bin çalışanı ve yıllık 7 milyar euro ciro ile Almanya’nın en büyük kesimhanelerinden birisidir.

1994’de Bernd Clemens böbrek naklinden sonra ölmesi üzerine, oğlu Robert Clemens şirketin ortağı olur. Amca ve yeğen arasındaki anlaşmazlıklar başlar ve bugüne kadar sürer. Bernd Tönnies şirkette bir denetim kurulunun olmasını isterken, amcasına güvenmediğini ve ihanete uğradığını düşünür. Özellikle Putin’le arkadaş olan Clemens Tönnies, Kremlin’le olan ilişkilere de kuşkuyla bakıyor. Aralarındaki çatışmalara rağmen şirkette ortaklıkları devam ediyor. Tönnies şirketi sadece iç sorunlarla anılmıyor. Çevre kirliliği, vergi kaçırma, işçilerin kölece çalışma koşullarına karşı da bir çok dava açılır.

MODERN KÖLELER: TÖNNİES İŞÇİLERİ

Tönnies’de çalışanların büyük kısmı başta Romanya, Bulgaristan olmak üzere Doğu Avrupa’dan çeşitli taşeron şirketler üzerinden Almanya’ya getiriliyor. Taşeron işçi statüsüne bile girmeyen işçiler, dayanılmaz çalışma ve barınma koşulları modern köleliği aratmıyor. Asgari ücretin altında 8 saat karşılığı en düşük ücret ödenirken genelde 12-13 saat karşılıksız mesai yapılıyor. Öyle ki, koruyucu malzemelerin parasının bile işçilerden kesildiği belirtiliyor.

Barınma için bir odada bazen 10- 15 kişi yaşarken, yatak başına 270 ile 300 euro karşılığında kira isteniyor. Toplu bir şekilde yaşayan işçilerin bütün yaşamları iş yeri ile yurt arasında geçiyor. Ve dil problemleri olan işçiler, tamamen şehirden tecrit edilmiş bir şekilde yaşamaktalar.

Almanya’da yıllar önce gündeme gelen iTönnies şçilerinin yaşam koşulları üzerine bir çok tartışma olsa da, bugüne kadar herhangi bir ilerlemeden bahsetmek mümkün değil. Geçici iş sözleşmeleri, sendikasız olmaları ve herhangi bir hak iddia etme şansları yok.

Yoksulluktan faydalanan ve kendisini köle sahibi olarak gören bu firmanın en büyük destekçisi Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerindeki hükümetlerdir. Tönnies’i ucuz işgücü cenneti olarak gören Hollanda, Danimarka ve bir çok Avrupa ülkesi mezbahalarını Almanya’ya taşımışlardır. Her türlü haktan mahrum bırakılan işçilerin bugün yaşadığı koşullar, Almanya’da iktidar olan partiler ve diğer partiler tarafından görmezden gelindi. Tüm bu hak ihlallerine rağmen bugüne kadar herhangi bir yaptırım uygulanamadı.

SAYISIZ DAVA AÇILDI

2007’de dolandırıcılık suçlamasıyla şirkete açılan dava Essen Eyalet Mahkemesi tarafından reddedildi. 2009’da Bielefeld savcılığı tarafından taşeron şirketlere rüşvet ve vergi kaçakçılığı suçlamasıyla dava açıldı. Düşük maliyetli işçiler edinmek için, milyonlarca euro rüşvet verildiği iddiası üzerine yapılan araştırmalar sonucu, Litvanya’da yaşayan Alman iş adamı eski bir Tönnies taşeronu rüşvet ve vergi kaçakçılığında dolayı birkaç yıl ceza aldı. 2011’de fiyat sahteciliği üzerine Essen Bölge Mahkemesi tarafından açılan davada, 2,9 milyon euroluk ödeme karşılığında Clemens Tönnies ve yedi yönetici ceza almaktan kurtuldu.

ÇEVREYE VERİLEN ZARAR

Tönnies, çevreye verdiği zarardan dolayı da özellikle bölge halkının büyük tepkisini çekmiştir. Wiedenbrück’teki kanalizasyon arıtma tesisinden çıkan atık su Ems nehrine boşaltılıyor. Ems nehrinin Almanya’nın en kirli nehirlerden biri olmasında Tönnies’in de payı olduğu belirtiliyor.

Nehirde 2019’da iki yerde yüksek seviyeli, çok dirençli bakteri tespit edildi ve Tönnies’in atık sularından şüphelenildi. 25 Kasım 2019’da, Bielefeld Bölge Mahkemesi şirketin üç eski çalışanını üç ila dört yıl arasında hapis cezasına ve devlet hazinesine 210 bin euro ödemeye mahkum etti.

2006’dan 2011’e kadar Weißenfels’deki mezbaha, atık sularını belediye kanalizasyon arıtma tesisinde bir bypass yoluyla Saale’ye yasadışı bir şekilde kanalize etti. Bunun için, ancak uzun bir yasal süreçten sonra Tönnies, 1,5 milyon euro para cezası ödedi.

Rheda-Wiedenbrück’teki Tönnies mezbahası, günlük yaklaşık kesilen 30 bin domuzun atıklarını Rheda-Wiedenbrück şehrinin atık su arıtma tesisine boşaltmakta. Bu da 480 metreküpe denk geliyor. Bu ise kentin kanalizasyon hacminin yüzde 70’ini oluşturuyor! Özetle Tönnies’in çevre politikası şu şekilde oldu: “Kimse dikkatli değilse yasayı çiğneyin”!

CDU’YA RÜŞVET GİBİ BAĞIŞ!

Tönnies şirketi tarafından son 18 yıl içinde CDU’ya 158.474 euro bağışlandı. Bu sadece bilinen rakam. Fakat 10 bin euro üzerinde olan bağışların yasalara göre federal meclise bildirilmesi gerekirken bu bağışların bildirilmediği ortaya çıktı. 2017’de CDU’ya 32 bin 500 euro bağış yapılırken, CDU’lu NRW başbakanı Armin Laschet 2012’de eyalet başbakanlığını devraldığında bugüne kadar herhangi bir bağışın yapılmadığını iddia etti. Diğer partilere ise yapılan bağışlar bilinmiyor.

IRKÇI SÖYLEMLERİ TEPKİ ÇEKMİŞTİ
Aynı zamanda Bundesliga takımlarından Schalke 04’ün denetim kurulu üyesi olan Clemens Tönnies’in 2019 yılında bir etkinlikte yaptığı konuşmasında, iklim korumasına yönelik politikaları eleştirirken, “İklim korumasına para yatırmak yerine 20 tane baraj yapılabilir. Bu durumda Afrikalılar ağaçları kesmeyi ve karanlık olunca çocuk üretmeyi bırakır” diye konuşmuş ve bu sözleri büyük tepki çekmişti. Tönnies özür diledi ama eleştirilerden ve suçlamalardan kurtulamadı. Schalke 04 taraftarları Tönnies’i protesto ederek istifasını istemişlerdi.

Son korona vakası nedeniyle de Schalke 04 taraftarları “kulübümüz mezbaha değil, Clemens istifa et” diye tepki göstermişlerdi.

Şirketin diğer ortağı Robert Tönnies ise tüm bu gelişmelerden amcası Clemens Tönnies’i sorumlu tutuyor. Handesblatt’a yaptığı bir açıklamada, mezbahalarda ortalamanın üzerinden virüsün çıkmasının, iş sözleşmeleri ve kural ihlali gibi sebeplere dayandığını ve sadece Tönnies çalışanları değil bütün bir bölgeyi tehlikeye attığını söylemişti.

Close